Sevgili Arkadaslar;
Sizlerle yakindan tanidigim bilim adami International Center for Theoretical Physic (ICTP)’nin kurucu direktoru Abdus Salam ile ilgili gercekleri paylasmak istedim.
Prof. Salam 1964- 1993 yillari arasinda ICTP’nin kurucu direktorlugunu ve 1994 -1996 yillari arasinda ise baskanligini yapmistir. Ben kendisi ile ICTP’de 1983 yilinda tanistim ve yasaminin son donemine kadar kendisi ile iletisimimi surdurdum. Yazlari Italyanin Trieste sehrinde ki ICTP’ye gittigim zaman kendisini sik sik calisma odasinda ziyaret ederdim. Cok bilge ve dinine asiri bagli bir insandi. 1979 yilinda ABD’li bilim adami Weinberg ile birlikte WEINBERG SALAM THEORY isimli calismasiyla Nobel Fizik odulunu alan tek musluman bilim adamidir. Prof. Salamla ilgili ogretim uyesi bie arkasim tarafindan kaleme alinan ve elektronik ulakla bana ulasan yaziyi asagida bulacaksiniz:
Nilgün ÖZER
Fizik Prof.
—————————————————————————————–
Pakistan;
a) ilk nükleer enerji tesisini bundan 40 yıl önce 1972’de işletmeye aldı. Müslüman ülkeler arasında bu açıdan bir öncü.
b) 1990 yılında uzaya ilk uydusunu yerleştirdi. Müslüman ülkeler düzeyinde bu da bir ilk.
c) 1980’den beri nükleer silah gücüne sahip olduğu düşünülüyor. Şu anda dünyada nükleer silahlara sahip yalnızca 9 ülke var ve Pakistan bunlardan biri. Dünyadaki müslüman ülkeler arasında bu açıdan da ilk ve tek ülke konumunda.
Pakistan’ın tüm bu başarılarının arkasında öncü bir bilim adamının adı ön plana çıkıyor; (Muhammed) Abdus Salam (1926-1996). Bu atılımlar konusunda devlet başkanlarını ikna eden, onlara danışmanlık yapan ve ilgili kurumları kuran hep o.
O Abdus Salam ki, 1979 yılında fizik dalında Nobel ödülü aldı. Bir müslüman olarak dünyada ilk ve tek.
İnsanlığa ve ülkesine yaptığı başka katkılar nedeniyle de tanınıyor.
ABD ve İngiltere’de üst düzey eğitim ve araştırma için 500’den fazla Pakistanlı gence burs olanağı yarattığı ve bunun sonucunda ülkesine bir sıçrama yaşattığı için tanınıyor.
Sömürüden kurtulmasını öngördüğü azgelişmiş ülkeler için bilim insanı yetiştirmek gibi temel bir amaca yönelik olarak, 1964’te Trieste’de Uluslararası Kuramsal Fizik Merkezi’ni (ICTP) kurduğu, yönettiği için tanınıyor.
Peki, Turk Halki tanıyor muyuz Abdus Salam’ı ?
Galiba, hayır.
Acaba neden ? (Bizim için yaşamsal soru bu).
O Abdus Salam ki, Nobel ödülü törenindeki konuşmasında her zaman ilham aldığını söylediği Kuran’dan ayetler (Mülk Sûresi 3. ve 4. ayetlerini) okumuştu. ) Beş vakit namazını kılan, ceketinin iç cebinde her zaman küçük bir mushaf taşıyan, çalışırken Kur’an dinleyen, Kuran’ı Arapça okumayı daha çocukluğunda öğrenmiş, genç yaşta umreye gitmiş, İslâm’a bağlılığıyla sürekli övünmüş biri olarak biliniyordu. )
Bu kadar “iyi” bir müslüman iken, bizim ülkemiz de dahil İslâm aleminde kendisiyle övünülmemesi ve adindan bahsedilmemesi size ilginç gelmez mi ?
“İslâm’ın akıl ve bilim ile çatışmadığının en iyi kanıtı işte Abdus Salam” şeklinde bir propaganda için dahi olsun, neden onun adını anmaz amatör ve profesyonel ûlema?
Dahası var.
İlk ekte bir yol tabelâsı görüyorsunuz. Abdus Salam’ın adını taşıyor.
