KAZANAN EROĞLU’DUR
HÜSEYİN MÜMTAZ
KKTC’de mevcut partilerle herhangi bir siyasi bağımız yahut parasal anlamda iş ilişkimiz-ihale girdi çıktımız, dolayısı ile kimseye maddi-manevi borcumuz olmadığı için hiç birisine mavi boncuk dağıtmadan, lafı hiç dolandırmadan pat diye söyleyeceğimizi söylemiş ve konu ile ilgili iki gün önceki son yazımızı (“Kıbrıs’ın Seçimi”. 26 Temmuz 2013) şöyle bitirmiştik;
“Ha seçimde ne mi olur?
CTP birinci, UBP ikinci, DP üçüncü parti olur.
Tek başına çoğunluğu kimse sağlayamaz, DP ‘kilit’ parti olur..
O zaman da İvana Sert’in tercihi hükümet kurulumunu şekillendirir..
Siz halâ Pazar akşamı ‘iftarda’ bahçede mangal yerine seçimi mi düşünüyorsunuz?”
Aynen öyle oldu..
CTP açık ara birinci oldu, ama tek başına iktidar olamadı.
DP kilit parti oldu ve “fotoğrafı şekillendirecek” konum elde etti.
UBP tarihinin en büyük yenilgisini aldı. İrsen Küçük’ün, saç rengini her hafta değiştirmesi ve hükümeti düşürüldükten sonra “eski başbakan” olarak Ankara’ya da gitmesi hiçbir işe yaramadı. Önce 26, sonra devşirmelerle 30 olan vekil sayısı 14’e düştü.
Ve seçmenin külliyetli bir kısmı akşam iftarda yakacağı mangalı düşünerek bu sıcakta evden çıkmadı, sandığa gitmedi. Katılım oranı çok düşük, % 69’da kaldı.
Hükümeti kurma görevini verme yetkisi Eroğlu’nda olmakla beraber son tahlilde “İvana Sert”in tercihi kilit rol oynayacaktır.
Bu tabloya göre seçimin galibi, kazananı tartışmasız bir biçimde Eroğlu’dur. İrsen Küçük’ü sıfırla çarpmış, 45 gün içinde “başbakanlık”tan “evinde oturur” hâle indirgemiştir.
Kaybedeni de İrsen Küçük’le beraber; hırsı her daim mantığının önüne geçen Turgay Avcı’dır.
Eski dostlar Bozer’dir, İlkay Kâmil’dir, Tokel’dir.
Eroğlu’ndan sonra ikinci “kazanan” ise Serdar Denktaş’tır.
Seçmenin sandığa yansıyan sosyolojik tercihi de göz önüne alınırsa beklenilen, bir CTP-DP koalisyonudur. Umuyorum, zaten Eroğlu’nun aklından geçen de odur.. Çünkü “onursal başkanı” olduğu partisi, Ertuğruloğlu’nun eline kalmıştır. Halk dört seneye yakın “tek başına iktidar” olan UBP’yi istememektedir ama Ertuğruloğlu’nun, “eski bağlantılarını” harekete geçirmek amacıyla tez zamanda “Ankara”ya gitmesini bekliyorum, amacı CTP’nin koalisyonda ortağı olmaktır.
Zaten seçimden üç gün önce “servis edilen” Talat-Erçakıca-Mungan yaylı sazlar dinletisinde “Ankara’nın isteği” olarak dillendirilen çözüm CTP-UBP ortaklığı değil miydi?
Sandıktan çıkan fotoğrafı zorlamaya kalkarsanız UBP-DP koalisyonunu denersiniz.
Ama “mağlup” UBP yanında “kazanan” DP-Serdar elbette (baş)başkan olmak isteyecektir.
Bir süre bu çok bilinmeyenli denklemle uğraşacağız.
Temmuz maaşlarının gününde öden(me)mesi gaipten gelecek bir işaret olabilir mi?..
29 Temmuz 2013
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