AĞUSTOS TAVŞANI
Hüseyin MÜMTAZ
Aylardan Ağustos..
“Zaferler Ayı” diye bilirdik, öyle öğretmişlerdi.
Ama artık…
Ağustoslara yazık oluyor.
2013’ün Ağustos ayının gazete haberlerini şöyle bir aklınızdan geçirmeyi deneyin.
Her gece, 300 atlı 3000 yaya “kaçakçılar” saldırıyor sınırlarımıza, “suyla” püskürtülüyorlar.
Her hafta, bilmem kaç yıl önce dağda güvenlik güçleriyle çatışmada öldürülmüş bilmem hangi teröristin cesedi çıkarılıp “törenle”, kapısında “çeşitli” bez ve bayrakların asılı olduğu “devlet hastahanesi”ne teslim ediliyor ertesi gün de “törenle” yine “bez/bayrak ve flamalı” terörist mezarlığına gömülüyor.
Her gün, her yerde “asayiş”çi teröristler yol kesip, kimlik kontrolü yapıyor.
Her gece karanlık basınca, o günün “anlam ve önemine” binaen dağda, bayırda veya İstanbul’un göbeğinde “kutlamalar” ve “anmalar” yapılıyor yine bayrak/bez ve flama eşliğinde..
Ne dersiniz?
Yazık olmamış mı bu Ağustos’a ve geçmiş cümle Ağustoslarımıza?
Geceleyin kuş uçmaz, kervan geçmez, sadece kurtların egemen olduğu bir dağ başında gezerken gözlerinize iki araba farı tutulmuş bir tavşan gibi hissettiniz mi hiç kendinizi?
Öyle apansız ve çaresiz…kalakaldınız mı?
İşte “Mısır” ve “Suriye” gece karanlığında gözlerimize tutulan o iki far ışığıdır.
O göz kamaşmasıyla göremeyip ıskaladıklarımız da ….yukarıya sıraladıklarımızdır.
Ağustos başından beri “servis edilen” bütün fotoğrafları dizdim önüme..
Sonunda bu ayın “anlam ve önemini” en derinden aksettiren yukarıdaki dört fotoğrafı ayırdım..
“Birinci”de kararsız kaldım.
Ne demişti Özdemir Asaf?
“Tüm renkler kirlendi, birinciliği beyaza verdiler”…
Sizin “beyaz”ınız hangisi?
Siz tavşansanız “avcı” kim? 30 Ağustos 2013
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