MİT Müsteşarı Hakan Fidan dünyada ilk kez bir devletin başka bir devletin istihbarat yönetimine tepki gösterdiğini ve açıkça kendi çıkarları için kendisinin MİT’in başına gelmesini istemediğini, bunu da resmi açıklamayla beyan ettiğini bildirdi. Fidan’ın kastettiği devletin İsrail olduğu belirtildi.
Oslo Görüşmeleri sırasında tutuklanmak istenen MİT Müsteşarı Hakan Fidan ilk kez basına röportaj verdi.
BİR DEVLET…
Habertürk gazetesinin sorularını yanıtlayan Fidan, MİT’in vatandaşları fişlediği iddialarına ilişkin olarak “Son bir kaç yıldır ulusal ve uluslararası alanda bir çok başarılı istihbarat çalışması gerçekleştiren MİT, bu durumdan rahatsız olan çevrelerin hedefi haline geldi ve gerçekdışı iddialarla teşkilat hakkında olumsuz algı yaratma çalışması hız kazandı. Dünyada ilk defa bir devlet başka bir devletin istihbarat yönetimine tepki gösterdi ve açıkça kendi çıkarları için Hakan Fidan’ın MİT’in başına gelmesini istemedi ve resmi açıklamayla bunu beyan etti” dedi. Gazete, MİT kaynaklarından Fidan’ın kastettiği ülkenin İsrail olduğu bilgisine ulaşıldığını bildirdi.
“TSK TARAFINDAN BOMBALANAN KAÇAKÇILARDAN SORUMLU TUTULDUM”
Sözkonusu açıklama sonrası MİT’e yönelik Türkiye içinden haksız yayınlar ve saldırıların peşpeşe yapıldığını kaydeden Fidan, 30 yıllık Kürt sorununun nihayete erdirilmesi amacıyla verilen görev çerçevesinde gizli yapılan görüşmeler yanlı bir şekilde basına sızdırıldı, Hakan Fidan gözaltına alınmaya çalışıldı, terörist sanılarak TSK tarafından bombalanan sınır kaçakçılarının ölümünden sorumlu tutulmaya gayret edildi, Akdeniz’de uluslararası sularda eğitim amacıyla görev yapan ve Suriye tarafından düşürülen uçağımız, Gaziantep’te ve Reyhanlı’da teröristler tarafından patlatılan bombalar ve ölen Türk vatandaşları MİT’e saldırıda bulunmak için kullanıldı. MİT’e kamuoyu önünde tartışmalı bir kurum imajı vermek ve yıpratmak mantığı üzerine kurulu bir psikolojik harekat yürütüldü, bir çok gizli belge ortalığa saçıldı. MİT’in özel hayatı fişlediği yönündeki gerçek dışı iddialarla, MİT’e yönelik saldırılar devam ediyor” dedi.
“HERKESİ İZLEYECEK KADAR PERSONELİMİZ YOK”
“MİT’in kişisel verileri istediği zaman elde edebildiği ve fişleme için kullandığı algısı doğru mu?” sorusunu yanıtlayan Fidan İstihbaratın üretilebilmesi için sadece bilgi ve belgenin toplanmasının yeterli olmadığını, bilgilerin sağlıklı şekilde ve belli bir sistem dahilinde işlenmesi gerektiğini belirtti. Fidan MİT’in “Teşkilatı kendi halkına fişleme gibi çağdışı bir uygulama faaliyetinin içinde göstermenin; gerçek dışı olduğu kadar, haksız ve mesnetsiz olduğu” konusundaki basın açıklamasını hatırlattı ve “MİT kendisine kanunlar çerçevesinde verilen yetki ve sorumlulukla hareket eder” dedi.
Ülke güvenliğine yönelik bir risk taşımayan milyarlarca veriyi incelemek, depolamak ve analiz etmenin, hesaplanamayacak derecede fazla personel ve maddi imkan gerektireceğini, bunun gerçekleşme ihtimali bulunmadığını kaydeden Fidan, “MİT’in bu şekilde verileri depolayacak ve bunu inceleyecek ne yeterli sayıda personeli, ne imkanı ne de zamanı mevcut. İç istihbarat açısından MİT’den sayısal olarak çok daha fazla imkana sahip diğer güvenlik kurumları da kamu ve özel sektörün kişisel verilerini, faaliyet konuları kapsamında kullanma imkanına sahip” dedi.
“SALDIRI OLURSA KAMUOYU BİZİ SORGULAR”
MİT’İN kendisine kanunlarla tanınan yetki çerçevesinde ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen kişilere yönelik veri topladığını, bunları ilgili kurumlarla paylaştığını, kişisel verilerin internet üzerinde açıkça dolaştığı bir dönemde, pazarlama kriterleri oluşturmak amacıyla uluslararası şirketlerin kişisel verileri topladığını, değerlendirip üretimlerini bu yönde artırıp azalttıklarını hatırlatan Fidan, “Bunlar kamuoyunda gündeme gelmezken, devletin istihbarat kuruluşunun bu verilere ihtiyaç duyması halinde ulaşması eleştirilebilmekte. Engellenemeyen ve ölümlerle sonuçlanan bir terör saldırısı sonrası kamuoyunun ilk sorduğu soru ‘saldırının neden engellenemediği’dir” dedi.
FACEBOOK-TWİTTER
Fidan, “Sosyal medya, e-mail veya internet üzerinden her vatandaşın takibi gibi ileri teknoloji bir sistem MİT’de var mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“MİT’in her vatandaşı takip etmek ve kontrol etmek gibi bir görevi bulunmamakta, sadece ülke güvenliğine tehdit oluşturan hedeflere yönelik çalışma yapmakta. MİT’in her vatandaşı takip etmesi istihbarat dünyası için gereksiz bir uğraşı olarak görülebilir. Diğer taraftan sosyal medyanın gelişmesinde ön planda olan Facebook ve Twitter gibi internet iletişim sistemlerinin Server’ları ve teknik alt yapıları Türkiye dışında bulunmakta. Hedef şahıslara yönelik MİT’in yapacağı tüm teknik çalışmalar ancak mahkeme kararı alınarak gerçekleşmekte.”
“ÖNCELİK HALKIN GÜVENLİĞİ”
Fidan her vatandaşın kişisel verileri toplanarak, takip edildiği bir sistemin bulunup bulunmadığına ilişkin soruya ise “Uzun yıllardır dünyada sosyo ekomomik, dinsel, etnik, mezhepsel ayrışmaların fay hatlarında biriken enerji çeşitli noktalarda kırılma yapmakta sonuçları önceden kestirilemeyen sosyal ve siyasi depremler yaratmakta. Bu kaçınılmaz sonuçlar çerçevesinde her vatandaşın kişisel verilerini toplamak ve analiz etmek, mümkün değildir. Böyle bir sistem kurulsa bile bir işe yaramayacaktır. MİT, hızla gelişen Türkiye’de kendisine verilen görevleri yerine getirirken öncelik olarak halkın güvenliğini ön planda tutan bir kurum kültürüne sahip” karşılığını verdi. (ANKA)