Akil İnsanlar Heyeti temaslarının ardından hazırladıkları raporları Başbakan Erdoğan’a sundu.
Toplantı öncesi Heyet Başkanı Ahmet Taşgetiren,”En genel fotoğraf barış sürecinin sonuna kadar desteklendiğinin fotoğrafıdır”dedi.
Sonra AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik,”Olayı sadece Kürt meselesi şeklinde değil, genel demokratikleşme prensibiyle çözme isteği öne çıktı”dedi.
*
Ne Başbakan-ne de, Akil İnsanlar Heyeti,Murat Karayılan’ın Kürt sorununun Türkiye Cumhuriyetinin amili olan Lozan Anlaşmasından kaynaklandığı, cumhuriyetin ulusal,üniter esaslarının bu sorunun çözümünü zorlaştırdığı söyleminden -ya da,
“Madem Cumhuriyet’in kuruluşunda siyasi İslami çevreler dışlanmış ve Kürtler inkar edilmişse; bugün siyasi İslam bakış açılı bir iktidar söz konusu olduğuna göre, egoist davranıp her şeyi kendine mal etmemesi gerekiyor ” ifadesiyle işbirlikçi ortaklık önerisinden rahatsız değildi.
*
Rağmen,Akil İnsanlar Heyeti Demokratik Çözüm sürecine ilişkin Başbakan Erdoğan’a, -mesela,
Sosyal Psikoloji başlığında; Diyanet İşleri Başkanlığı’nın barış sürecinde aktif rol üstlenmesi, veda hutbesi ekseninde kardeşlik hukukunu öne çıkarması /tekçilikten vazgeçilmesi, tek dil, tek millet değil, ortak vatan, ortak devlet denmesi /Türk bayrağı, Türk milleti, ne mutlu Türküm diyene gibi kalıplaşmış deyimlerden vazgeçilmesi,
Hukuk başlığında;Anadilde eğitim/Yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi/TMK’nın kaldırılması/Siyasal genel af/Öcalan’ın serbest bırakılması/ yerel parlamentoların ve eyalet sisteminin olması,
Yürütme,İdare ve Güvenlik başlığında; Yol kontrollerinin kaldırılması/ Bölgeye atanan yöneticilerin halkla uyumlu olması/Cadde, okul, havaalanı gibi yerlerde İnönü, Fevzi Çakmak, Sabiha Gökçen gibi isimlendirmelerin terk edilmesi/Türk gibi kavmiyetçi ifadelerin kaldırılması,
İktisadi süreç başlığında;Sınırların önemsizleştirilmesi politikası çerçevesinde serbest dolaşım düzenlemelerinin yapılması,
Eğitim başlığında; Sıkıntının temelinde eğitim sistemi olduğu vurgusuyla sistemin baştan aşağı sıfırdan yenilenmesi/ bölgenin İslami sivil toplum kuruluşları ve laik ulusalcı yaklaşımlardan uzak tutulması/ Kürt Dil Kurumu, Kürt Tarih Kurumunun kurulması,
Sosyal Adalet başlığında;Gelir güvencesi için sosyal politikalar geliştirilmesi/Bölgeye yönelik teşvikler artırılması gibi akıllara zarar talepler önerdiler!
*
Ne Başbakan Erdoğan -ne de, Akil İnsanlar Heyeti Ankara,Diyarbakır’da, 29/30 Haziran’da Brüksel’de bütün Kürdistan örgütlerinin dayanışmasıyla “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”ndan çıkan ve çıkacak iradeyi önemsemedi.
Kuzey Kürdistan olarak anılan bir kısım Türkiye topraklarında -önce, ortak yaşamda anayasal Kürt Statüsü talebinde olunması -sonra; Türkiye,Suriye,Irak ve İran’da dört parçadaki Kürtlerin ortak iradesini belirleyen Kürt Birliği hedefine de aldırılmadı !
*
Rağmen,bu süreçle birlikte -işte,kan akmadığından,Türkiye’nin büyüyeceğinden, bölgeye huzur ve refah geleceğine dair inançlardan bahsedildi…
Demokratik Çözüm sürecinin ayrılma değil, bir arada aydınlık yarınlara umutla bakabilme süreci olduğu söylendi, bölünme endişesinin bir kenara bırakılması istendi.
