Geçen ay (28-29 Haziran) Hindistan’ın Hyderabad kentinde düzenlenen uzaktan eğitim ulusal konferansına (Eleltech India 2013) katıldım. Aslında uzaktan eğitim konusunda Türkiye’de öncü bir üniversite olan Anadolu Üniversitesi’nin ilgili birimlerinden de bir katılım olsaydı, sanırım bazı yeni tekniklerin Türkiye’ye aktarılması açısından önemli bir katkı sağlanmış olurdu.
Dünyada açık öğretim/ uzaktan eğitim sistemini kitlesel eğitim amacıyla kullanan ilk ülke İngiltere’dir. (The Open University in the UK) Günümüz bilgi çağıdır. Uzaktan eğitim, eğitici ve eğitim alanın fiziksel olarak ayrı olduğu, fakat eş zamanlı ya da ayrı zamanlı iletişim kurabildikleri bir eğitim yöntemidir.
Uzaktan eğitim, eğitimde bilgi teknolijilerininin kulllanımının bir boyutu olup, bunu Türkiye’de en iyi uygulayan eğitim kurumu Anadolu Üniversitesi’dir.
Bu tip eğitime; hızlı nüfus artışı, eğitici sayı ve kalitesinin yetersizliği, okul çağı nufüsunun fazlılığı, eğiticiye düşen öğrenci sayısının fazlalığı, okullaşma oranlarının farklılığı, okulların yerleşim yerlerine dengesiz dağılımı, okul çağı nüfusunun fazlalığı gibi sebeplerle yönelinilmektedir.
Günümüz dünyasında gelişmiş ve gelişme yolunda olan ülkelerde bu tip eğitimi uyguyan başlıca üniversiteler şunlardır:
Open Universiteit Nederland in the Netherlands, Open University of Mauritius in Mauritius, Hellenic Open University in Greece, Open Universities Australia, Open University Malaysia in Malaysia, Indira Gandhi National Open University in India, Krishna Kanta Handiqui State Open University in Assam India, The Global Open University Nagaland in India, Allama Iqbal Open University in Pakistan, Bangladesh Open University in Bangladesh, Open University of Indonesia, Open University of Israel, Open University of Cyprus, Open University of Japan, Open University of Catalonia, Polytechnic University of the Philippines Open University, University of the Philippines Open University, Open University of Sudan, Open University of Hong Kong, The Intercultural Open University, Sukhothai Thammathirat Open University in Thailand ve Wawasan Open University in Malaysia.
Hindistan’da üç adet uzaktan eğitim yapan üniversite vardır. Bunların en büyüğü ve de dünyadaki üniversiteler arasında en fazla öğrencisi olanı (3.5 milyon) Yeni Delhi’de 1985 yılında kurulan The Indira Gandhi National Open University’sidir. (IGNOU)
Bu ülkede eğitim, kamu ve özel kurumlar tarafından sağlanmaktadır. Anayasa gereğince eğitim temel haklar içindedir. İlkokul eğitimi zorunludur.
Hindistan, okula devam eden öğrenci oranını arttırması ve okur-yazarlığın nüfusunun yaklaşık üçte ikisine yayılmasıyla dünya çapında ilerleme sağlamış ve gelişen eğitim sistemi ülkenin ekonomik kalkınmasına önemli katkıda bulunmuştur.
Bu sebeple uzaktan eğitim, Hindistan yüksek öğrenim sisteminde önemli bir yere sahiptir.
Eğitim sistemindeki okulların yüzde 80’i devlet kurumudur. Fakat devlet okullarındaki eğitimin orta kalitesinden dolayı öğrencilerin yüzde 27’si özel okullarda eğitim görmektedir.
Özel eğitim sektörünün 2012 yılındaki cirosu 68 milyar dolara ulaşmıştır.
Ülkede 20 merkeze bağlı üniversite, 215 eyalet üniversitesi, 100 üniversite ayarında yüksek öğrenim kurumu, 5 eyalet enstitüsü ile 33 ulusal enstitü bulunmaktadır.
Bunların dışında 16.000 kolej, üniversite ve enstitülere bağlı eğitim vermektedir. Yüksek eğitimde fen bilimleri ve teknoloji alanlarına özel önem verilmektedir. Eğitim kurumlarının çoğunluğunu çok sayıdaki teknoloji enstitüsü oluşturmaktadır.
Indian Institutes of Technology (IIT) gibi bazı enstitüler, mühendislik alanındaki lisans eğitimi standartlarıyla dünya çapında tanınmaktadır.
Indian Association for the Cultivation of Science (IACS), Indian Institute of Science (IISC), Tata Institute of Fundamental Research (TIFR), Harishchandra Research Institute (HRI) önemli eğitim kurumlarıdır.
