Değerli arkadaşlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Taksimdeki göstericiler arasında bir anket yapmış; yaklaşık 3 bin kişiyle yapılan anket oldukça güvenilir bir ankettir. Bu anketin ilginç sonuçlarını sizlerle paylaşmak istedim;
- % 45 kadarı 19-30 yaş arası. Türkiye genelinde yaşa göre nüfus dağılım oranına baktığınızda 18 yaş üstü nüfusun %25 kadarı 19-30 yaş aralığındadır. Demek ki bilgisayar döneminin gençleri büyüklerinden 2 kere daha fazla ilgileniyorlar Ülkenin geleceği ile, ki gayet doğru ve akılcı olanı da budur.
- %92 AKP seçmeni değil ve Başbakan’ın otoriter davranışına tepkili. Başbakanın özellikle son zamanlardaki söylem ve davranışları bardağı taşıran damlalar oldu. İçki yasağından bahsetmesi, sürekli “Cami dikmek” edebiyatı, dindar-kindar gençlik, yaşam tarzına müdahale, 3.üncü köprüye Yavuz Sultan Selim adı, 31 Mart Gerici ayaklanmasının merkezi Topçu kışlasının yeniden inşa düşüncesi… vs, Taksim Gezi Parkındaki ağaçların sökülmesiyle patlak veren katlanarak büyüyen tepki selinin önünü açtı. Özellikle AKP açısından düşündürücü olan, az da olsa göstericilerin %4-5 kadarının AKP seçmeni oluşudur. Bu AKP oylarının son dönemde 4-5 puvan kaybı anlamına gelir.
- % 54 ilk defa bir eyleme katılıyor. Eyleme sürükleyen etmen büyük oranda Sosyal medya olmuştur. İnterneti yoğun kullanan gençlerin etkileşim ve iletişim becerilerinin rolü büyüktür. Ve dikkat çekeni genç kızların yoğun katılımı; özellikle Kadın için kâbus demek olan ‘Şeriat’ tehlikesini enselerinde hissediyor olmalılar, dolayısıyla en doğal tepkilerini gösteriyorlar. Sadece bizde ve sadece şeriata karşı değil; vahşi kapitalizmin dolu dizgin at oynattığı Gezegenimizde anlamsız -tahripkâr üretim– haksız, adaletsiz paylaşım-savurgan tüketim-sarmalındaki insanların sömürü karşısındaki çaresizliği, nüfus artışı, yaşam kaynaklarının yok edilişi, çevre kirliliğine bağlı iklim değişikliği gibi küresel tehlikelere karşısında İnsanlığın geleceği tüm Dünyada kadınların doğru davranışına endekslidir.
- % 55 Apolitik ve % 15 in belli bir siyasi görüşü var. Apolitik olanlar ağırlıklı olarak 19-30 arası gençlerdir, ki gayet doğal bir sonuç. Göstericilerin % 45 kadarının politik angajmanı olduğu düşünülürse göstericiler arasında radikal anlamda politik olanların oranı (0,15x 0,45) azami % 7 kadar demektir… Bunlar da malûm 5-10 küçük partinin yandaşlarıdır. Eylemin görüntüsüne gölge düşüren, kamu malına, halka zarar veren çirkin hareketlerin failleri provokatörler (%1 de olsa) bunlar arasından çıkıyor. İlginçtir, polis de bu kırıp dökenlere karşı aciz kalıyor, ama uygar bir şekilde tepkisini dile getirenlere karşı şiddet kullanıyor… “Provokatörlerin polisle bir bağlantısı var mı?” sorusu akla geliyor.
- % 65 Laiklikten yana. Bu oran çok ilginç. Büyük çoğunluğu kendini “çağdaş” olarak betimleyen bu insanların üçte biri açıkça laiklikten yana tavır koyamıyorlar. Bu ülkemizde hâlâ Laiklik kavramının pek anlaşılmadığı ya da laiklik=inançsızlık olarak algılandığı anlamına gelir. Cumhuriyet Eğitim sisteminin, özellikle Tarih ve Cumhuriyet Tarihi derslerinin başarısızlığının resmidir. “Laiklik, kamu/devlet düzeninde geçerli ortak kuralların, yasaların inanç temelinde değil, bilim temelinde oluşudur” Bu cümleyi öğretememişiz halka. Bir başka yorum da şöyle olabilir; tepkili halkın en az üçte biri mütedeyyin, müslümandır ve bunlar “müslüman laik olamaz” şeklinde düşünmektedirler. (Bu konuyu ayrı bir makalede ele almıştım)
- %81 Özgürlükçü. Genel tablonun hakim rengi budur; daralmış, sıkıştırılmış, bunalmış bir gençliğin Özgürlük istemi. Gençler özetle diyorlar ki “benim giyinişime, yediğime, içtiğime, yaşam tarzıma karışmayın, hoşgörün, engellemeyin, da-yat-ma-yın… ‘akil’ lik taslamayın; beni sosyal-ekonomik-siyasal cendereye sokmayın.” Nitekim göstericilerin taşıdığı bir pankartta Dinin AKP tekelinde, Atatürk’ün CHP tekelinde, Milliyetçiliğin MHP tekelinde, Doğu sorununun BDP tekelinde oluşuna tepki dile getiriliyordu. Ve son olarak,
- % 80 Askeri müdahalelere karşı. Gençler Orduyu seviyorlar, ancak askeri kışlanın dışında istemiyorlar.
Değerli arkadaşlar, Bence meseleyi artık Türkiye’nin geleceği gençlik, özellikle de genç kadınlar ele almıştır. Haklı tepkileri ve enerjileri küçümsenmeyecek boyuttadır. Hangi iktidar gelirse gelsin, artık gençliği birinci sırada hesaba katmak durumunda kalacaktır. Bilimsel aklın yol göstermediği, temel olmadığı hiç bir hareket, hiç bir düzen bu ülkede (ve de Dünyada) kalıcı olamaz. Sevgilerimle. æ