Bütün hedef Müslümanları birbirine kırdırmak…

NECDET BULUZ

 

                                               Başta Amerika ve Batı ülkeleri şimdi tam bir Haçlı Ordusu konumunda Müslümanları Müslümanlara kırdırmak için var güçleri ile çalışıyor. Geçmişte olduğu gibi, adı geçen ülkeler artık askerlerini ortaya atmıyor, can kaybı yaşamıyor. İşi, oturdukları koltuktan yönetiyor. Müslümanları Müslümanlara kırdırmak için, grupları ayrıştırıyor, silahlandırıyor ve ortaya sürüyorlar. Hedeflerine de ulaşıyorlar. Bugün, Suriye’de iç çatışmalar başladığı günden bu güne kadar 100 bin kişinin hayatını yitirdiğini görüyoruz.

                                                Aynı Haçlı kafası, Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da ve diğer bazı Arap ülkelerinde de aynı oyunu tezgâhladı ve başarılı da oldular. Burada özellikle altını çizmemiz gereken konu, bu Haçlı kafasına Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve diğer bazı Müslüman ülkelerin de katkıda bulunmalarıdır. İşte Suriye örneği önümüzde duruyor. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ikilisi, Suriye’de akan kanda Amerika, İsrail ve Batı ülkeleri ile birlikte hareket etmiyor mu?

                                                         ŞİMDİ DAHA ÇOK KAN AKACAK

                                                 Hizbullah’ın Esad’ın yanına yer alması ve daha önce yitirilen bazı bölgelerin yeniden Esad’ın eline geçmesinden sonra, Suriye muhalefet güçlerinin yenilgiye uğramaya başlaması, Amerika’yı yeniden hareketlendirdi. Suriye’de Esad’a karşı çatışan muhalif güçlerin silahlandırılması ve güç dengesinin kurulması hedefleniyor. Böyle bir durumda Suriye’de daha çok insan ölecek ve kan akacak demektir.

                                                            Geçenlerde Amerika’da en çok okunan gazetelerden Wall Street Journal’da bir yazı çıktı. Yazıda, Esad’a karşı savaşan muhaliflerin silahlandırılması ve güç dengesinin kurulmasının en az 5*6 ay zaman alacağı ifade ediliyor. CİA’nın hedefi Ağustos ayından itibaren yeni silah teminine başlamak ve muhalifleri eğitmek olarak gösteriliyor. CİA’nın gizli bir depodan silahları Ürdün’e göndermeye başladığı da aynı yazıda kaleme alınıyor. Bu arada, bazı ağır silahların da Türkiye üzerinden Suriyeli muhalif güçlere ulaştırılması hedefleniyor.

                                                          Hani diyoruz ya “daha çok kan akacak” diye, bu Amerika’nın, İsrail’in ve Batı dünyasının umurunda bile değil. Çünkü onların hedefi, tek askerlerini kaybetmeden Müslümanların birbirini katletmesi ve silah sanayilerinin durmaksızın işlemesidir. Bunun yanında Ortadoğu’daki hedeflerine de ulaşılmış olması da aynı çerçeve içinde değerlendirilmelidir.

                                                      MEZHEP ÇATIŞMASI YAYILIYOR

                                                        Müslamanlar’ın katledilmesi olayına Türkiye’nin, Suudi Arabistan, Katar gibi Müslüman ülkelerin destek vermesi ve Haçlı kafasının yanın yer alması sanırız sürekli olarak tartışılacak bir konudur. Çünkü her ne kadar adı geçen ülkeler, bölgede bir mezhep çatışmasından endişe ettiklerini söylüyorlarsa da bunda inandırıcı olamıyorlar. Tam tersine, mezhepçiliği körüklüyorlar be mezhep çatışmalarının yayılmasında öncülük ediyorlar. Şii yayılmacılığından endişe eden Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler, Türkiye’yi öne sürerek, kendi koltuklarını ve geleceklerini garantiye almanın yollarını arıyorlar. Kardeş kardeşi öldürüyor, Müslümanlar birbirini boğazlıyor umurlarında bile olmuyor.  

                                              Biz, bu konuda daha önce yazdığımız yazılarda endişelerimizi dile getirmiş ve Türkiye’nin özellikle Suriye politikalarında yanlış yaptığını söylemiştik. Kaldı ki, bu yanlışın yapıldığını bizim gibi birçokları da dile getirdi. İç ve dış basında bu dış politika anlayışı uzun süre de tartışıldı. Buna rağmen, Türkiye’nin halen Haçlı kafalılarla kol kola girip, Müslümanların birbirini katletmesine katkı sağlaması ne ile izah edilebilir, bunu hala biz de anlatma güçlük çekiyoruz?

                                                      SIKINTIYI TÜRKİYE ÇEKİYOR

                                                         Çünkü Suriye krizinde ortada kalan tek ülke konumundayız. Şu anda 200 bini kayıtlı 500 bin Suriyeli sığınmacı topraklarımızda bulunuyor. Suriye sınırımız yol geçen hanı durumuna gelmiş bulunuyor. Suriye politikaları nedeni ile tüm komşularımızla sorunla hale geldik. Ekonomik ve siyasi yönden sıkıntı her geçen gün artıyor.İç çatışmaların mezhep kavgasına dönmesi ile bu ateşin bizi de içine çekebileceği endişesi içindeyiz. Bölgenin daha kötüye gitmekte olduğunu da artık herkes rahatlıkla görebiliyor. Bundan da en fazla istifade eden ülkenin İsrail olduğunu söylemeliyiz.

                                               Öyle görünüyor ki, Suriye’deki çatışmalar daha da kan akarak uzayacaktır. Bunun uzaması isteniliyor, Haçlı kafası bunu böyle istiyor. Asıl düşündürücü olan, bu kafaya hala hizmet yarışı içinde olmamızdır.

e.mail: [email protected]

 

 

 

 

 

 

Wall street Journal - New York Times