Times Higher Education tarafından oluşturulan dünyanın en iyi 200 üniversitesi listesine Hindistan’dan üç üniversite girmiştir: Indian Institutes of Technology, Indian Institutes of Management ve Jawaharlal Nehru University.
Hyderabad’ta bulunan Indian School of Business, 2010’da Financial Times tarafından oluşturulan MBA sıralamaları listesinde 12’nci sıradadır.
Uzaktan eğitim, Hindistan gibi fırsat eşitliğinin bulunmadığı ülkelerde yüksek eğitim alma şansı çok az olan kesimlere bu şansı vererek, gelir dağılımındaki bozukluğu bir ölçüde ortadan kaldırmaktadır. Çünkü Hindistan’da okuryazarlık oranı kadınlarda yüzde 53,7, erkeklerde yüzde 75,3, toplam nüfusta ise yüzde 64,8’dir.
Hindistan’a ilk defa 1994 yılında ICC toplantısına katılmak için gittim. Aradan 9 yıl geçmiş olmasına rağmen, toplumsal yapıda önemli bir değişikliğin olmadığını gözlemledim.
Uzaktan eğitim tüm katkılarına rağmen zengin ile yoksul arasındaki uçurumu kapatmakta yeterli olmamış.
Geçen sürede yeni ve modern kentler yapılmış ama yanında yoksul teneke mahalleler aynen duruyor.
Hindistan, dünyanın en büyük yedinci coğrafi alanına ve 1,2 milyar nüfusu ile Çin’den sonra dünyadaki en çok nüfusu olan ikinci ülkedir. BRICS üyesidir. Dünyanın en büyük demokrasisine sahiptir.
Hindistan, yüksek olan nüfus artış hızı sebebiyle yakın bir gelecekte dünyanın en kalabalık ülkesi olacaktır.
Etimolojik olarak Hindistan ismi Farsçadaki Indus kelimesinden gelmektedir. Bu isim İndus Nehri ve çevresi için kullanılan bir isimdi.
İngilizce’deki India ise eski Yunaca Indoi kelimesinden türetilmiştir.
Hintliler ülkelerine Hindustan demektedir. Hindustan Farsçada “Hindu Ülkesi” anlamına gelmektedir.
Hindistan, Hindistan anayasasında ve Hindistan’daki birçok yerel dilde Bharat olarak geçer. Bharat, Hinduların Kralı Bharata isminden türetilmiştir. Bizde kullanılan baharat kelimesi Hintçedir. TDK’na göre baharat, yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddelerdir.
Hindistan, 28 eyalet ve merkez bölgesinden oluşan, parlamenter demokrasiye sahip bir cumhuriyettir. Nüfusun yüzde 41’i Hintçe konuşmaktadır. Ülkede 22 ayrı dil vardır. Resmi dil Hintçe ve İngilizcedir.
Dünyanın en büyük on ikinci ekonomisine ve dünyanın en büyük dördüncü satın alma gücüne sahiptir.
1991 yılından bu yana uygulanan ekonomik reformlar sebebiyle dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birisidir. Buna rağmen yoksulluk ve kötü beslenme oranları hala çok yüksektir.
Ülke nüfusunun ortalama 300 milyonu yüksek gelir seviyesine sahip iken, diğerleri neredeyse açlık sınırındadır ve gecekondularda (slum) yaşamaktadır.
Mumbai’de “Slumdog Millionaire” filmine de konu olan gecekondularda yaklaşık 8 milyon kişi barınmaktadır.
Gecekondu nüfusu çok olunca, caddelerde yolun kenarında ihtiyacını gideren adamları görürseniz hiç şaşırmayın.
Ben başkent Yeni Delhi dahil, Bombay (Mumbai), Agra, Hyderabad ve Jaipur’da gördüklerime hiç şaşırmadım ama çok tuhafıma gitti bu yolun kenarındaki ihtiyaç giderme biçimi.
Yıllar önce Sovyetler Birliği döneminde Abhazya’daki Sukhimi kentinde erkek ve kadın tuvaletlerinin kapılarının olmadığını görünce de çok şaşırmış idim.
Çok şaşırdığım bir diğer nokta ise, banliyö trenlerinin kapılarının açık gitmesi ve insanların kapılardan sarkması.
Beni şaşırtan bir diğer gözlemim ise, doğada tavus kuşlarının serbest bir şekilde dolaşması olmuştur.
Hindistan’da zengin ile yoksul kesim arasında bir uçurum söz konusudur.
Bu uçurumun bir benzerini geçen yıl Manila’da gördüm. Uçurum, Cape Town ve Rio de Janerio’da da vardır ama Mumbai’deki durum en kötüsüdür. Havaalanın etrafı teneke mahalleler ile çevrilmiştir.
Hindistan laik bir ülkedir. Hindu, İslam, Hıristiyanlık, Jainizm, Sihizm önemli dinlerdir. Günümüzde de 140 milyonla dünyanın ikinci büyük Müslüman topluluğu, Endonezya’dan sonra Hindistan’da yaşamaktadır.
