1975 yılından beridir politikanın içinde olan bir kişiyim. En gençlerden bir tanesiyim demek çok daha doğru olur. Çok genç yaşta fiilen içine girdim politikanın ve siyasetin…
Mecliste milletvekili olarak görev de yaptım, üst düzey görevlerde de bulundum. Annan Planı döneminde görüşmecilik de yaptım. Yasa nedir, Tüzük nedir, Kararname nedir, kimleri bağlar, nasıl değiştirilir, hangileri değiştirilebilir, hangileri değiştirilemez çok iyi biliyorum.
Ve politikayla siyasetin farkını da…
4 Aralık 2012 tarihinde Ankara’da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında tam adı ile “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015” olan protokol -iki asıl nüsha halinde- imzalandı. Bu programa her iki ülkenin Bakanlar Kurulları adlarına Başbakanı İrsen Küçük KKTC adına, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da Türkiye Cumhuriyeti adına imza koydular.
İşin ilginç tarafı, günümüzde Bakanlar Kurulunu oluşturan CTP-BG, DP-UG ve TDP siyasi partileri, protokol imzalandığı vakit muhalefetteydiler ve şiddetle karşı çıktıkları bu protokolü şiddetle eleştirmişlerdi.
Dün bir televizyon programında CTP-BG, DP-UG ve TDP’den oluşan hükümetin başı Sayın Sibel Siber, söz konusu “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015″nın -aynen kullandığı kelimelerle- “iki ülke arasındaki uluslararası anlaşmaların anayasa hükmünde olduğunu ve kolay kolay bozulamayacağını” dile getirdi.
Ben Sayın Siber’e, danışmanları veya da bu “Geçiş Programı” hakkında bilgi veren kişilerin eksik veya da yanlış bilgi verdikleri inancındayım. Buna Sayın Siber yanıltılmış da diyebilirsiniz.
Bir olasılıkla da kendisine “Biz bu Geçiş Programını istersek Bakanlar Kurulu kararı ile iptal edebiliriz ama bunu yaparsak, ne memurumuzu ödeyebiliriz, ne de özel sektördeki teşvik, destek ve katkıları yerine getirebiliriz. Tüm kesimler tam da bu seçim döneminde ayaklanır ve bu üç parti de seçimi kaybeder. Sen en iyisi öyle bir laf etki, bu Geçiş Programının Bakanlar Kurulu tarafından değiştirilemeyeceği anlaşılsın ve sorumluluğu da bizlerin dokunamayacağı bir yere yükleyelim” denmiştir.
Ne var ki durum hiçte Sayın Siber’in söylediği/ açıkladığı gibi değildir. KKTC Başbakanı ve T.C. Başbakan yardımcısı tarafından imzalanan “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015″ün Anayasa ile veya Anayasanın hükümleri ile uzaktan yakından bir ilgisi de yoktur. Her iki ülkenin Bakanlar Kurulu seviyesinden imzalanmış bir mutabakattır sadece.
Sayın Siber isteseydi veya da yapabilseydi, “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015″i, muhalefette oldukları dönemde karşı çıktıkları ve şiddetle eleştirdikleri doğrultuda, “fırsat bu fırsattır, UBP’nin kendi içindeki çekişme sonunda biz muhalefettekiler hiç beklemediğimiz bir şekilde iktidara geldik, tam zamanıdır, derhal bu “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015″nı iptal edelim” diyerek başkanı olduğu KKTC Bakanlar Kurulunu toplar ve tek satırlık, tek cümlelik bir Bakanlar Kurulu kararı ile bu kendi tabirleri ile “Yıkım paketi”ni iptal ederdi.
Sonra da basının karşısına geçer ve “Halefim Sayın Küçük imzalamıştı bu “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015″i ama ben hükümeti oluşturan her üç parti de zamanında bu programa çok karşı çıktıkları için Bakanlar Kurulunu topladım ve iptal ettim” derdi.
İstese diyebilirdi ama bırakın iptal etmeyi, görevi devraldıkları ilk hafta içinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısına, “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015″i teyit ettiklerini ve aynen uygulayacaklarını bildirdiler.
13 Haziran 2013 tarihinde iktidara gelen CTP-BG, DP-UG ve TDP hükümeti bu teyitten hemen sonra da, 27 Mart 2012 tarihinde KKTC Meclisinde kabul edilen ve kendilerinin gene o dönemde karşı çıktıkları ve şiddetle eleştirdikleri “Özelleştirme Yasası”nı da isteselerdi, çoğunluğunu oluşturdukları KKTC Meclisi hemen toplar ve 24/2012 sayılı “Özelleştirme Yasası”nı tek maddelik ve tek satırlık bir yasa ile iptal ederlerdi.
Ama muhalefetteyken ölesiye eleştirdikleri “Ekonomik Programı” ve de “Özelleştirme Yasası”nı iktidardayken ve de ellerinde her tür olanak varken iptal etmediler, daha doğrusu iptal etmeye cesaret edemediler… İşte siyasetle politikanın farkı!..
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
17 Temmuz 2013