Neden mi?
Çünkü bu saatten sonra yapacağın denetimde, öyle olmasa bile herkes bunun gerçek bir vergi denetimi olmadığını bir hesap sorma olduğunu düşünür.
Düşünür de ne olur?
İnsanların hafızalarında kuşaklarca sürecek bir adalete güvensizlik duygusu yaratırsın. Zira insanlar adaleti başbakanın huyuna suyuna gitmek olarak algılar. Göze batmadıkları sürece her türlü hukuksuzluğu yapabileceklerini düşünür. Amaç doğruyu yapmak değil, ne yaparsan yap çıkıntılık yapma, büyük biradere gözükme olur.
Milyarlarca lira vergi kaçağı bulsan bile misli ile fazlasını halkın ülkeye olan sevgisinde kaybedersin.
Peki ne olacak?
Gelişmiş bir ülkede artık çok geç de olsa başbakan çıkar denetime müdahalesinden dolayı özür diler ancak Türkiye’de denetim elemanları daha çok açık bularak başbakanlarını daha çok haklı çıkaracaklarını düşünürler ve illaki de ceza yazacak bir şeyler bulurlar. Sonuçda sistem odur; denetleyenler de bilir ki, başbakanı kızdırmamaları lazımdır. Medeni bir ülkede halk bunu yemez.
Almanya’da tanışdığım bir Türk vatandaşının başına gelenler bu duruma güzel bir örnek olabilir:
Oturma durumu belirsiz her an sınırdışı edilebilir adam, başka bir konuda biri ile tartışıyor. Tartışdığı kişi içişleri bakanını tanıyor ve bunun oturum izni konusundaki sorununu bildiği için bakandan ricacı oluyor. Arkadaşım bir kaç hafta sonra yabancılar polisinden aldığı mektupda şaşkınlıkla şu satırları okuyor :
“Biz aslında sizin sınırdışı edilmeniz için dava açacaktık ancak hakkınızda prosedüre uygun olmayan bir biçimde doğrudan bakandan şikayet aldık. Bundan sonra inceleme başlatmamız kanunsuz olacağından lütfen merkezimize gelip oturum hakkınızla ilgili evraklarınızı alınız.”
Büyük ülke olmak işte bu detaylarda. Dağları deviren Tayyip Erdoğan şişirmesi ile büyük ülke olunmaz!