YARIN ÇOK GEÇ OLACAK

ABD Dışişleri Bakanı J.Kerry ile Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriye’deki kimyasal silahların denetimi konusundaki pazarlıklarını başarıyla aslî hedefine, Cenevre-2 Konferansının düzenlenmesine yönlendirdi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Başbakan Erdoğan,mutabakatın Suriye krizinin nihai çözümü olarak görülmemesi gerektiğine yaptıkları vurguyla,sürecin bu yönde ilerlemesinden endişelidirler!

*
Biraderlerin endişelerinin birinci nedeni -bir zaman, sırtlarını okşayan, sermayesinin uluslararası hareketini sınırlayan engelleri ortadan kaldırmak ve denetimleri aşmak için kendine meydan okuyan ülkelere karşılık verebildiği için küresel lider olan ABD’nin -şimdilerde,
Ulusal Güvenlik Stratejisinin dört çıkarı Güvenlik, Refah, Değerler ve Uluslararası Düzen çerçevesinde tek küresel sistemi, çevresinde birbirine bağlı yapıda ve ilgileri farklı ülkelerin genel ekonominin gündemi içinde benzer yaklaşımlarda değil,kendilerine en uygun seçeneğin yükümlülüklerini üstlenecekleri yeni bir dünyaya dönüştürmekte olmasıdır.

*
Bu dünya ABD’nin -mesela, Avrasya’da Rusya’nın küresel barış, istikrar ve gelişmeye katkı sağlayacağı iddiası ve BM merkezinde uluslararası hukukun üstünlüğünde yeni küresel statünün oluşturulması talebinin stratejik müttefiklik düzeyinin gelişmesi paralelinde İsrail-Filistin arasında bir barış planını teşvik etmek üzere Suriye iç savaşının önlenmesi, savaşı radikal boyuta taşıyan terörist unsurların yok edilmesi, yeni Suriye’nin kurulması -sonra, İran’ın nükleer programı konusunda diplomatik işbirliği üzerinde kuruluyor.

*
Bu kez, dinden demokrasi çıkarmanın şarlatanlık olduğunun kabul edilmesinin ötesinde -mesela,İslamiyet’in sadece bir din değil topyekün bir hayat tarzı olduğu algısının toplumsallaşmasına izin verilmiyor.
“La şarkıyye la garbiyye illa İslamiyye illa İslamiyye” eğitimiyle yetişmiş birilerinin Müslüman dünyasına lider olmak hırsı reddediliyor.
Bu kültürün dünyayı tehdit eden İslamcı radikalizmi üreten sosyal yapılara neden olduğu görülmüştür -işte,önce yalnızlık -ardından, tasfiye ediliyorlar.
Biraderler siyasetlerine verilen her türlü kredinin sonlandırılmasından endişelidir…

*
Biraderlerin endişesinin ikinci nedeni,ümmetçilik felsefesi ile yıkanmış beyinlerinin- bir türlü, kendi kaderine sahip çıkmayan,ulusal butünlüğü ve Türk idealizmini algılayamayan -bir zaman, ABD’nin eteğini çekiştirip Osmanlı’nın ardından devlet yapılanmalarında Vatikan benzeri ekonomik güç olunması projesine yönlenmiş siyasetlerinin duvara toslamış olmasıyla ortalığa yayılan Kürt Sorunu ve Kürdistan Sorunu’nun da gelinen boyuttur.

*
Biraderler,Atatürk’ün “Bütün soy gururumuzu,Türk olmanın içinde buluruz” ifadesiyle çizdiği ulusal bütünlükte ve “Bağımsızlıkçı, Antiemperyalist ve Çağdaş” olmak idealizminde Türkiye Devletinin yerine;
Kurdukları, PKK’nın dağdan indirilip siyaset zeminine çekilmesi -sonra, “Bölgeyi kazanırsak petrolü ve Misak’ı Milli topraklarını da kazanırız” hedefiyle 2023 ufkunu kapsayan;
Türkiye’ye ilişikli topraklardan ve İran’ın batısından, Irak’ın kuzeyine,Suriye’nin kuzeyinden doğusuna ve Akdeniz’e ulaşan koridora kadar Konfederal İslamcı bir devlet hayallerinin darmadağın olmasından endişelidir.

