NECDET BULUZ
Yavru vatan KKTC’nde, yıllardır devlet yapısı istenilen seviyeye gelmedi ve oturmadı. Bunda, kuşkusuz çeşitli nedenler var. Ancak, Kıbrıs’lı siyasilerin de bunda etkisinin var olduğunu söylemeliyiz. Kısır çekişmelerle siyasetin önün tıkandı, yeni yüzlerin önü açılmadı, fırsat tanınmadı. Türkiye’nin siyasi ve ekonomik desteği ile ayakta duran, KKTC’nin artık kendisini yönetebilecek, kendi siyasi ve ekonomik dinamiklerle ayakta kalmasını sağlayacak bir yapıya kavuşması gerektiğini her zaman istedik, destekledik.
Şimdi yeni bir Hükümet kuruldu, iş başı yaptı. Temennimiz, yeni hükümetin KKTC’ni beklenen hedeflere taşıyabilmesidir. Yeni Hükümette görev alan bazı siyasilerin geçmişteki deneyimleri ile KKTC’nin statüsünü güçlendireceğine, siyasi ve ekonomik alanda açılımlara imza atacağına inanıyoruz. Çünkü asıl önemli sorun, yarım asra yakın bir çözüm sürecinin halen askıda kalması ve bir sonucun elde edilememesidir.
DEVLETİ AYAKTA TUTABİLME
KKTC’nin diğer en büyük sorunu da ambargo altında kalmış olmasıdır. Biz, bu ambargodan da yavru vatanın en kısa zamanda kurtulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu da, hiç kuşkusuz güçlü bir devlet yapısı ve ekonomik altyapının tamamlanması ile gerçekleşebilir. Son yıllarda bu konularda atılan adımların umut verici olduğunu da söylemeliyiz.
Geçenlerde Anadolu ve Kalkınma İşbirliği Derneği (AKİDER) Kütahya’da bir toplantı düzenledi. Toplantıya KKTC Başbakan Yardımcısı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş’da katıldı. Bakan Denktaş, toplantıda yaptığı konuşmada “Beraber ölmeyi becerdik ama devleti ayakta tutmayı beceremedik” diyerek çok doğru bir uyarıda bulundu.
Bugün, bölgede söz sahibi bir Türkiye varsa, KKTC’nin de aynı ölçüde güçlü olması gerekmiyor mu? Serdar Denktaş, konuşmasında buna vurgu yaptı, bakınız neler söyledi paylaşalım:
TÜRKİYE’NİN KKTC İÇİN ÖNEMİ
”Bize ambargo uyguluyorlar. Biz de kendi ayaklarımızın üzerinde duramayacak mıyız? Bir tek yol var, bunu artık anlayalım. Yıllardır ‘aman Birleşmiş Milletleri kırmayalım aman Avrupa Birliği bize bir laf etmesin’, diye diye bizlerle anlaşmayı kabul etmeyen Rumlarla görüşmeyi devam ettirdik. Öte yandan 1996’dan beri Türkiye ile ekonomik entegrasyonu bir türlü oluşturamadık. O toprakları vatan yapabilmek için beraber ölmeyi becerdik, o topraklarda kurulan devleti ayakta tutmayı beceremedik. Bunu da artık kabul edelim. Bu yanlışımızı, ambargoların arkasına saklanmak gayretimizi ortadan kaldırarak, kabullenmeliyiz. Kurtuluş Savaşı sonrası bağımsızlığını kazanan Türkiye Cumhuriyeti, yine aynı şekilde kurtuluş mücadelesi sonrasında kurulan ikinci Türk devleti KKTC’dir. Birbirine sarılıp entegrasyonu sağlayarak, dünyaya ‘siz karar verdiğinizde bize seslenin biz sizinle de entegre olmaya hazırız’ diyebilmeli.”
Şimdi, biz de bu teşhisin ve konuşmanın altına imzamızı atıyoruz. Ancak, yazımızın başında da değindiğimiz gibi KKTC’nde sağlam, güvenilir, geleceği görebilen ve bütünleştirici bir siyasi birliğin olması gerekiyor. Yalpalayan, güven vermeyen, geleceğinden kuşku duyulan hükümetler ve siyasi birliktelikler bugüne kadar KKTC’nin önünü tıkamıştır. Ortada Türkiye ve giderek güçlenen bir Türk Devletleri topluluğu vardır. Böyle bir ortamda, KKTC’nin daha dinamik, daha güvenilir ve sağlam biçimde ayakta durması gerekmiyor mu?
YENİ BİR KALKINMA DÖNEMİ
Denktaş, bu konuda da gelecekten umutlu görünüyor. Kütahya’daki toplantıda yaptığı konuşmada bu konudaki konuşmasından da kısa bir alıntı yapalım:
”Dünya siyaseten tanımasa bile Türk ülkelerinin mevcut potansiyeli, önümüzdeki 10 yıl içinde, bugünkünden çok daha farklı bir noktaya gelecektir. Türkiye ve KKTC arasında çok gelişmiş anlaşmalar olmasına rağmen ekonomik kalkınmanın önünü açacak çifte vergilendirme gibi KKTC’nin Türkiye’nin bir serbest bölgesi olması gibi girişimler henüz yok, yeni başlayacak. Bunlar önümüzdeki iki üç yıl içinde meyvesini verecek ve o zaman belki Türkiye’nin de kayıt dışı ekonomisinin bir kısmı vergisiz bir şekilde KKTC’de kullanılmak suretiyle yeni bir kalkınma dönemine gireceğiz. Bu hem bizim için hem de Türkiye’deki yeni girişimciler için önemli bir destinasyon haline gelecektir.”
Geçmişte yapılan yanlışları görmek, bunları ortaya koymak ve ders çıkarmak, ileriye daha sağlam ve umutlu bakmak bile iyi bir gelişmedir. Görünen, artık KKTC’nde siyasi çekişmelerin kan davasına dönüştürülmemesi, gençlerin önünün açılması, yeni yüzlerin siyasete kazandırılması için bir çabanın içine girilmiş olmasıdır. Bu da, beraber ölmeyi becerenlerin, devleti beraber ayakta tutmak için kararlılığını gösteriyor. Bizi mutlu eden, umutlandıran da işte bu olmalıdır.
e.mail: necdetes@mynet.com