Yanlışı görmek ve bundan geri dönebilmek…

 

NECDET BULUZ

 

                                            Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhamammed Mursi’ye karşı yapılan askeri darbeyi değerlendiren Başbakan Erdoğan “Her siyasinin yanlış olabilir, benim de yanlışlarım olabilir. Bunun cezasını vermek, bunu siyasetten men etmek bazı egemen güçlerin görevi değildir” demiştir.

                                            Biz de aynı görüşlere paylaşırken, yanlışı gören, yanlış yapan liderlerin, her türlü komplo ve darbeye karşı, demokratik altyapıyı güçlendirmeleri gerektiğini anımsatalım. Bugün, Mısır’da meydana gelen darbe, daha önceki yazılarımızda da dile getirdiğimiz gibi, dış güçlerin tezgâhıdır. Bu tezgâh kurulurken, aynı egemen güçlere ters düşen yönetim şekillerinin de ayakta kalamayacağı görülüyor. 

                                               HERŞEY İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ İÇİN

                                                  Bir siyasi lider hiç kuşkusuz hep doğru yapacak diye bir kural yoktur, yanlış da yapabilir. Önemli olan bu yanlışı görmesi, düzeltme yoluna gitmesidir. Lidere yakışanın da bu olduğunu biliyoruz. “Benim de yanlışlarım olabilir” diyen Erdoğan’ın yanlışları Gezi eylemleri ile ortaya konuldu. Başbakan, bunlardan ders alma yerine, olayları daha da kışkırtma, ortamı germe, toplumu kutuplaştırma yolunu tercih etti. Doğruları söyleyenlere hakaret etti, insanları küçümsedi, demokrasinin sadece sandık olmadığını bir türlü anlamak istemedi.

                                           Konuya bu açıdan yaklaştığımızda Amerika’nın, Batı’nın ve AB’nin İslam dünyasına bakışındaki farklılığı da görürüz. Çünkü ortada bir gerçek var, bölgede İsrail’in güvenliği adı geçen ülkeler için tek seçenektir. Aşırı İslami güçler ve bunların güçlenmesi her zaman önlenmiştir ve bundan sonra da önlenecektir.

                                                YANLIŞTAN DÖNMEK DE FAZİLETTİR

                                                    Mısır’ın Müslüman Kardeşler’i İsrail’in, Amerika’nın ve Batı’nın en büyük kaygısı olmuştur. Müslüman Kardeşler’in Mısır dışında da silahlı güç oluşturması kaygıları daha da artırmıştır. Bugün, Suriye’deki iç çatışmaların yoğunlaşmasında Müslüman Kardeşler’in etkisi ve rolü büyüktür.

                                            Amerika, Batı dünyası Suriye’de Esad’a karşı düğmeye neden basmıyor, ya da işi ağırdan alıyor? Başbakan Erdoğan, bunu bile okuyamamış, Suriye politikalarında baştan bu yana uyguladığı yanlışları sürdürerek yanlışa yanlış eklemiştir. “Benim de yanlışlarım olabilir” diyen Başbakan’ın burnunun uçundaki yanlışı görmemesi, ya da görüp yeni politikalar üretememesi son derece düşündürücüdür. Biz, yanlıştan dönmenin de bir fazilet olduğuna inananlardanız.

                                                 Zaten, egemen güçlerin hedefi sadece Müslüman Kardeşler değildir. İran’ın Mollaları, Hizbullah, Hamas, el Kaide gibi radikal İslamcı gruplar hep hedefte olmuşlardır. Başbakan Erdoğan’ın bu radikal İslamcı gruplarla işbirliği içinde olması, onları desteklemesi bir yanlış mıdır, değil midir?

                                        DENGELER DEĞİŞEBİLİR

                                          İç politikada uygulanan yanlışların Gezi Parkı ile dışa vurmasını da bu çerçevede değerlendirdiğimizde Erdoğan’ın da kendisine çeki-düzen vermesi kaçınılmaz oluyor. “Benim de yanlışlarım olabilir” demek, sorunu çözmüyor. Bu yanlışların neler olduğunu masaya yatırıp, doğruları bulmak, ya da yanlıştan geri dönmek, tansiyonu düşürmek, toplumsal barış yolunda atılmış olumlu adımlar olabilir. Dikkat edilecek olursa, bugün Türkiye’de hala halkın sıkıntılı olduğu, bu sıkıntıların da çeşitli eylemlerle dışa vurulamaya çalışıldığını görmekteyiz.

                                                   Mısır’daki depremin etkilerinin bölgede ne gibi sıkıntılara neden olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Birçok yerde dengelerin değişmeye başlayacağı da kaçınılmazdır. İşte, önümüzde Suriye örneği var. Esad’a karşı Müslüman Kardeşlerle işbirliği yaparak işin içine giren Türkiye, şimdi Suriye’de dengelerin değişmeye başlaması ile daha da sıkıntıya girmeyecek mi? Bunun faturasını bu millet ödemeyecek mi?

                                          Yazımızın başına dönelim: Başbakan, yanlışlarının olabileceğini söylerken, bugüne kadar yapılan yanlışları gördüğünü, bunları değerlendirip, artık bu yanlışları yapmayacağını söylemiyor. Sadece “Benim de yanlışlarım olabilir” diyerek geçiştiriyor. Mısır’daki darbenin arkasındaki egemen güçlere de meydan okuyarak, tabanına mesajlar vermeye çalışıyor. Artık devir, bu ucuz politikalar devri değil, biz de bunu anımsatmak istiyoruz. Her şeye rağmen ve kesinlikle de askeri darbelere de karşı olduğumuzu bir kez daha vurgulayalım.

e.mail: necdetes@mynet.com

 

                             

 

                         

 

NECDET BULUZ - necdet buluz