PKK ve yandaşları meydanlara iniyor…

NECDET BULUZ

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “barış süreci” ile ilgili son yaptığı açıklamada “Çözüm ve barış sözleri ile gerçek amacı gizlenmeye, gerçek hedefi kapatılmaya çalışılan ihanet süreci PKK’nın derlenip toparlanması için eşsiz bir katkı sağlamıştır.” Demiştir. PKK’daki hazırlıklara baktığımızda MHP Genel Başkanı’nın bu sözlerindeki gerçeği de açık biçimde görmekteyiz.

Geçenlerde de yazdık ve “PKK gündeme damga vurmaya hazırlanıyor”dedik. Şu açıkça görünüyor: “Barış süreci” sarsıntı geçiriyor ve Bahçeli’nin de ifadesi ile “İhanet süreci AKP’nin kucağında patlamıştır” sözleri bir gerçeği ifade ediyor.

                                                ANA DİLDE EĞİTİNE DİRENİYORLAR

                                                    PKK’nın isteklerinin ardı arkası kesilmiyor. Bunların ne olduğu bilindiği için her yazımızda yinelemek istemiyoruz. Ancak, PKK ve yandaşları “İsteklerimiz yerine getirilmezse biz de gereğini yapacağız” diyorlar. Bunların hedefi, Türkiye’nin her tarafını yangın yerine çevirmek. Bunun için de kitleleri meydanlara, sokaklara dökmeye hazırlanıyorlar.

İstekler arasında yer alan “Ana dilde eğitim” konusu bugünlerde sıcak tutuluyor. PKK’nın siyasi uzantısı BDP’lilerin de destek verdiği, kışkırttığı PKK ve sempatizanları şimdi bir ay boyunca eylem düzenleyecek. Eylemler Diyarbakır’da başlatıldı. Yüzleri poşu ve kırmızı maskelerle kapalı eylemciler, polislere de “Devlet önümüzden çekilin, son uyarımızdır, müdahale edeceğiz” diyerek meydan okumuşlardır.

                                                  Ana dilde eğitim haklarının verilmesi için de çocuklarını okullara göndermeyeceklerini söyleyen aileler”Eğitimi haklarımızı alıncaya kadar boykot edeceğiz” diyerek, bunu bütün yurda yayacakları tehdidinde bulunmuşlardır.

PKK”ÜLKEYİ BÖLDÜK”DİYOR

PKK ve yandaşlarını böylesine şımartan, suç işleme haline getiren bugünkü Hükümetin politikalarıdır. “Barış süreci” ile başlatılan ve PKK’ya geniş alan sağlayan bu anlayışın bugün iflas noktasına geldiğini de görüyoruz.

                                                  Burada asıl üzerinde durulması gereken noktaya dönelim:

Diyarbakır’daki PKK ve yandaşlarından oluşan eylemciler polislere karşı “Ülkeyi böldük, asayiş birimlerimizi de oluşturduk. Burada işiniz yok” diyerek hem de büyük bir suç işlemişlerdir. Bu suç karşısında polisin çaresizliği, göz altıların olmayışı, terör örgütünün cesaretini daha da artırmıştır. Çünkü olayların devamı var. Bakınız, PKK cephesi güvenlik güçlerine nasıl tehdit yağdırıyor, yenilir yutulur cinsten değil:

                                                   “ Önderliğimizin özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür. Şehitlerimize yapılanların intikamını alacağız. Savaşa da hazırız, barışa da hazırız. Gerekirse dünyayı başınız yıkarız. “

Her konuyu gündeme taşıyan, her konuda konuşan Başbakan’ın bu tehditler ve ağır suçlamalar karşısında hiç ağzını açıp, yanıt verdiğini duydunuz mu?

                                                  Bu madalyonun bir yüzü. Öteki yüzü ise, PKK ve yandaşlarının meydanlara inme hazırlığına hız verdikleri yolunda. Çünkü, bugüne kadar sıralanan isteklerin yerine getirilmesi için sokak çatışmaları dahil, her türlü eylemin başlatılacağı ifade ediliyor. Bunun için de özel eylemciler ve sivil halk kitlelerini yönetecek kadroların hazırlandığı vurgulanıyor.

GEZİ EYLEMCİLERİNİN GÜNAHI NE?

Gezi eylemcileri, şiddete başvurmamış, devlete, güvenlik güçlerine hakaret etmemiş, tehdit yağdırmamış ancak, bu eylemcilere düşmanca hareket edilmişti. Yaralanan, sakat kalanlar, ölenler olmuş, gözaltı ve tutuklamaların yanı sıra cadı avı başlatılmıştı. Şimdi, PKK eylemleri başlayacak. BDP’liler, eylemler konusunda yaptıkları açıklamalarda şimdiden tehdit yağdırmaya başladı. “Eylemcilerin tekinin kılına zarar gelirse, dünyayı başınıza yıkarız” diyorlar. Kimsesinin sesi çıkmıyor. Nedense PKK ve yandaşlarının eylemlerine polis müdahale etmiyor, onlara geniş fırsatlar tanıyor.

                                                    Çekilmeyi durduran PKK’lılar, yeni katılımlarla daha da güç kazandı. “Barış süreci” adı altında başlatılan bu süreçte en karlı çıkan tarafın PKK olduğunu herkes söylüyor. Ortadoğu uzmanları da, PKK’nın bugüne kadar göremediği bir ortamda bulunduğunu savunuyorlar. MHP Genel Başkanı Bahçeli de haklı olarak “Hani her şey iyi gidiyordu, Hani anneler derin bir oh çekiyordu, Sayın Başbakan şimdi neredesin, ne durumdasın?” diye sormakta haksız mı?

e.mail: necdetes@mynet.com

 

                                          

Yazıları posta kutunda oku

NECDET BULUZ - 1437809520747