NECDET BULUZ
PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin Eş Başkanı Müslim’in Ankara’ya gelmesi, yapılan görüşmeler ve Müslim’e verilen sözler, Suriye’deki çatışmaların yönünü değiştirmedi. Tam aksine, PYD güçleri, (Kürt gruplar) ile Esad muhaliflerini çatısı altında toplanan Nusra arasında kıyasıya savaş başladı. Kapımıza kadar dayanan bu savaşın adı Kürt-Arap savaşının başlangıcıdır.
Öncesine dönelim. Müslim Ankara’da bazı vaatler aldı. Bunun bir kısmı açıklandı. Bunun dışında Ankara’nın istekleri de vardı. Bunlardan biri de PYD’nin güçlerini Nusra ile birleştirerek Esad’ın bir an önce devrilmesi üzerine kurulmuştu. Ancak, son gelişmeler gerek PYD’nin, gerekse Nusra’nın Ankara’yı dinlemediğini ortaya koydu.
“KÜRTLERİ KATLETMEK VACİPTİR”
Aslında PYD ile Nusra anlaşma için masaya oturdular. Ancak, bu bir sonuç vermedi. PYD’nin elinde bulunan Rojava şimdi Nusra güçlerinin ablukası altında bulunuyor. Üstelik Nusra’ya bağlı aşırı İslamcı gruplar, ellerine geçirdikleri tüm güçleri öldürüyorlar. Dağıtılan bildirilerde de “Kürtleri katletmek vaciptir” deniliyor. Bu hedefle yola çıkan grupların bölgeyi ateşe verdikleri de gelen haberler arasında.
PYD’nin önde gelen isimlerinden Dr. Hacı Mansur, özellikle Kuzey Irak ve Türkiye’deki Kürt gruplardan yardım çağrısında bulunuyor. Nusra’ya bağlı güçlerin Tel Abyad ve Serekaniye’de Kürt olan herkesi acımasızca öldürdüğünü, bunun için seferberlik çağrısında bulunduklarını söylüyor. KCK ve Kongra-Gel’in Rojava’yı savunmak için tüm Kürtleri savaşa çağırması olayların giderek büyüyeceğini de gösteriyor.
Dr. Hacı Mansur “Savunmamızın şekli değişti. Artık kendimizi korumak için savaşı büyütüyoruz. Burası bizim toprağımız. Hakkı olmayan kimseye vermeyeceğiz. Yerimizde kalacağız” diyerek meydan da okuyor. Öyle görünüyor ki Kürt-Arap savaşı bölgeyi yangın yerine çevirecek boyutlarda büyüme gösterecek.
PYD-NUSRA SAVAŞI ESAD’I RAHATLATIR
Burada şu konuyu da düşünmek gerekiyor:
Türkiye, PYD konusunda yeni stratejiler uygulamaya başlamış olabilir. Çünkü 4 parçalı Kürdistan’ın kuruluş çalışmalarının başlatıldığı Suriye’nin Güney’indeki Rojava’nın dağıtılması bir yerde Kürt hareketinin önlenmesi açısından Türkiye’yi rahatlatır. Birleşen, bütünleşen ve devletleşmede mesafe almaya çalışan Kürt’lerin bu hareketinin bu savaş ile engellenebileceğini düşünmek de gerekiyor.
Hiç kuşkusuz, böyle bir durumda Esad’ın ayakta kalması ve muhalif grupları dağıtması daha da kolaylaşacaktır. Nitekim bu yazı yazılırken, Humus Bölgesi’nde Nusra Cephesi’nin elinde bulundurduğu tüm mahalleler Esad güçlerinde harabeye çevrildi ve yüzlerce ölünün de enkazlar altında kaldığı haberleri geliyordu. Bu durum karşısında gerek PYD, gerekse Nusra güçleri birbirleri ile savaşacak, Esad da bu şekilde daha rahatlamış olacaktır.
GELİŞEN OLAYLAR BİZİ DE ETKİLER
Peki, kapımıza dayanan Kürt-Arap savaşı bizi etkileyecek mi? Hiç kuşkunuz olmasın, bu savaşta en çok etkilenen ülke yine Türkiye olacaktır. Suriye ile ilgili son yazdığımız yazılarda bunun detaylarını sizlerle paylaşmıştık. Artık, Suriye batağı bizi içine öylesine çekti ki, Esad’ın gidip gitmeyeceği tartışmalarını bir kenara bıraktık, gözümüzü PYD ve gelişen Kürt hareketlerine çevirdik.
Türkiye, Suriye’deki iç savaşın başlaması ile birlikte aşırı İslamcıları destekleyerek Esad’ın devrilmesi için çalıştı. Ancak, 2,5 yıldır Esad devrilmediği gibi, Türkiye’nin desteklediği gruplar da yenilgiye uğradı. İpler bir noktada koptu. Şimdi ise bu gruplar PKK’nın Suriye kolu PYD ile çatışmaya başladı. Sonunun nereye dayanacağını kimsenin tahmin edemeyeceği noktalar doğru sürükleniyoruz.
Suriye krizinin bu noktalara geleceğini kimse tahmin edemiyordu. Bizi yönetenler, bu krizin boyutunu enine boyuna masaya yatırıp, çeşitli planlar yapmış olsalardı, Türkiye Suriye krizinde bugünkü çıkmaza sürüklenmezdi. Şimdi yön değiştiren bu krizden nasıl çıkılabilecek, bu saatten sonra ortaya konulacak çabalar sonuç verir mi, bunu da ilerleyen zaman içinde bekleyip birlikte göreceğiz.
e.mail: necdetes@mynet.com