NECDET BULUZ
AKP, iktidara geldiği 2002 yılında bir ilke imza atmış, üç kez üst üste seçim kazanarak zirveye yükselmişti. İktidar partisinin % 50 oranında oy alması hiç kuşkusuz hiçbir zaman küçümsenmemelidir. Partinin bu başarısında ve oy oranında Başbakan Erdoğan’ın performansının var olduğunu söylemeliyiz.
Dünyada, hiçbir şey kalıcı değildir. Özellikle siyaset bilimcilerinin siyasi partilerle ilgili şu öngörülerine katılmamak mümkün değildir:
“ Gücüne güç katan, bütün gücü elinde toplayan liderler, öylesine hatalar yapar ki, bu hatalar daha önce yaptıkları başarıları da gölgeleyebilir. Toplumda biriken gerilimleri de göremezler. Bu da hata üzerine hata getirir. Bazen güç kontrolden çıkar. Kontrolden çıkan güç ise artık güç değildir. Partilerin en güçlü göründüğü ve zirveye oturduğu anlar, aslında bir süre sonra düşüşe geçmeye başlayacakları anlardır. “
İKTİDAR PARTİSİ DÜŞÜSE GEÇTİ
Dikkat edilecek olursa, bugün iktidar Partisi AKP’nin yaşadıkları bu öngörülerle örtüşüyor. Özellikle Gezi Parkı eylemleri ile başlayan süreç ve sonrasında AKP oylarında bir erime, partide hızlı bir düşüş gözlenmektedir. Her dönemde olduğu gibi, iktidar partisinde de yükseliş, duraklama ve düşüş dönemi yaşanmaktadır.
Geçenlerde konu ile ilgili geniş bir yazı yazmış ve AKP’deki bu düşüşün nedenlerini sizlerle paylaşmıştık. Burada özellikle partiyi tek başına sürükleyen Başbakan Erdoğan’ın artık ülkeyi yönetemeyecek duruma gelmesi, özellikle genç kuşakların isteklerine yanıt verememesi ve dayatmacı politikalarının baş rol oynadığını bir kez daha burada vurgulayalım. Özellikle hem dışarıda, hem içeride “Polis devletine doğru gidiş görüntüsü” çok eleştiriliyor ve tepki topluyor.
Liderler zaman içinde kendilerini yenilemek durumundadırlar. Kadrolarını da buna göre düzenlemeleri gerekir. Seçim kazanmak, ülkeyi istediği gibi yönetmek anlamına gelmez. Sokağın sesine kulak vermeyen liderler ve kadroları en kısa zaman içinde tasfiye edilir. Siyasi tarihte bunun somut örnekleri vardır. Bugün, Türkiye’de yaşananlar da bunlardan farksızdır. Bizi yönetenlerin bu gerçekleri görmezden gelmesi durumu daha da çıkmaza sürüklüyor.
BASKICI REJİMLER TEPKİ ALIYOR
Özellikle baskıcı rejimlere karşı, halkın direncinin arttığını bugünkü hükümet olanların görmesi gerekiyor. Bu baskıcı rejimler eninde sonunda demokratik yoldan, sandığa gömülmüşlerdir. Çünkü baskı ile korku ve tehdit ile hiçbir ire yönetim şekli başarılı olamamıştır. Eğer, AKP zirveden birden bire düşüşe geçtiyse, bunun nedenleri de ortadadır.
Son yazılarımızda “Bugün seçim yapılsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?” sorusu yönetilenlerle yapılan kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını da sizlerle paylaştık. Burada iktidar partisinin % 14 oranında bir oy kaybının var olduğu görülüyor. Kaldı ki, AKP kendi çalıştığı kamuoyu şirketlerine yaptırdığı anketlerde de aynı sonuçlarla karşılaşıyor. Bugün, konu ile ilgili olduğu için elimizde yeni bir kamuoyu araştırması sonuçları bulunuyor bunu da sizlerle paylaşalım.
İsabetli kamuoyu araştırmaları ile adından sıkça söz ettiren KONSENSÜS’ün son yaptığı ankette AKP’nin oy oranı % 47,1 olarak görülüyor. CHP’de sıçrama var ve oy oranı % 30,9 olarak tespit edilmiş. MHP’nin oy oranı ise % 14,6 olarak gözleniyor. BDP’liler ise yüzde 5 barajını bile aşamıyorlar.
MHP’NİN OYLARI YÜKSELİYOR
Aynı amaçla kamuoyu araştırması yapan 7 şirketin elde ettiği sonuçların ortalamasında AKP’nin oy oranının % 37’lere kadar düştüğü görülüyor. Buna karşın oyunu en fazla artıran parti de % 19,4 ile MHP gösteriliyor. Hatta kamuoyu araştırma gruplarının yetkilileri “MHP bir ivme kazandı. Bunu iyi kullanabilirse oyunu % 25’lere kadar çıkarabilir” görüşünde birleşiyorlar.
Şurası bir gerçek:
AKP’nin artık eskisi gibi oy alabilmesi pek mümkün görünmüyor. Bu, iktidar olmayacak anlamına gelmemelidir. Partide düşüş başlamıştır. Eskilerin deyimi ile “Bu kumaş artık dikiş tutmaz.” Tarih, her zaman olduğu gibi tekerrürden ibarettir. AKP de yükselişi yaşamış, duraklama dönemine girmiş şimdi de düşüşe geçmiştir.
e.mail: necdetes@mynet.com