Hindistan’ın Müslümanlaşması büyük ölçüde Türklerle olmuştur.
İlk olarak Gaznelilerle başlayan Türk-İslam Devletleri, Babür İmparatorluğu ile 1858 yılında sona ermiştir.
Türk sultanları içinde Gazneli Mahmut, Babür Şah ve Ekber Şah en önemlileridir. Hoca Ahmed Yesevi, Muhammed Bahaüddin Nakş-ı Bend ve Abdülkadir Geylani gibi Türkistanlı bilgelerin ülkede İslam’ın yayılmasında büyük katkıları olmuştur.
Taç Mahal, Hindistan’ın en çok ziyaret edilen ve en fazla turist çeken bölgesidir.
Taç Mahal, Türk-İslam Mimarisinin en önemli eserleri arasında olmasına rağmen, bu mimari şaheserin Moğollar tarafından yapıldığı kanısı yaygındır. Tüm turist rehberleri Taç Mahal’in Moğol eseri olduğunu söylemektedirler.
Bu söyleme 9 yıl önce burayı ziyaretimde itiraz ettim ama benim söylediklerim havada asılı kaldı.
Taç Mahal’in mimarları; Mimar Sinan’ın öğrencilerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi’dir. Yapıdaki yazıları yazan hattat Serdar Efendi, eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul’dan davet edilmişti. 1632’de inşasına başlanan türbe, 20 yıl sonra 1652’de tamamlanmıştır.
Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen türbe, Şah Cihan’ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu Begüm’ün doğum sırasında ölümü üzerine onun anısına yaptırılmıştır.
Taç Tahal’in Moğol eseri olması mümkün değildir. Çünkü Moğollar, Müslüman değildir ve Moğolcada Şah Cihan ve Ercümend Banu Begüm isimleri yoktur.
O dönemde Arapça bilen ve Arap alfabesini kullanan Moğol da yoktur.
Ayrıca o dönemde böyle bir eseri yapacak bir medeniyete Moğollar sahip değildir. Osmanlının zirvede olduğu bir yüzyılda Moğolların Taç Mahal’i yapması tarihi gerçeklerle bağdaşmamaktadır.
Bu yanlışlığın giderilmesi için Turizm ve Kültür Bakanlığına büyük iş düşmektedir.
Hindistan’da dikkatimi çeken birkaç hususu da burada belirtmek istiyorum.
Televizyon kanallarını karıştırırken Türkiye’yi ilgilendiren iki programa denk geldim. Biri, Muhteşem Yüzyıl filmi ile ilgili olarak o dönemdeki Kanuni Sultan Süleyman ile ilgili program, diğeri ise Turgut Özal’ın Türkiye ekonomisini yeniden yapılandırdığı döneme ait bir dokümanter idi.
Bir diğer dikkatimi çeken olay ise, Bombay yeni ismi ile Mumbai Havalimanında THY’na hizmek veren ve yer hizmetlerini de sağlayan kuruluşun bir Türk şirketi olmasıydı.
Havaalanı’nın yer hizmetlerini, Delhi Havaalanı’nın da kargo hizmetlerini üstlenen Çelebi Holding’i burada kutlamak isterim.
Çelebi Hava Servisi’nin yüzde 51, NAS Aviation Services Pvt Ltd’nin (NAS India) yüzde 49 oranında pay sahibi olduğu CHS/NAS India konsorsiyumu ihalede en iyi teklifi vererek, Bombay Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda 10 yıl süre ile yer hizmetleri verme hakkını kazanmıştır.
Celebi NAS India, Ocak 2009 itibariyle hizmet vermeye başlamıştır.
Hindistan konusuna son noktayı Mohandas Karamçand Gandi ile koymak istiyorum.
Gandi, Hindistan Bağımsızlık Hareketi’nin siyasi ve ruhani lideridir. Kötülüğe karşı aktif ama şiddet unsuru içermeyen direniş ile ilgili olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür.
Bu felsefe dünya üzerinde vatandaşlık hakları ve özgürlük savunucularına ilham kaynağı olmuştur.
Gandi dünyada Tagore tarafından verilen ve yüce ruh anlamına gelen mahatma ve baba anlamına gelen bapu adlarıyla anılır.
Hindistan’da Ulus’un Babası ( tıpkı Atatürk gibi) ilan edilmiştir ve doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil olarak kutlanır.
Türkiye’de son zamanlarda yol kesme, kimlik sorma, adam kaçırma, yakma ve yıkma gibi terörist faaliyetlerde artış olmaya başlamıştır. Terörle bir yerlere varmak isteyen ayrılıkçıların Gandi’yi kendilerine örnek almasını öneririm.
Gandi’nin evini Bomba