Site icon Turkish Forum

SERGERDE VE TÜRKİYE HAZİNESİ

Egemen Bağış

Egemen Bağış

Bir zaman önce, ABD’nin uluslararası sisteminin gelecek tasavvurunda Osmanlı’nın medeniyet havzası Balkanlar,Kafkasya,Orta Doğu,Kuzey Afrika,Batı Asya bölgesi çerçevesi ve tarihi organik bağlarının yüklediği sorumlulukta görevlendirdiği Eş Başkan Erdoğan’ın -ne Türkiye -ne de,Arap İslam devletlerinde,
Hem ekonomilerin rekabetçi baskılara ve diğer serbest piyasa güçlerine dayanabilecek bir ekonomi varlığı içinde olmasını,
Hem de, demokrasi başlığında hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlık haklarına güvence olmayı sağlayamadığı görüldü.

*
Üstelik Eş Başkan Erdoğan’ın İslamcı vizyonunun “herkesin düşünce,vicdan ve din hürriyeti vardır” yargısıyla BM insan hakları prensiplerini şahit tutarak;İslam dininin demokrasiye aykırı olmadığı savından geliştirilen İslam Birliği hedefinin akla ve vicdan özgürlüğüne değil doğrudan doğruya taassuba dayalı toplumlar yetiştirdiği,
İhraç edildiği her ülkede toplumları inanan-inanmayanlar,Sünniler-Şiiler olarak ayrıştırdığı ve Batı’nın İslam’a ve peygamberine vurmak için alanlar açtığı inancını pekiştirerek “İslamcı radikalizme” neden olduğu da anlaşıldı.

*
Nihayet Haziran ayında Kuzey İrlanda’da toplanan G8 Zirvesi liderleri, ülkelerinin farklı görüşlerine rağmen dünyada yaşanan krizde bir sektörde ya da bir ülkede yaşanacak krizin kolayca komşu ülkelere,bölgeye -hatta,dünyaya yayılma olasılığına karşı durmak için işbirliğine gittiler.
Mesela, iç savaşı tek başına küresel dengenin merkezinde yer alan Suriye sorununu çözümlemek ve Suriyelilere istedikleri değişiklerde yardımcı olmak kararını aldılar.
Suriye’de ve bölgede İslamcı radikalizmi ve aşırılık yanlılarının tasfiye edilmesi, kitle imha silahlarının denetim altına alınması, inanan-inanmayan, Sünni-Şii değil tüm bölge halklarının onayını alan yönetimler oluşturmak suretiyle Orta Doğu’da barışın tesis edilmesinde uzlaştılar.

*
Ve yeni anayasasında laikliği -bir yanda, toplumsal hayatın, siyaset ve kültürün bir cüzünde tarikatlar,cemaatler ve dini kurumlar vasıtasıyla dini ritüellerle bezenmesi,
Öte yanda, devletin bu toplumu küresel siyasi ve ekonomik kriterler dengesinde tutacağı bileşkesinde oluşturmayan -aksine,
“Çağdaş sosyo-politik etmenlerle beslenen İslam tarihinin ışığında müminler, kendi sorunlarını ancak devrimci İslami diriliş, yani şeriatın tesisi aracılığıyla oluşacak ve onunla başarı şansı bulacak bir İslami ideoloji oluşturmak suretiyle çözebileceklerdir ” felsefesi ile hazırlayan, toplumun en alt tabanında kalmış kitleye dayanan ve o kitleden kolayca İslamcı radikalizmi üreten,
Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin ve Müslüman Kardeşler örgütünün Hürriyet ve Adalet Partisinin asker vasıtasıyla iktidardan indirilmesine yol verildi…

*
Türkiye’de TİKA, Başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansıdır.
Eş Başkan Erdoğan’ın 2005’te İstanbul’da 40 ülkeden üç yüzü aşkın sivil toplum kuruluşunun katılımıyla “Uluslararası İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Konferansı: Değişen Dünyada Yeni Bir Vizyon Arayışı” başlıklı konferansın ardından kuruldu.
İslam Birliği hedefiyle İslam dünyası sivil toplum kuruluşları arasında sürdürülebilir gelişim,birlik,karşılıklı işbirliği çerçevesinde teknik ve sosyal faaliyetlerde çalışmalar ve birlik gayesinde ortak refleksler geliştirmenin koordinasyonu sağlıyor.
Diğer anlatımıyla 40 islam ülkesinin sivil toplum kuruluşları; Erdoğan’ın İslam Birliği politikasına Arap coğrafyasının topyekün siyasetini,ekonomii ve sosyo-kültürel yapısını dönüştürme misyonunu yürütüyor.