Cern (Cenevre)den…
Çünkü Abdus Salam, Cern’de ulaşılan başarının öncülerinden biri olarak kabul ediliyor. “O, Higgs Bozonu’nun kütlesi hariç tüm özelliklerini daha 1967-68’de saptamış iki kişiden biriydi” deniyor.
Dolayısıyla, 2012 yılında Higgs Bozonu konusunda önemli bir aşama kaydedildiğinde, ‘dünya’ onun katkılarını hatırladı, ona şükran belirtmeyi bir görev bildi.
‘Dünya’ dediysek, gelişmiş uygar toplumlar yani…
Müslüman ülkeler, hatta kendi ülkesi Pakistan ise, bu konuda ölü taklidi yapmayı yeğledi, adını anmadı.
‘Dünya’ da buna hayret etti; “ Müslümanlar, Abdus Salam ile gurur duyacaklarına adını bile anmıyorlar. Hatta adını okul kitaplarından bile çıkarmışlar ” diye. CNN televizyonu bunu haber konusu yaptı (CNN: Dr. Abdus Salam; Pioneer of “God Particle” (Ahmadiyya Islam)) Etkili medya kuruluşları hep bu konu üzerinde durdu. (Kaynak 1-15)
Hayret edilecek bir şey yok aslında.
Çünkü, özellikle Sünnî müslümanlar onu ‘makbul’ bir insan kabul etmiyorlar. Abdus Salam istediği kadar müslüman olduğuna inansın ve de bunu beyan etsin, onu ‘kâfir’ kabul ediyorlar. Çünkü o, Ahmediye Tarikatı’ndan. Ülkesi Pakistan’da, Ahmediye Tarikatı’nın ‘İslâm dışı’ olduğu 1974’te Anayasa hükmü dahi yapılmış durumda. “Ahmediye Tarikatı taraftarları müslüman değildir. Bunu beyan ve iddia etmeleri, ibadethanelerine cami demeleri, ezan okumaları yasaktır” denilerek… Ahmediye Tarikatı’nın üyeleri takibata uğruyor, cezalandırılıyor, ‘kâfir’ kabul edildikleri için saldırılara uğruyor.
Abdus Salam, ülkesine yürekten bağlı biri. Dini inancı nedeniyle dışlandığında, Indra Gandi kendisine Hindistan vatandaşlığı teklif ediyor ama, kabul etmiyor.1996 yılında İngiltere’de ölünce de, isteği üzerine memleketi Pakistan’da gömülüyor. Ama bu ‘lânetli’ kişinin cenazesine hiçbir devlet ve hükümet temsilcisi katılmıyor.
Onun mezar taşının ilk hâlindeki İngilizce ibarede, “Fizik alanında Nobel ödülü almış ilk müslüman” yazdığı görülmekte. Ne var ki, mahkeme kararıyla ‘müslüman’ sözcüğü sonradan siliniyor.
Abdus Salam neden bu muameleye uğruyor ?
(Hepimiz gibi) doğup büyüdüğü çevrenin, ailesinin dinî inancını benimsemiş olduğu için…
İşte, bu suç(!)u nedeniyle makbul bir insan değil. İnsanlık için, ülkesi için yaptıklarının hiç önemi yok. Öyle bir insanla övünülmez, öyle bir insan sahiplenilmez. Tanınmasa, bilinmese, çok daha iyidir.
Hayyam’ı neden tanımıyorsak, en okumuşumuz bile neden onu yalnızca rubaileriyle tanıyor ve önemli bir bilim insanı olduğundan habersizse, işte Abdus Salam’ı da aynı nedenle tanımıyoruz.
* * *
Sevgi, barış, kardeşlik, hoşgörü şampiyonluğu yaptığı ve bilime önem verdiği iddia edilen ideolojinin uygulamalarından bir örnek (daha) kattık dağarcığımıza.
Şimdi artık ezberimizi çalışmaya dönebiliriz.
“Bizim ideolojimiz en güzeli, en gelişmişi” falan…
“Sevgi, barış, kardeşlik, hoşgörü” falan…
(Arada, lâf olsun diye de, “Bu İslâm ülkeleri gelişmişlikte niye en geride ?” falan…)
KAYNAKLAR :
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.