NECDET BULUZ
Geçenlerde bu köşede Gezi eylemleri ile ilgili bir yazı yazmış ve “Şimdi de sonbahar sıcak geçer mi endişesi yaşanıyor” demiştik. Gezi eylemlerinin yeniden başlatılmaması için de Hükümetin önlem üzerine önlem aldığını söylemiştik. Özellikle spor müsabakalarında, konserlerde, toplantılarda sloganların atılmaması konusunda kamuoyu üzerinde baskı uygulandığını, tehdit, korku ve sindirmeye yönelik bir takım açıklamaların da yapıldığına dikkat çekmiştik.
Bütün bu çalışmalar ve önlemler etkili olabilir mi? Son günlerde bazı spor müsabakalarında ve konserlerde, toplantılarda “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganlarının atılmaya başlanmış olması, kamuoyunun üzerinde baskı istemediği gerçeğini bir kez daha ortaya koyması açısından önemlidir. Şimdi, kısaca da olsa bunlara değinmek istiyoruz:
KAMUOYU BASKI İSTEMİYOR
Yaz tatilini Bodrum’da geçiriyoruz. 17 Temmuz akşamı Antik Tiyatro’da Kuzey’in Oğlu Volkan Konak’ın, 18 Temmuz akşamı da yine aynı mekanda Minik Serçe Sezen Aksu’nun konserlerini izledik. Konserler arasında, antik tiyatroyu dolduranların “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları ile üzerlerinde kurulmak istenen baskıya boyun eğmeyeceklerini haykırdıklarını gördük.
Sanatçılar aydın kesimdir. Kitleleri de arkalarından sürüklerler. Verdikleri konserlerde halkın sesi olmaya, onların sorunlarını paylaşmaya özen gösterirler. Bu nedenle de Gezi eylemlerinde sanatçıların ön sıralarda yer almış olması ve yine bu kesimin de tehdit ve sindirme çemberine alınması çoğu yerden tepki ile karşılanmıştı. Görebildiğimiz kadarı ile sanatçılar, yaptıkları konuşmalar ve verdikleri mesajlarla uygulanan tehdit, sindirme ve korkuya karşı sonuna kadar direneceklerini ortaya koyuyorlar. Bunu, izlediğimiz Volkan Konak ve Sezen Aksu konserlerinde gördük ve yaşadık.
Hatta Sezen Aksu, konseri arasında atılan sloganlardan sonra yaşam ile ilgili bir fıkra anlatıp “Yaşamak istiyorsan direneceksin” mesajı ile Gezi direnişlerine destek verdiğini, direnmeden vaz geçilmemesi gerektiğinin altını kalınca çizdi. Aksu’nun şu sözlerinin de önemine değinelim:
“HER GÖRÜŞE SAYGI DUYULMALI”
“Herkes, senin görüşünü, düşüncelerini paylaşmayabilir. Bir noktada ayrı düşebilirsin. Ama burada önemli olan, kendi görüşünün ve düşüncenin karşısındakini bile kucaklayabilmelisin. Baskı ile tehdit ile sindirme ile kendi görüşünü karşı tarafa kabul ettirme girişimi her zaman ters teper. Senin doğruların benim yanlışım olabilir. Sen de buna saygı duyacaksın.”
Şunu çok açık biçimde görebilmekteyiz:
İnsanlar, kendilerine ne amaçla olursa olsun baskı yapılmasını istemiyor. Yaşam biçimlerine müdahaleye de karşılar. Kendilerine verilen demokratik hak olan eylemlere, suç sayılmayan sloganlarla ilgilileri uyarmaya devam edeceklerini söylüyorlar.
Şimdi gelelim, Atatürk Olimpiyat Stadı’nda 18 Temmuz akşamı oynanan Beşiktaş-Trabzonspor karşılamasına. Maç öncesi tribünlerde Gezi Parkı eylemlerine destek sloganları atılmış. Taraftarlar “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları ile stadı inletmiş. “Sık bakalım, sık bakalım biber gazı sık bakalım” ve “Biber gazı oley, biber gazı” şeklinde sloganlar birbirini izlemiş. Sonraki sloganlarda ise “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” denilmiş.
TOPLUM AYRIŞTIRILMAMALI
Bütün bunlar ne anlama geliyor? Millet, kendisine zorla hiçbir şeyin kabul ettirilmesini istemiyor ve bunun karşısında da direncini ortaya koyuyor. İşte, bu noktada bizi yönetenlerin çok daha duyarlı ve dikkatli olması gerektiğini düşünüyoruz. Gezi eylemlerinde yapılan hataların bundan sonra yinelenmemesi, daha akılcı davranılması, tehdit, korku ve sindirmeden uzak kalınması bu tür olaylarda tansiyonu düşürecektir. Korkulanın olmaması, Türkiye’nin bir kaos ortamına düşürülmemesi isteniliyorsa, bu konuda birinci sorumlu bugünkü Hükümet olacaktır.
Her kesimin kucaklanması, toplumun ayrıştırılmaması, görüş ve düşüncesi ne olursa olsun, herkese, her kesime saygı duyulması bizi istemediğimiz olaylardan uzaklaştıracaktır. Kamuoyunun beklentisi de, isteği de budur. Demokrasiye olan inanç ve sandığa duyulan saygıda hiç kimsenin kusur etmemesi de aynı çerçeve içinde değerlendirilmelidir. Biz, toplumsal barışın da bu şekilde sağlanabileceği inancındayız.
e.mail: [email protected]