Liberallerle çatışmak, sıcak para ile çatışmaktır
AKP iktidara ulaşabilmek için belli çevrelerle ittifak yapma zorundaydı.
Yoksa kendine düşman olarak gördüğü Kemalist, aydınlanmacı, millici, sol ve laik kuvvetleri yenemeyeceğini biliyordu.
Kemalistleri, milliyetçileri kendine düşman kuvvet olarak tanımladıktan sonra, ittifak yapacağı guruplar olarak, liberalleri (sermaye) ve bölücüleri seçti.
AKP’nin iktidara gelmezden önceki ittifak politikası buydu.
Hatta bu durum; kutsal üçlü, kutsal ittifak ifadeleriyle basında yer buldu.
Bölücülerle ittifakın ne anlama geldiğini halkımız yaşayarak öğrendi.
İttifakın bu yanının Apo ile görüşerek “yola devam” olduğunu anladık.
İttifakın ince ve çetrefilli olanı ise, liberallerle olanıydı.
Liberallerle ittifak; liberal ideolojiye sahip, birkaç gazeteci ile ittifak değildi.
Liberallerle ittifak, bir ucu Amerika’da öte ucu Türkiye’de olan sermaye ile ittifak anlamındaydı.
Hem onların dediği ekonomiyi uygulayacaksın, hem de siyasi olarak onların yap dediklerini yapacaksın ittifakıydı.
Liberal ekonomi uygulaması demek, bu anlama geliyordu.
Şöyle de söyleyebiliriz.
Ben iktidar oluncaya kadar, liberallerle (sermaye ile) çalışırım, sonrası Allah Kerim…
İttifaklar kurulmuş ortak iktidar işlemeye başlamıştı.
AB sermayesi AB’ye tam üyelik için çok ağır koşullar öne sürüyor, AKP de hepsini kabul ederek gidiyordu.
AB’ye tam üyelik süreci canlı tutuldukça, bir taraftan demokratikleşme adına sermayenin önündeki engeller kaldırılıyor, öte yandan da AB sermayesi sıcak para olarak geliyordu.
2008 yılına gelindiğinde, ABD ve AB de krizler patlak verdi.
Amerika ve Avrupa krize girince, krizden çıkışın yolunu da para basmak olarak belirleyince, AKP iktidarına gün doğmuş oldu.
Dışarıdan gelen paralar (dolar, Euro) çoğalınca, faizler düştü. Enflasyon düştü.
AKP iktidarında, faizlerin düşmesinin sebebi, ABD ve AB’nin sürekli para basması ve bu paraları bizim gibi ülkelere, düşük faizle satmasından kaynaklanıyordu.
Kendisinin faiz lobisi diye tanımladığı sermaye gurupları, kendisi iktidara gelirken ve iktidardayken destekleyen guruplardır.
Şimdi bu sermaye guruplarını “gezi destekçisi” diye tanımlamak, eşyanın tabiatına aykırıdır.
Gezinin karakteristik yapılanması, ilerici, devrimci ve Kemalist’tir.
Hiçbir şekilde, faiz lobisi denilen sermaye guruplarının ideolojisi ile uyum içinde değildir.
Haziran kalkışması, Amerika’nın dolar basma hızını keseceğim dediği zamana denk gelmiştir.
Parayı basan merkez, parayı keseceğim deyince, para tüccarları da, daha güvenli diye kendi ülkelerine çekmişlerdir.
Ülkemizden para çıkışları çoğalınca, istemese de, Erdoğan’ın isteği ile faizleri artırmıştır.
Özetle, para tüccarları yani faiz lobisi bastırdı, Erdoğan faizleri yükseltti.
Gezi eylemcilerinin burada dahli nerede?
Faizlerin artırılması kutsal ittifakın gereğidir.
Bir kez daha anlaşılmış oldu ki; faiz lobisinin siyasi ortağı mevcut iktidardır.
Gezi eylemlerinin meşruiyetini ortadan kaldırmak için, kirli guruplar ile ortakmış gibi gösterilmesi kendi suçlarını örtmeye yöneliktir.
İktidarın liberallerle yaptığı ortaklık, sadece ekonomik değildir, aynı zamanda siyasidir.
Ben bu ittifaktan vazgeçtim diyemezsin.
Bu ittifakın asıl kurucusu, yürütücüsü ve sahibi onlardır.