Mogadişu’da Somali Öğrenci Birliği,Taksim Gezi Parkı’ndan dünyaya yayılan direnişler nedeniyle Başbakan Erdoğan’a destek gösterisi düzenledi.
Birlik Başkanı Muhammed Abdullah, “Erdoğan sadece kendi ülkesinin ekonomisi düzeltmekle kalmadı diğer ülkelere de yardım elini uzattı, özellikle de Somali’ye çok büyük yardımlarda bulundu. Böyle bir ülkede bu tarz gösterilerin yaşanması çok üzücü. Erdoğan bunları hak etmiyor. Türkiye bölgede küçümsenemeyecek bir güç haline geldi ve bu gösterilerin arkasında İslam’ın yükselişini istemeyen düşmanlar var” dedi.
*
Dün Mogadişu’da El Kaide bağlantılı Eş-Şebab örgütü Türk Büyükelçiliği ek binasına bombalı saldırı düzenledi, bir Türk polisi hayatını kaybetti,4 kişi yaralandı.
Başbakan Erdoğan saldırıyı kınadı ve “Güya bunlar Müslümanlar. Hükümetimize karşı yapıyorlar. Neden,Mogadişu’daki kardeşlerimize yardım ettiğimiz için” dedi.
*
Afrika; Emperyalizm ve yerli işbirlikçilerinin pençesinde daima sefalet,açlık,kuraklık, salgın hastalıklar,savaşlar ve katliamlar yaşamıştır -o yüzden,ekonomik ve sosyal durumu içler acısıdır.
Afrika’da -bir yanda, sefalet, açlık, salgın hastalıklara bir nebze şifa için uluslararası yardım kuruluşları,sivil toplum örgütleri,misyoner gruplar -bir yanda da, sömürgeciliğin sürmesini teminen gerektiğinde savaş ve katliamlara yol vermek üzere istihbarat örgütleri kol geziyor.
*
Bu perspektifte Somali, Afrika’nın sömürüsünden en çok pay alan ülkelerden biridir ve Afrika Burnu denilen stratejik bölgede yeralıyor.
Coğrafyası -bir yanda, Aden Körfezini ve körfezin Kızıldeniz’e açılan Mendeb Boğazını -öte yanda, Hint Okyanusunun Afrika’ya uzanan şeridinde Afrika ile Asya, Kızıldeniz’den Avrupa’ya tüm deniz yollarını kontrol ediyor.
*
Böylesine hakim bölgenin peşinde ABD, 2006’da Somali’yi müttefiki Etiyopya’ya sınır anlaşmazlıkları bahanesiyle işgal ettirmiştir.
Ne ki topraklarını emperyalizme kaptırmak istemeyen İslâmi Eş-Şebab (Gençlik) ve Hizb-ül İslâm (İslâmın Partisi) grupları -ki lojistiklerini Somali Korsanları sağlıyor, Somali’nin BM destekli hükümetine karşı amansız savaş veriyor.
İç savaş tüm kaynakları talan edilmiş, sanayisi olmayan, bir tsunami felaketinde deniz suyunun topraklarını ekilemez duruma getirmesiyle tarım faaliyetlerinin yok olduğu,Batı’nın yıllarca radyoaktif atık maddelerinin çöplüğü olarak kullandığı, tek geçim kaynağı balıkçılık sektörünün de çöktüğü -şimdi de,kuraklıkta Somali’yi külliyen öldürüyor.
*
Türk Büyükelçiliğine düzenlenen bombalı saldırının ardından CHP’den Osman Korutürk de verdiği demeçte,”Bizim hükümetimiz ‘Sünni Müslümanlara yardım yapacağız’ mesajı vermek ve bunun gösterişini yapmak için oraya büyükelçilik açıyor. Hem gereksiz yere masraf yapıyoruz hem de oraya gönderdiğimiz çocuklarımızı boşu boşuna tehlikeye atıyoruz. Büyükelçilik açacağınıza yardım heyeti gönderin daha iyi ve risksiz bir adım. Büyükelçilik, siyasi temas için açılır. Orada siyasi temas yapacak kimse yok ki!” diyor!
*
Halbuki 2005’te AKP; İstanbul’da 40 ülkeden 300’ü aşkın sivil toplum kuruluşunun katılımıyla “Uluslararası İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Konferansı: Değişen Dünyada Yeni Bir Vizyon Arayışı” başlıklı bir konferans düzenlemiştir.
Amaç, 40 İslâm ülkesinin sivil toplum kuruluşu vasıtasıyla sürdürülebilir gelişim,birlik,karşılıklı işbirliği çerçevesinde teknik ve sosyal faaliyetlerde çalışmalar ve İslâm Birliği gayesinde ortak refleksler geliştirmenin koordinasyonunun sağlanmasıdır.
