NECDET BULUZ
Suriye’ye askeri müdahale konusunda Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun sabırsız hali, sanıyoruz sadece Türkiye’de değil, dünya kamuoyunda da ilgi ile izleniyordur. Savaşa bu kadar sabırsızlanan, “Biz de gerektiğinde üzerimize düşeni mutlaka yaparız” diyerek savaş tamtamları çalan Başbakan ve Dışişleri Bakanı’na yurdun her tarafından tepkiler yağıyor.
Geçen hafta Hatay, Adana ve Mersin’deydik. Adana’da bulunduğumuz sırada, Suriye’ye müdahaleyi protesto amaçlı yürüyüşlerin yapıldığını izledik. Adana halkı” Savaşa hayır” diyor. Adana’nın hemen her tarafından aynı seslerin yükseldiğini de gördük. Kenttekiler, özellikle İncirlik üssü nedeni ile Adana’nın bir savaşta hedef haline geleceğinden ve Esad tarafından gelebilecek bombalardan endişe ediyorlar. Bu endişelerini de çok açık biçimde ifade ediyorlar.
“SAVAŞA HAYIR” EYLEMLERİ
Hatay ve Mersin’deki durumu da Adana’dan pek farklı görmedik. Hatay halkı zaten diken üzerinde, Mersin halkı ise “Kesinlikle savaş istemiyoruz” diyor. Bu nedenle “savaşa hayır” miting ve yürüyüşlerinin bundan sonra da devam edeceği izlenimini edindik. Daha önce gezi eylemleri, bundan böyle yerini “savaşa hayır” eylemlerine bırakabilir.
Şimdi bunları niye yazıyoruz: Bir ülkede kamuoyu savaş istemiyor, atılan adımları doğru bulmuyorsa, bu noktada halkın görüşüne başvurulup, saygı gösterilmesi gerekiyor. Bize göre bu demokrasinin olmazsa olmazları arasındadır.
Başbakan da, Dışişleri Bakanı da savaştan yana olabilirler. Savaşı isteyebilirler de. Ancak, halk istemiyorsa, buna da tepki verip “savaşa hayır” mitingleri ile bunu dile getirip ortaya koyuyorsa işte burada halkın sesine kulak vermek en doğru yol olacaktır.
HALKIN GÖRÜŞÜNE SAYGI
İngiltere Başbakanı Cameron da Suriye’ye müdahaleden yana tavır almıştı. Ancak, İngiltere Başbakanı, konuyu parlamentoya taşımış, parlamentodan da “Müdahaleye hayır” kararı çıkmıştı. Bu karar üzerine İngiltere Suriye operasyonuna katılmama kararı alarak halkının sesine kulak vererek bir demokrasi dersi vermiştir. Zaten, dikkat edilecek olursa, dış güçlerin oluşturduğu koalisyon sürekli çatlak veriyor. Dünya halkları artık savaş istemiyor.
ABD Başkanı Obama, Suriye’ye müdahale kararını verdi,ancak bu kararda yetkili olmasına rağmen kongreden onay isteyeceğinin de altını çizdi. Bunu niye yapıyor? Çünkü Amerikan halkı da savaş istemiyor, Suriye’ye müdahaleye karşı. Obama, Kongreden karar çıkartarak güçlü olmayı, Amerika halkının gazını almayı hedefliyor. Demek ki, bütün yetkiler elinde olmasına rağmen, yine de halkının sesine kulak vermeyi doğru buluyor.
ABD”ÇIKARLARIMIZ ÖNEMLİ”
Şimdi ibreyi kendimize döndürelim:
Yazımızın başında da değindiğimiz gibi, bizimkiler “Hemen savaş yapalım” havasındalar. Bunun sonucunu hesap edemiyorlar. Yurdun her tarafından yükselen “savaşa hayır” seslerine kulaklarını tıkıyorlar. Dünya devleri Amerika ve İngiltere bile halklarının seslerine kulak vermeyi daha doğru buluyorlar ama bizimkiler “Meclis’ten karar çıkarılmasına gerek yok, elimizde çıkmış karar var” diyorlar. Ancak, bugün gelinen noktadaki durumu değerlendirmek istemiyorlar.
Yazımızın sonunda ABD Başkanı Obama’nın şu açıklamasını da sizlerle paylaşalım:
“ Bizim için önemli olan bölgedeki çıkarlarımız ve İsrail’in güvenliğidir. Çıkarlarımızı korumak, güvenliğimizi sağlamak için adım atmaktan kaçınmayız.”
Görüldüğü gibi, Amerika eğer Suriye’ye bir askeri operasyon düzenleyecekse, bunu kendi çıkarları ve İsrail’in güvenliği için yapacaklarının da altını çiziyor. Özetle, yandaş medyanın söylediği gibi, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu istediği için yapmıyor. Bazı gerçekleri de artık görelim, atacağımız adımları da buna göre hesaplayalım.
e.mail: necdetes@mynet.com