*
Bir yanda, Suriye İç Savaşının yeni boyut kazandırdığı bölgesel hareketlilikte bir başka egemen devletin kuzeyindeki Kürtleri sınırdan 50 kilometre uzaklaştırılıp yerlerine Arapları yerleştirmek üzere uluslararası çevrelerin tasfiyesinde ısrar ettiği El Kaideci radikal örgütleri Suriyeli Kürtlerin üzerine salmaktan, bölgeyi boşaltmaya yönelik ambargo uygulamanın suçluluğundan endişe ediliyor.
Öte yanda,Demokratik Çözüm sürecinde Kürtlerin, Türkiye’de Kürdistan adıyla andıkları bölgede KCK sisteminin temeli akademiler, komün, kooperatif ve meclislerini hızla yaygınlaştırmaları,demokratik konfederalizm temelinde demokratik uluslaşmanın oluşturulması, komünal ekonominin ve demokratik özerkliğin inşasının tabandan örgütlendirilmesinde çok yol almış olmalarından…

*
Nitekim,Biraderler “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı” nın demokratikleşme paketinde hangi taleplerin yer alması gerektiğini ortaya koyan bir tutum belgesiyle karşı-karşıyadır.
“Anadilde eğitim”, “anayasal güvence”, “kendi kendini idare etme” ve “Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesi” taleplerinin süreçten bağımsız olmadığı,bu taleplerin pazarlık konusu yapılamayacağı,
Sürecin anlamlı olması için KCK tutuklularının derhal salıverilmesi Terörle Mücadele Kanununun kaldırılması,yüzde 10 seçim barajının kaldırılması,Öcalan’ın kamuoyu ve halkla ilişkileri önündeki engellerin yokedilmesi,Türkiye’nin Kuzey Suriye’de Kürtlerle savaşan taraflara her türlü yardımı kesmesi gibi “Oh,ne alâ” taleplerde bulunuluyor.

*
Böylesi taleplerde bulunan Kürt Hareketinin rahatlığı -elbette,Suriye İç Savaşının yeni boyut kazandırdığı bölgesel hareketlilikten vazife çıkartmaktaki başarısından kaynaklanıyor.
Ortada bütünleşmiş bir Kürt bloğunun olmayışı, Kürtlerin bu amaçla toplamaya çalıştıkları Kürdistan Kongresi’nin istenen sonuca varmasının zor olması, bu bölünmüşlükte çıkar ve amaçlarda yaşanan çelişkilere rağmen,
Kürtler, yeni bir dünya kurulurken ve Ortadoğu’da yeni bir barış planı gelişirken tüm denklemlerin ortak paydasında yer alıyor.

*
Küresel Güvenlik, Refah, Değerler ve Uluslararası Düzen çerçevesinde ABD ve Rusya’nın stratejik müttefiklik düzeyinin geliştirilmesi paralelinde yeni dünyaya doğru,
İşte Irak’ta Güney Kürdistan ilişkiye açık herkesle şu veya bu oranda ilişki, ittifak kurmaya gayret ederken,konumunu koruyup ayakta kalmak için bir devlet gibi tüm olanaklarını kullanıyor.
Türkiye’de Kuzey Kürdistan,Suriye’de Batı Kürdistan bölgesinde ise -hem,Kürtlerin demokratik gelişimlerinin önünün açılacağı -hem de, zengin hidrokarbon kaynaklarının,tarımsal olanakların ve su kaynaklarının paylaşımının bir denge unsuru olarak Kürdistan vasıtasıyla bölgeye ve dünyaya yayılacağına inanılıyor.
Nitekim,Abdullah Öcalan’ın Demokratik Çözüm süreciyle ilgili acelesi yoktur, İmralı’da son görüşmesinde taraftarlarına,”Önerilerim ve düşüncelerim doğrultusunda zorlukları aşmayı başarırsak, yeni bir formata evrilmiş, derinlikli bir müzakere ile yola devam edebiliriz” mesajıyla “Biraderlerin Demokratikleşme Paketinin beklenmesi” talimatı veriyor.

*
Eh,biraderler önce yalnızlığa uğramak gerçeği, sonra tasfiye edilmek paniğinde dünyaya zarar veren ümmetçi algılarının sıyrıklık olduğu paronoyasıyla,
Sonra 11 yıllık iktidarlarıyla Türkiye’yi getirdikleri bu noktada asil Türk halkının son bir silkelenişi olasılığından acaip endişelidirler!

16.9.2013


Yazıları posta kutunda oku