PYD-El Nusra çatışması başımızı ağrıtacak gibi…

NECDET BULUZ

 

Suriye helikopterinin sınırımız ihlal nedeni ile düşürülmesinden sonra Dışişleri Bakanı Davutoğlu “ Kimse bir daha Türkiye’nin sınırlarını ihlal etme cüretini gösteremeyecektir” diye açıklama yaptı. Biz, hiç kuşkusuz sınırlarımın güvenliğini isteyen, savunan ve buna cesaret edenlere de gereken yanıtının anında verilmesini isteyenlerin başında geliyoruz. Sınır güvenliğimiz her şeyin önünde gelir. Sınır güvenliğimizi ihlal eden Suriye uçağının düşürülmesini de doğru buluyoruz.

Ancak, Bakana şunu anımsatalım:

Türkiye’nin sınırı sadece havadan ihlal edilince bunun adına “ihlal”deniliyor. Ya karadan ihlallere ne demeli? Türkiye-Suriye sınırı delik deşik durumda. Geçenlerde devletin Şanlıurfa Valisi “Sınırlarımızı kontrol edemiyoruz” diye açıklama yapmadı mı? Konu sadece Suriye sınırı ile de sınırlı değil. Kuzey Irak ile olan sınır boylarımızın da delik deşik olduğunu, özellikle her türlü kaçakçılığın bu sınırlardan yapıldığını da söyleyelim.

                                               SINIRIMIZ DELİK-DEŞİK

                                                  Suriye sınırından giren çıkan belli değil. Özellikle Suriye’de Esad’a karşı savaşan Cihatçıların Türkiye sınırını rahatlıkla kullandıkları söyleniyor. Geçenlerde yeniden Türkiye’ye davet edilen PYD Lideri Müslim, yaptığı açıklamada “Türkiye, çetelere top ve mermi veriyor” dedi. Adeta Türkiye’yi suçladı. PYD ile de iplerin gerildiğini gördük.

PYD Lideri kendisi ile görüşen bazı gazetecilere de şu açıklamaları yapıyor:

“ Türkiye, Suriye’de PYD ile el Nusra’yı çatıştırıyor. Bu nedenle de çetelere her türlü desteği sağlıyor. Suriye’de devam eden iç k olursa çatışmaların büyümesinde Türkiye’nin rolü açıkça görülüyor. En son Türkiye uyruklu 3 kişi daha bizimle çatışırken öldü. Serakaniye’nin doğusundaki bölgede dikenli telleri de kaldırıp, mayınlı araziden yol açtılar. Böylece destekledikleri çeteler rahatlıkla girip çıkıyorlar. Bizim elimizde Türkiye’nin Nusra’yı desteklediğine dair belgeler var. Bugün bunu yapanlar, gelecekte de bedeline katlanmak durumunda kalacaklardır.”

Suriye’deki PYD’lilere, Kuzey Irak’tan ve Türkiye’den ayrılan silahlı PKK gruplarından da destek sağlandığı biliniyor. Daha da açıkçası PKK, Suriye’deki bu kalesini sonuna kadar korumakta kararlı bulunuyor.

                                                 TÜRKİYE DAHA DA SIKINTIYA GİRER

Dikkat edilecek olursa bu açıklamalarda üstü örtülü tehditler de bulunuyor. El Nusra’ya her türlü desteğin sağlandığına dikkat çekiliyor. Bu da Suriye’deki PYD-El Nusra çatışmalarının başımızı ağrıtabilecek boyutlara tırmanacağını gösteriyor.

Suriye’de iç çatışmaların hızını artırması, sınır güvenliğimizi daha da tehlikeye sokacaktır. Geçenlerde yine bomba yüklü bir araçın sınırda patlaması sonucu 7 kişinin ölümü, gelecekte çok daha büyük patlamaların olabileceğini, daha çok tehlikenin yanı başımızda durduğunu da gösteriyor. Kaldı ki, Suriye’de Esad’ın yanında şimdi de PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’lileri de karşımıza almış bulunuyoruz.

Suriye sınırından variller dolusu petrol getiren kaçakcılar, sınırı nasıl geçebiliyor? Bunlar kontrol edilmiyor mu? Yine atlı ve otomobillerle sınırdan Ceylanpınar’a kadar gelebilenler buna nasıl cüret edebiliyor? Dışişleri Bakanı, sınır güvenliğinden söz ediyor ama sınır güvenliği demek, sadece bu güvenliğin havadan sağlanması mıdır?

SAVAŞIN İÇİNDE GİBİYİZ

Sürekli olarak yazdığımız ve söylediğimiz şu olmuştur:

Türkiye, Suriye politikalarında giderek daha çok batıyor. İşin içinden çıkılamaz bir duruma düşüyoruz. Suriye’den gelen sığınmacılar da ayrıca büyük sorun olarak karşımızda duruyor. Bölgedeki illerde huzurun kalmadığı, sığınmacıların sürekli olaylara karıştıkları da bir başka sorun olarak görülüyor. Peki, Suriye’de iç savaşın boyutlarının daha da büyümesi ile bu sorunlar katlanarak artmayacak mı? Bunun sorumlusu kim olacak?

                                                        Türkiye, Suriye konusunda daha barışçıl bir tutum izlemelidir. Siyasi çözüm, en doğru olan çözüm olacaktır. Zaten, konu ile tek başımıza kaldık. Daha açık bir ifade ile Suriye’deki savaşın içinde gibiyiz ve kendimizi daha çok bu işin içine bulaştırıyoruz. Savaşın sürmesi, Esad’ın ömrünü uzatıyor. Bu da hiç kuşkusuz İsrail’in işine yarıyor. Amerika ve Batı ülkeleri de bu işin böyle olmasını istiyor.

e.mail: necdetes@mynet.com

 

 

 

 

 

NECDET BULUZ - 1445340974368