*
Bendeniz -ne yapayım? Başbakan ve Akil İnsanlar Heyeti’nin oluşturduğu gündemin tam bu noktasında, Milliyet Gazetesi Genel Yönetmeni Derya Sözük? sazık? suzuk, sezik, süzük, soyuk -affedersiniz, Sazak’ın eşsiz ferasetiyle çekip-çıkardığı ve Akil İnsan Heyetine girmesine delalet ettiği “Yeni Akıl” kod adlı Fuat Keyman’la oluşturduğum bir empatinin krizinde tutuşurken,
*
Birdenbire-birincisi,Türkiye’nin karakterini oluşturan kitlesinin Başbakan Erdoğan ve İslamcı-neoliberal iktidarının Batı’daki aydınlanma sürecini tersleyen,dinamik bir toplumsal yapının inşa edilmesine olanak tanımayan ekonomik ve siyasal yönetim anlayışına süren direnişi,
İkincisi, Erdoğan ve iktidarının bu iğreti duruşunun sakıncalı sonuçlarının bölge lideri ülkelerle çeşitlenen ve “Güvenlik,Refah,Değerler” bileşeninde ABD’nin Uluslarararası Düzen’inden yükselen yeni Dünya tarafından da reddedilişinin farkına vararak -birden, Yaşasın Gerçek’e uyandım !
*
Bir kerre -bir zaman,ABD’nin Ortadoğu’yu sömürüye açmak,kontrol etmek ve üzerinde baskı kurmak amacıyla ulusal devlet modelinin aşılması,sınırların anlamsızlaştırılması ve İslam Birliği hedefinde her mezhep,her etnik kimliğe ortak vatan edilmesi konseptinde, İsrail’in güvenliğini ve itikadi hedeflerini temin etmek düşüncesi,
İsrail’in bölgedeki geleneksel güvenlik ortaklarından izolasyonunun büyümesi ve kapsamlı bir Ortadoğu barışının fiilen beklemede kalması nedeniyle terkedilmiştir.
*
Bu suretle Eşbaşkan Erdoğan’ın “bölgeyi kazanırsak petrolü ve Misak’ı Milli topraklarını da kazanırız”hedefiyle 2023 ufkunu kapsayan Türkiye’ye ilişikli topraklardan ve İran’ın batısından, Irak’ın kuzeyine,Suriye’nin kuzeyinden doğusuna ve Akdeniz’e ulaşan koridora kadar Konfederal bir devlet hayali suya düşmüştür!
*
Çünkü, bölge lideri ülkelerle çeşitlenen ve “Güvenlik,Refah,Değerler” bileşeninde ABD’nin Uluslarararası Düzen’inden yükselen yeni Dünya;İsrail’in güvenliğini merkeze almış, İsrail-Filistin arasında yeni bir barış planını Ortadoğu’da Suriye savaşının bölgeye yayılmasının önlenmesi,radikalizmin tasfiye edilmesi, yeni Suriye’nin kurulması – ardından,İran’ın nükleer programına diplomatik çözüm bulunması süreciyle geliştirmektedir -ki,
*
Bu yeni Dünya’nın Ortadoğu’daki paylaşım kavgasını karşılıklı olarak dengelemek,
Paylaşım’ın zengin kaynaklar üzerinde Türkiye topraklarından ve İran’ın batısından, Irak’ın kuzeyine,Suriye’nin kuzeyinden doğusuna ve Akdeniz’e ulaşan koridora kadar Kürdistan ulus devleti üzerinden yapılmasının öngörülmesi anlamına geliyor.
*
Başbakan Erdoğan -hem yurtiçi -hem, yurtdışından cendereye alınmış ve eski gücünü aramanın nafilesindedir.
Erdoğan,Demokratik Çözüm sürecinin bu noktasında Akil İnsanlar Heyeti ile yaptığı toplantıda -henüz,1.aşamanın sürdüğünü ifadeyle seçim barajı, ana dilde eğitim gibi konulara olumsuz yaklaşıyor.
Rağmen Murat Karayılan’ın “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından, 1924’ten sonra dışlanan Kürtler ve İslamcı kesimlerden
– bugün, İslamcı kesimin devlette ve hükümette etkili bir güç haline gelmesinde Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin rolü vardır. Bu çerçevede Türkiye toplumu kendini yeniden biçimlendirmek zorundadır ” fikri üzerinden,
*
Kürt Hareketinin “Meclis tatile girse bile AKP ve BDP arasında siyasi bir mekanizmanın kurulması” talebi -hem, yurtiçinde direniş,yurtdışından reddediliş ile kuşatılan Erdoğan’ın akıbetinin beklenmesi -hem de, hareketin daha örgütlü yerleşikliğini sağlamak anlamında Demokratik Çözüm sürecinin şu noktasını oluşturuyor.
Çok akil Doğu Ergil Akil İnsanlar Heyetinin Türk-Kürt bölünmesindeki aceleciliğine işaret ediyor,”Başbakan Erdoğan seçim barajı, ana dilde eğitim gibi konularda olumsuz yaklaşım ortaya koyduğunda hepimiz ‘yahu,ne oluyoruz dedik’ diyor!
28.6.2013