Erdoğan, içeride de dışarıda da yalnızlaşıyor…

 

NECDET BULUZ

 

                                         Gezi Parkı ile başlayan eylemler öyle görünüyor ki Başbakan Erdoğan üzerinde çok büyük etki yarattı. Ramazan boyunca verilen her iftarda yaptığı her konuşmada özellikle Gezi Parkı eylemlerine yer verdi. Her konuşmasında da “İç ve dış mihraklar bizi engellemeye çalışıyor, buna fırsat vermeyeceğiz” dedi. Burada iç ve dış mihrakların kimler olduğunu söyleyemiyor.

                                        Öncelikle söylemek istediğimiz şudur:

                                            Başbakan’ın üslubu kavgacı bir üslup taşıyor. Toplumu ayrıştırıyor. Hep kendi bildiklerinin doğruluğunu kabul ettirmeye çalışıyor. Halkın sesine kulak vermiyor. Zaten Gezi Eylemlerinin kökenine bakacak olursak, burada azınlık bile olsa, halkın bir rahatsızlığı görülmektedir.

                                              HER KESİMLE KAVGA EDERSEN…

                                                 Kendi halkı ile kavgalı olan bir Başbakan, ülkeye barışı, huzuru, istikrarı getirebilir mi? Getirse bile bu uzun ömürlü olur mu? Gezi eylemleri ile başlayan bu kavga ve tartışma ortamı Türkiye’yi kargaşa ortamına sürüklüyor. Bu ortamdan da marjinal gruplar, dış güçler istifade ediyor, kargaşayı daha da körüklüyor. Siz, yönetici olarak bunu oluşturan ve meydana getiren olayları ortadan kaldırmak durumundasınız,yakınmak çözüm olmuyor.

                                           Aslına bakılacak olursa, Başbakan sadece kendi halkı ile değil, bütün dünya ile kavga ediyor. Etrafımıza bakınız. Komşularımızla sıfır sorundan ne hale geldik. Sorunlu ve kavgalı olmadığımız bir komşu gösterebilir misiniz? Bütün dünya ile kavga, yalnızlık getirir. İçe kapanırsınız. O zaman da yalnızları oynamak kaderiniz olur. Bugün görebildiğimiz kadarı ile Erdoğan bu konumdadır.

                                                   Başbakan, önüne gelene meydan okuyor. İçte ve dışta tepki alıyor. Bunun getireceği olumsuzlukları hesaplamak gerekir. Gezi eylemleri ile başlayan gösterilerde hep dış güçlerin etkisinin olduğunu söylüyor. Siz, her millete meydan okursanız, herkesi karşınıza alırsanız, bu düşman gördükleriniz içeride de sizi rahat bırakmayacaklardır. Bunun için neden yakınıyorsunuz? Dünyanın her tarafında sistem budur ve böyle çalışır.

                                             İÇERİDE DE DIŞARIDA DA YALNIZLIK

                                             İçe kapanan, yalnızlığa düşenler her alanda hata üzerine hata da yapabilirler. Bugün, Suriye politikaları başta olmak üzere, AKP Hükümeti dış politikada yaptığı hatalarla Türkiye’yi sıkıntıya sokmuştur. Konu ile ilgili hemen her yazımızda dile getirdiğimiz gibi, bugün bu hatalar terör örgütü PKK’yı güçlendirmiş, Türkiye için daha büyük bir tehdit unsuru haline getirmiştir. Suriye’de yaşanan PYD rezaleti, hükümetin yanlış politikalarının bir eseri olarak karşımızda duruyor.

                                                         İçeride ve dışarıda yalnızlaşmanın faturasının ağır olduğunu ağır aksak işleyen AB üyeliğinin sürecinde de, demokrasi, basın özgürlüğü ve hukuk sistemimizde de görmekteyiz. Dışarı ile entegre olunamadığında sizi her zaman ikinci, üçüncü sınıf ülke olarak görürler. Her alanda eleştirirler. Bugün dikkat ediniz, Amerika da, AB de Türkiye’yi demokrasi, basın özgürlüğü, insan hakları ve hukuk sitemi konularında sürekli eleştirmiyorlar mı? Adı geçen ülkeleri karşınıza aldığınızda, yalnızlaştığınızda bu konularda eleştirilerin dozu da artar bunu da göze almak gerekiyor.

                                               Geçenlerde konu ile ilgili olarak Hasan Cemal bir yazıyı kaleme aldı. Bu yazıda Başbakan Erdoğan’ın son hallerini analiz ettikten sonra şu vurguyu yaptı, bunu sizlerle paylaşalım ve yazımızı noktalayalım:

                                           “SİYASİ OLGUNLUK YOK”

                                                                      “2002 sonrasında demokrasi mücadelesi veren Erdoğan’la bugünkü Erdoğan aynı değil. Kendi partisinin içinde de bu değişimi teşhis edenler var ve sayıları artıyor. Kapalı kapılar arkasında her geçen gün daha çok sorgulanan bir Erdoğan var.

                                                       Erdoğan’ı Menderes, Demirel ve Özal’dan ayıran bir fark şu; onların karşısında çok sesli bir basın mevcuttu. Erdoğan’ın eseri olan eleştiri özürlü bu medya düzeni, Erdoğan’ın tehlikeli akıntılara kapılmasında büyük pay sahibidir.

                                              Neredeyse 11 yıla varan bir iktidar döneminin bütün yaşanmışlıkları, ne yazık ki, Erdoğan’ı siyaseten olgunlaştırmadı; daha demokrat, daha hukuka saygılı, daha sakin bir akil adam yapmadı.

Dananın kuyruğunun birçok bakımdan kopacağı 2014 yılı kapıdayken, Tayyip Erdoğan’ın bu halleri gerçekten çok düşündürücü.”

e.mail: necdetes@mynet.com

 

 

                                              

 

NECDET BULUZ - tezvir i taraf