SINIRLAR YOLGEÇEN HANI,
DEVLETİ BÖCEKLER SARMIŞ!
Ey koca Türkiye devleti sen bu günleri görecek miydin?
Hani senin sınır namusun?
Hani bin yıllık devlet geleneğin?
Paramparça olmuşsun,
Seni yönetenler, Terör örgütleri ile kol kola!
Seni yönetenler, Dünya da alay konusu ediliyor!
Nerede,it,uğursuz,,katil,psikopat, serseri,hain hayasız,şerefsiz,hırsız,katil,tecavüzcü,kavat,pezevenk, dinsiz, allahsız varsa, seni yani ülkeyi yönetenlerin,
“arkadaşı, dostu-yoldaşı” olmuş!
Peki, APO kim?
40 bin kişinin katili…
El nursa kim?
El kaidenin kolu.
İnsanları “Allahu ekber” deyip insanları tavuk gibi kesen psikopatlar!
Müslüman’ım diyip,
Irak da, Suriye, Libya da Müslümanları, haçlılara, kırdıran onlara, imkânlar tanıyan, seni yönetenlerin, Müslüman geçinip, halkını “Allah’la” aldatan eli kanlı katiller olduklarını hala anlamadın mı?
Katilliğin, sadece adam öldürmek olmadığını, insanları öldüren katillere destek olan ve onların başarılı olması için “Duacı” olanların “ eli kanlı katil” olduklarını ne zaman anlayacaksın?
Müslüman’ım deyip,
Irak da, 1,5 milyon Müslüman Arap’ın katledip, karılarına, kızlarına tecavüz edip, karınlarını ABD piçleri ile dolduranlara, “Duacı” olanların,
Mısır’da İhvan Lideri” Muhammed El Biltaci’nin” 17 yaşındaki kızı Esma’ya yazdığı mektubun okunması sırasında TV ekranlarında dökülen ”timsah” gözyaşlarını inananlar oldu mu bilmem ama bu kadar ikiyüzlülüğün ”Devlet” olma vasıflarına uymadığını da artık kör gözlerin görmesinin zamanı gelmedi mi?
Bu kadar körlük niye*
Neyin karşılığı*
Bizim devlet geleneğimizde var mıdır, ?
Komşulara, Terörist ihraç etmek?
Hangi devlet geleneğimizde vardı, Sınırlarımızı komşu ülkelerde, kadınlara sorgusuz, sualiz, kocalarının, babalarının gözü önünde, tecavüz eden şerefsiz, psikopatlara, sınırlarından yol vermek!
Hangi, İslami gelenek, göreneğinde ve inancında, bir kadına “ Allah adına, bir kadına 8 kişinin sırayla tecavüz edenleri, muhatap kabul edip onlara, para, silah, lojistik destek vermek”?
Hatta bu katillerin moralleri düzelsin, daha çok Müslüman kanı döksünler diye,”MİT’İN” bu katil psikopatlara “hayat kadını” temin edip göndermeleri, Türkiye’nin ya da Osmanlının, geleneğinde vardır?
Türkiye Cumhuriyeti,
çöküş sürecinde!
Artık hiç kimse, Türkiye’nin AKP onun başının yönettiği Türkiye’nin, bölünüp parçalanmayacağını, söyleyemez…
Türkiye devlet olmaktan çıkarılmış, devletin iradesi, bir kişinin iki dudağı arasından terk edilmiştir!
Artık hiç kimse, meclis vardır, orada milletin vekilleri onları iradeleri var diyemez!
Hatta, Cumhurbaşkanı var diyemez!
Gezi olaylarında
Başbakan vekilinin
Ve
Cumhurbaşkanının ne sokulduğunu hep beraber ibretle şahit olduk!
Artık hiç kimse,
Adalet var, hukuk, savcı, hâkim var, Polis var, İstihbarat var, Asker var diyemez!
Şeklen var bu kurumlar!
Çünkü bu kurumlar, inisiyatif kullanamazlar!
Bu makamda oturanlar ve sorumlular, Recep beyin izni olmadan WC’ye bile gidemezler
Çünkü bu kurum ve kuruluşların tek emir vereni Recep beydir.
Tek söz sahibi odur!
O öyle kutsaldır ki!
Götü’nün kıl öpülesi mertebededir!
Recep beyin ülkesinde,
Durum ne?
Yalan-dolan talanla yönetilen,10 senelik AKP iktidarı ile Recep beyin idare ülke durum ne?
Ülke, bizzat iktidarın başı ve gıçları tarafından yaratılan tam kaos modunda…
Her yer yerde başkaldırı var, isyan var!
Doğu ve güney doğu Anadolu, PKK’nın inisiyatif ve kontrolünde…
Yolsuzluk alabildiğine yaygınlaşmış, başta belediyeler olmak üzere, yolsuzluk yapmayanlar, yapmayanlar adeta ”kerizlikle” suçlanır hale gelmiş/getirilmiştir
Açıkçası, “Devletin malı Deniz yemeyen “domuz” oluyor demek doğru olur…
Sınırlar kimin Namusu?
Yolsuzluk, yalan, dolan ve talanı, PKK ile hainine pazarlıklarını, kanıksadık ama!
Ülkenin sahipsizliğine, sınırları yolgeçen hanına dönüşüp, kevgire benzemesine bir türlü izah yolu bulamıyorum.
Askeri makam, kışla ve hudut karakollarındaki tepeler de” sınır namustur” diye yazıldığını, Askerin, bu konularda çok hassas olduğu biliyorduk…
Ne oldu askere?
