Rum politikacıların arasında dahiler çoktur! Akla gelmeyecek kararları alırlar, mangalda kül bırakmayana kadar övünürler, sonra da kafalarını vurmak için duvar bakarlar.
15 Temmuz 1974 tarihinde büyük bir heyecanla Makarios’u deviren darbeyi yapan, 17 Temmuz sabahı “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti”ni ilan eden, akşamına da “Enosis”i, yani Kıbrıs adasının Yunanistan’a ilhak kararını açıklayan Kıbrıslı Rumlarda ve Yunanlılarda müthiş bir coşku vardı. Yazık ki coşkuları sadece 36 saat sürdü komşuların. 20 Temmuz 1974 sabahı saat 05:00’de Mutlu Barış Harekatı’nın başlaması ile başlarını duvara vurmaya başladılar. Hala daha nedametle duvara vurulan kafaların sesleri geliyor güney Kıbrıs’tan.
Aynı hatayı 1963 yılında da yapmışlardı. Tam 3 buçuk yıl uğraşmışlar ve Kıbrıslı Türklerin tümünü 45 dakika içinde yok edecek Akritas Planının hazırlamışlardı. 21 Aralık 1963 gecesi de Akritas Planı uyarınca, ertesi sabah uyandıklarında adada Kıbrıslı Türklerin artık olmayacağı inancıyla Türklere saldırmışlardı. Yaptıkları dahiyane bir plandı ve sonucunda da Kıbrıs adasının tek sahipleri kendileri olacaktı. Hangi ertesi gün, hangi ertesi hafta, hangi ertesi ay… Kıbrıslı Türklerin şanlı direnişi tam 11 yıl sürdü ve sonunda da Mücahitler, Türk Silahlı Kuvvetleri ile kucaklaştılar.
Neticede Rumlar yaptıkları dahiyane plan sonrasında adanın tümüne sahip olacaklarına, üçte birinden fazlasını ebediyen kaybettiler.
Ama anlaşılan kafaları içinde akıl koyacak yer yok ki, tam 50 yıldır adanın tümünü ele geçirmek için başlattıkları saldırılar sonrasında ortaya çıkan sorunlar ve bölünmüşlük büyük bir inatla devam etmekte. 2004 yılında yapılan referandumda Annan Planına “Evet” deselerdi, 1974 öncesine çoktan dönülmüş olacaktı ama dedim ya, kafalarının içinde akıl koyacak yer yok.
Rumların söz konusu dahi politikacılardan Rum İçişleri Bakanı Sokratis Hasikos, dahiyane bir düşünce ile Rumların KKTC’deki eski mallarını satış veya takas yapmak amacı ile AİHM’nin Demopulos davası kararı içinde yer alan ve KKTC Meclisinin de yaptığı yasa ile kurulmuş olan Taşınmaz Mal Komisyonu’na (TMK) başvurmalarını engellemek amacı ile bir yasa taslağı hazırladı.
Bu yasa taslağı Rum Temsilciler Meclisinde yasalaşırsa, KKTC’deki eski malların Rum’dan-Rum’a satışına olanak tanıyacak ve bu satışlar sırasında hiçbir devir vb. vergi veya harç alınmayacak. Amacı da Rumların ekonomik kriz nedeniyle KKTC’deki eski mallarını, TMK’yı bir alternatif çözüm görerek başvuru sonrasında Türklere satmalarını veya da Güney Kıbrıs’ta kalan Türk malları ile takas etmek tehlikesini engellemek.
Hasikos’a göre Rumlar, TMK kanalı ile değerlerinin çok altında topraklarını Türklere satıyorlar ve bir müddet sonra da KKTC sınırları içinde Rum malı kalmayacak ve adadaki bölünmüşlük, mülkiyet bazında gerçekleşecek. Kıbrıs sorunu da, taşınmaz mal mülkiyeti konusunda müzakere edecek bir şey kalmayınca kendiliğinden çözülecek ve adanın bölünmüşlüğü yasallaşacak.
Rum İçişleri Bakanı Hasikos –kendince- bir dahi ama unuttuğu bir küçücük detay var.
Taşınmaz Mal Komisyonu, sadece 1974 öncesi taşınmazın sahibi olan kişilerin başvurusunu kabul ediyor. El değiştirmiş taşınmaz malların sahipleri “Takas” veya “Satış” için başvuramıyor. Kullanım kaybından dolayı “Tazminat” ödenmesi veya iade ise, AİHM’nin Rum avukat Eleni Meleagrou ve ailesinin “toprak iadesi” talebine bakmayı reddetmesi ve Rumların deyimi ile 1974 Mutlu Barış Harekatı nedeni ile mülklerini terk etmiş Kıbrıslı Rumların evlerine dönmek haklarını da etkin olarak hükümsüz kılmasıyla son buldu.
“Hasikos Yasası” ile KKTC sınırları içindeki bir taşınmaz malın eski kullanıcısı, mülkünü bir başka Rum’a satarsa, yeni mal sahibi AİHM tarafından iptal edilmiş olan “Toprak İadesi” veya “Kullanım Kaybı Tazminatı”na ilaveten, TMK’ya başvuru hakkını da kaybedecek ve karşılığında hiç bir zaman “mal Bedeli” alamayacak veya da Kıbrıslı Türklerin güney Kıbrıs’ta bıraktığı bir taşınmazla takas edemeyecek…
Sanırım hiç bir aklı başında Kıbrıslı Rum, Hasikos Yasasını dikkate almayacak ve bu dahiyane yasa ölü doğmuş olacak.
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
19 Haziran 2013