NECDET BULUZ
PKK ile başlatılan “Barış süreci” çerçevesi içinde, daha önce yazdığımız yazılarda AKP Hükümeti’nin Doğu ve Güneydoğu’yu tamamen PKK ve yandaşlarına teslim ettiği konusuna değinmiştik. Terör örgütü, artık bu bölgelerde Türk ve Türk izi istemiyor. Dağlarda yazılı olan “Ne mutlu Türküm diyene” yazıları silinip, onların yerine sözde Bağımsız Kürdistan bayrakları konuluyor.
Yasal olmayan toplantılar yapılıyor. PKK, polis ve güvenlik birimlerini oluşturuyor. Yollar kesiliyor, inşaatlarda çalışan işçiler kaçırılıyor, kimlik kontrolleri yapılıyor. Hükümet olanlar “Süreç zarar görmesin” diyerek bunlara seyirci kalıyor. Adamlar, federasyonlarını kuruyorlar, bunun hazırlığını da yapıyorlar, siz hala hangi süreçten söz ediyorsunuz? Bölgeden de askeri karakolların kaldırıldığını söylemeye gerek var mı bilmiyoruz?
TEHDİT YAĞDIRILIYOR
PKK elebaşlarından Murat Karayılan yine tehdit savurdu, yine savaştan söz etti. Karayılan, yaptığı açıklamada” Hükümet elini çabuk tutsun. Önderimiz Öcalan derhal özgür bırakılsın. Cezaevlerinde bulunan PKK ve KCK’lılar da hemen salıverilsin. Demokratik yoldan atılacak adımlar da devreye girsin. Yoksa süreç tıkanır ve biz haklarımızı savaşarak almak durumunda kalırız” dedi. Sürecin kritik aşamada olduğunu da sözlerine ekledi. Açıkça, teröristler devlete meydan okumaya, tehdit üzerine tehdit savurmaya başladılar. Her olaya kükreyen Başbakan Erdoğan’ın bu tehditlere sesi neden çıkmıyor acaba?
Dikkat ediniz, Hükümet olanlardan “çıt” çıkmıyor. Terör örgütünün yasal olmayan her türlü faaliyetlerine göz yumuluyor. Türk bayrağı, Milli marşımız, Atatürk posterleri ortadan kaldırılıyor. Bunların yerine terörist başının posterleri, sözde Bağımsız Kürt Devleti’nin bayrakları asılıyor. Hükümet olanlar da bunlara sessiz kalıyor. Devlete yapılan tehditlere karşılık verilemiyor. Böyle bir yönetim şekli olabilir mi?
Sadece Karayılan değil, İmralı canisi de, PKK’nın siyasi uzantıları BDP’liler de sürekli olarak Hükümeti tehdit ediyor. Türklere ve Türklüğe ağır hakaretlerde bulunuyor. Bunlar, yenilir yutulur şeyler değildir. Gezi eylemlerinde demokratik haklarını kullanmak isteyenlere karşı acımasız davranan, millet ile polisi karşı karşıya getirenler, Doğu ve Güneydoğu’daki oluşma ve kanunsuzluğa göz yumuyorlar.
ÖZERKLİĞE HAZIRLANIYORLAR
Elimizde bazı bilgiler var. Buna göre Suriye’de tek bir kurşun atmadan birçok kentte yönetimi ele geçiren Kürt grupların, bölgede dengeleri alt üst edecek bir adımı atmakta oldukları görülüyor. Kürt grupların, aralarında aldıkları karar göre 3 ay içinde geçici bir yönetim ve geçici bir anayasa oluşturmaya hazırlanıyor. Bu hazırlık içinde Kuzey Irak Kürtleri ve PKK da yer alıyor. 6 ay içinde de seçimlerin yapılması hedefleniyor. Böylece Batı Kürdistan Halkları Meclisi oluşturulacak.
Özerklik hareketini Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) başlatmış bulunuyor. Bölgedeki diğer Kürt dernekleri ve siyasi partilerinin de destek verdiği oluşumun beklenen sonuca varması halinde tüm bu kesimleri de kapsayan bir komite oluşturulacak, 3 ay içinde de geçici yönetimin çalışmaya başlaması hedefleniyor. Aynı zamanda Kürt Yüksek Konseyi’nin işlevini de yerine getirecek olan bu geçici yönetimin ilanından sonra Batı Kürdistan’da geçici bir Toplumsal Sözleşme oluşturulacak. Bu toplumsal sözleşmenin geçici anayasa yerine geleceği de ifade ediliyor.
MHP KONUNUN TEK TAKİPÇİSİ
Bu çalışmalardan bizim Hükümetin ve bizi yönetenlerin bilgisinin olmaması mümkün değil. Ancak, süreç öylesine hızlı işliyor ki, ne Başbakan Erdoğan, ne Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu olup bitenler karşısında hiçbir şey yapmıyor, ya da yapamıyor. AKP Grubu’ndan hiçbir milletvekili de ortaya çıkıp, Türkiye’nin parçalanmaya doğru gitmesinin karşısında varlığını ortaya koyamıyor. Şunu da ekleyelim: Bu Kürt oluşumunun arkasında dış güçlerin desteğinin var olduğunu da unutmamak gerekiyor. Yıllardır Bağımsız Kürt Devleti’nin oluşumuna çalışanlar ortaya çıkıp şimdi bunun inşasını gerçekleştiriyorlar.
Gelişmeler, her zaman vurguladığımız gibi Doğu ve Güneydoğu’nun PKK ve yandaşlarına teslim edilmiş olduğunu gösteriyor. Toplumda çok büyük rahatsızlıklar yaratan bu oluşum, çeşitli gündem değiştirmelerle bir yerde bize göre kamuoyunun dikkatinden de kaçırılıyor gibi geliyor. Ancak, konuyu yakından takip eden MHP’nin bu gelişleri sıcak tutması, gündeme taşıması ve kamuoyunun dikkatini Doğu ve Güneydoğu’ya çekmesi de önemsenmelidir.
e.mail: necdetes@mynet.com
Yazıları posta kutunda oku