Sınırın namusunu kime teslim ettiler?
Dahası namus teslim edilir mi?
Ayrıca,
Milletin vekili, Devletin, Askeri, Polisi, yargıcı, göreve başlarken, Devletin bütünlüğünü koruyacağına “namus ve şerefleri üzerine “yemin” etmezler mi?
Hatta,
Cumhurbaşkanı bile aynı amaçlı yemin ederek, görevlerine başlarlar…
Şimdi,
Türkiye’nin valisi açıklama yapıyor(Şanlıurfa),”Sınır güvenliğini sınır güvenliğini sağlayamıyoruz”…
Vali’yi geçtik, her gün yandaş olmayan TV ekranlarında, Suriye ve ırak sınırının “yolgeçen hanı, haline dönüştüğünü, bizzat, El kaide militanlarının dünya medyalarına açıklamaları ile öğreniyoruz…
Hangi ülkenin sınırına, 500 atlı, 4000 sivil dayanıp ”kaçakçılık” yapabilir?
Sınır namus ise, namusunu korumayanlara ne denir?
Devleti böcekler sarmış!
Hani derler ya,
Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyim.
Daha önceleri, korgeneral rütbesi ve istihbarat bilgisi olan deneyimli, ya da kurum içinden, müşteşar konumunda kişileri atandığı, MİT’in başına, astsubay eskisi biri getirilerek, ülke güvenliği ona teslim edildi!
Hatırlıyorum,
MİT’in başına, Hakan Fidan getirilirken,
Recep bey şöyle bir açıklamada bulunmuştu;
Mealen, MİT, artık dünya istihbarat teşkilatı düzeyinde çalışacak!
Yani MİT, dünya da büyük istihbarat örgütleri gibi her ülkede çalışmalar yapacak!
Peki kiminle?
Astsubay emeklisi İle…
Peki, bu zatın istihbarat bilgisi var mı?
Yok!
Sadece, University of Maryland University College’den Yönetim ve Siyaset Bilimi üzerine lisans dereceleri alan MİT’in başı Hakan Fidan, en çok övündüğü ve yandaşların destek gerekçesi ise;
Bilkent Üniversitesi’nde yüksek okul düzeyinde ki tezi!
Tezin başlığı,
“İstihbarat ve Dış Politika: İngiliz, Amerikan ve Türk İstihbarat Sistemlerinin Mukayesesi”…
İstihbaratçılar çok iyi bilirler ki, istihbarat da, önemli olan teorik bilgiler değil pratik bilgi ve tecrübelerdir!
Ve gene çok iyi bilirler ki,
MİT de istihbarat kişiler için değil “Devletin birlik ve bütünlüğü için” yapılır…
Şu hale bakarımsınız, devletin istihbaratının teslim edildiği kişide “istihbarat” deneyimi sıfır!
Sadece okul bilgileri ile “istihbaratçılık” yapılmaz!
“Kırk gün taban eti bir tavuk etinin zevkini tatmayanın” istihbaratçılığı ancak,
MİT Başkanı, Hakan Fidan’ın ki kadar olur!
Bakınız,
Daha önceleri başbakanın, makam odası ve çalışma ofisleri dinlendiği ortaya çıkmıştı!
Şimdi de, Başbakanlık da daire başkanları hatta bir Bakanın,
İranlı kadın ajanlar tarafından ”böceklerle” dinlendiği ortaya çıkarıldı…
Genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları dinlendi ve ses kayıtları, piyasaya sürüldü!
Ve 14 ortam dinleme aracı ülkeye sokulduğu halde kimler tarafın sokulup dinlendiği olduğu bilen yok!
Sadece 3 adet dinleme aracının, istihbarat örgütlerinin elinde olduğu açıklandı!
Şimdi diyebiliriyiz,
Ülkemize sokulan, 14 ortam dinleme aracının, kimler tarafından sokulduğunu “Devlet” bilmiyor!
Yani devletin istihbarat örgütleri bilmiyor?
Bunları bilmiyorsa, o zaman, Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına, Genelkurmay karargâhına konulan, “böcekleri de” bilmemesi normal karşılanmalıdır…
O zaman MİT ve diğer istihbarat birimleri, sadece, Recep beyin, “ispiyonculuğunu ” yapıyorlar demektir!
Dünyanın hangi ülkesinde,
Başbakanlık, Genelkurmay başkanlığının dinlenmesini önleyemeyen,
İstihbaratın başı makamında kalabilir?
Başbakanın dinlenme sonrası ne yapıldı?
Emniyet istihbarat da birkaç kişi günah keçisi seçilip görevleri değiştirildi…
Peki, biz neden istifa ya da görevden alınma yok?
Bunun izah ancak şöyle yapılabilir?
Başbakan’ın eli mahkûmdur ondan!
Eee nedenini de siz düşünün…
İşte mit başın de ki adam için de;
Ne kaa paaa,o kaa köfte…
Sonuç:
Devletin kurumları BBG evi olmuş!”
Sınırların namusu yok edilerek, fahişeleştirilmiş, sınır bekçilerinin elinde bir şişe kolonya, bir paket peçete verilerek …
Birileri hala öküzün trene baktığı gibi olup bitenlere bakıyor.
İşte Türkiye’nin AKP’li iktidarlarla getirildiği son durumunun özeti…
Ha ülkenin bu hale sokulmasında, payı, paydası olanların, yetmez ama evet” diyenlerin mezarlarını, çocukları ve torunları rahmet yerine ”S…caklarını” söylemeden de geçmeyelim…