*
Mursi iktidardan indirilince-bir yanda,Türkiye’de Gezi Direnişi yaralısı Başbakan Erdoğan – hem, kendi ikbalinden -hem de, İslam Birliği vizyonunun sona ermekte olduğunun artan dehşetinde,
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’u arıyor,”Mısır’da sivil iradeyi yok sayan bir darbe ile demokratik sürecin askıya alınmasından kaygılıyız” diyor.
Ya da Dışişleri Bakanı Davutoğlu,halktan en fazla oy alan bir siyasi partinin ve bir liderin gayri meşru ilan edilmek istendiğine işaretle, “Köprünün altından daha çok su akar” derken,
Egemen Bağış “Bir Mursi gider bin Mursi gelir”diyor!

*
Nitekim Tunus’ta,Libya,Mısır,Suriye,Irak’ta o günlerin muhalif güçlerinin destekleyicisi -şimdilerde, Gezi Direnişlerine yanıt amacıyla yapılan yurt içi-yurt dışı mitinglerin,gösterilerin organizatörlüğünü yapan Başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı çatısı altındaki sivil toplum kuruluşları -şimdi, Mısır’da ve Avrupa’nın bir çok kentinde Mısır Ordusunu protesto gösterilerinde ön saftadır.
Hem Müslüman Kardeşler örgütüne ve taraftarlarına Mursi yeniden Cumhurbaşkanı oluncaya kadar stratejik ve taktik destek veriyor -hem de, Batı’nın İslam Birliği konseptine takındığı olumsuz tavıra karşı ortak güç gösterisinde bulunuluyor.
“İslami Cihad” kavurucu ateşi yanmaktadır,Suriye’yi perişan eden İç Savaş’tan sonra Mısır’ın aynı yöne ilerlediğinin mesajı veriliyor.
Vay,Canını sevdiğim! Recep Tayyip Erdoğan hevası uğruna İslam Birliği’nin model ülkesi Türkiye’yi kumara yatırıyor…

*
Türkiye dünyada bedava para döneminin sona erdiği şu süreçte varlık fiyatlarının en hızlı düştüğü,ekonominin kırılganlıklarının da ortaya çıktığı bir ülkedir.
İslam Birliği’nin siyasi lideri Erdoğan,Türkiye’de seçimlere doğru faizin düşük kalmasını isterken enflasyon görünümündeki bozulmanın ve dışarıdaki gelişmelerin bunu güçleştirdiği bir konjonktürde Merkez Bankasını hükümetin talepleriyle ekonominin gerçekleri arasında sıkıştırıyor.
Halbuki Türk ekonomisinin son 10 yılda sıcak para ile döndürülmesi sonucunda artan dış açık ve borçlar ekonomiyi çok kırılgan hale getirmiştir.
Dış borç stoku 350 milyar dolarla rekor seviyededir -ki, Merkez Bankası’nın verilerine göre kısa vadeli dış borç stoku 122 milyar dolara ulaşmış olup Merkez Bankası kasasındaki rezerv de 122 milyar dolardır!
Bu durumda Türkiye’nin kasasındaki rezerv parası sadece kısa vadeli dış borcuna yetiyor!
Erdoğan sür-git Batı’ya posta atarken,dışarıdan para musluğunun hafifçe kısılması halinde dahi bu açığın finanse edilmesi -hele, halkın tutulması mümkün değildir.

*
Bugün piyasalar yeni bir haftaya açılıyor.
Sergerde çıldırmış olmalıdır, içmeye ayranı yoktur ata biniyor…

8.7.2013

Exit mobile version