*
TİKA,Başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansıdır, İslâmcı bir medeniyeti kurma iddiasında Türk Dış politikasının bazen ekonomik,bazen ilişkide olduğu halklarla ya da ülkelerle bağlantılarını güçlendirmek, bazen yeni nufuz alanları açmak görevindedir -işte,yukarıdaki sivil toplum ve yardım kuruluşlarını da şemsiyesi altında tutuyor.
TİKA şemsiyesi altında -mesela, Mazlum-Der, AGD Üniversite Komisyonu, Genç İHH, Mavera Gençlik Hareketi, Özgür Açılım Hareketi, Milli Türk Talebe Birliği, Hür Beyan Hareketi gibi çok sayıda İslâmcı sivil toplum örgütü Arap Baharının gelişmesini teminen Tunus’ta Libya, Mısır’da Suriye’de isyan hareketini yürüten İslâmcı örgütlere -şimdi,rejimlere açıkça hem yurt içinde hem yurt dışında stratejik,taktik ve lojistik hizmet sunuyor.
*
İşte BM ve Türkiye’den kargo uçakları Somali Mogadişu’ya çocuk mamasından makarnaya,bakliyattan yağa,temizlik malzemelerinden sağlık malzemelerine yardımları peyderpey getirmektedir, ekmek fırınları, sahra hastahaneleri de kuruluyor.
Türk Kızılayı yanında Başbakanlığa bağlı TİKA’ya ilişikli İHH, Kimse Yok Mu, Can Suyu, Yeryüzü Doktorları gibi İslâmcı sivil toplum örgütlerinin aktivistleri de belirlenen misyonerlik görevindedir.
*
Somali’de İslâmcı aktivistler hükümetin desteğinde yerel aktivistlerle birlikte bireysel dini duyguları ağır basan insan tipi yerine siyasal anlamda dini arayışları öne çıkaran cemaatleşme ötesinde partileşmeye inanan yüzbinlerce Somalili yetiştiriyor.
Tanrısal egemenliğin dünyevi-siyasal alanda da tesis etmenin dini bir zorunluluk olduğu propagandası yapılıyor.
İnsanlarda “memalik i osmani “nin yani Osmanlı hemşeriliğinin benzeri bir aidiyet duygusu uyandırılıyor,bu duyguya aşılanmış insanlar bir yere ait olmanın teminatına sahip oluyor.
Fakat -ne, millet -ne,milliyetçilik vardır, insanlar toplumun bütün katmanlarını eşit ve çelişkisiz görmeyen ve adaleti buna göre dağıtan bir oluşumu benimsemek üzere yetiştiriliyor ve teba oluşuyor.
Baştaki adam İslamı temsil etmektedir ve Somalilik yerine vatandaşlık asli unsur haline getirilmiş, diğer İslam ülkeleriyle birlikte bu zincirin Türkiye’deki halife (!) ile bütünleşmesi öngörülüyor.
*
BM’den ve Türkiye’den yardım malzemelerinin gelmesi, Türk islami sivil örgütlerinin deneyimli aktivistlerinin açlık,kuraklık ve salgın hastalıklarla boğuşan çaresiz, psikolojisi tükenmiş Somali halkıyla bu temel öğreti eşliğinde buluşmasıyla eşzamanlı, El-Şebab militanlarına şiddetten vazgeçmeleri ve teslim olmaları çağrılarında bulunuluyor.
Ya da ümmet ütopyasında AKP, ABD’ye Afrika Boynuzunu sunmaya çalışıyor!
*
Yanlış olan,Somaliliye Türk Ulusunun emperyalizme karşı verdiği Bağımsızlık Mücadelesinden esinle Bağımsızlık, Milli Egemenlik, Milli Birlik ve Beraberlik esası ve Bilimsellik ve Akılcılık,Çağdaşlaşma ve Uygarlık gibi bütünleyici ilkeler gösterilmiyor-bu yüzden, katastrof oluşuyor.
*
Türk Dışişleri “Bizim politikamız ilkesel bir temele dayanır.Suriye’deki bütün oluşumlar ve gruplar etnik ve dini ayrım gözetmeksizin Türkiye’nin dostudur” der ve Kuzey Suriye’de İslâm Cumhuriyeti için savaşan El-Kaide’ ye bağlı El Nusra Cephesini kollarken, Somali’de bağımsızlık için savaşan El Kaide’ye bağlı Eş-Şebab örgütünün saldırısına uğruyor!
*
Somali’de bir vatan evlâdı toprağa düşerken;
İslâm düşüncesi ve pratik siyaset geleneğinin bir siyasi teorisi ya da sosyo-politik kurumsal modele dayalı bir devlet teorisine sahip olmamasına rağmen tanrısal egemenliğin dünyevi-siyasal alanda da tesis etmenin dini bir zorunluluk olduğundan geliştirilen İslâmcılık,
Parti-Devlet oluşturmada hayli yol almış İslam ülkelerinde katastrofa neden oluyor ve radikalizm insanlığı tehdit ediyor…
30.7.2013