“Erdoğan sert ve yanlış oynuyor…”

 

NECDET BULUZ

 

                                               Taksim Gezi’deki eylemlerin başlamasından günümüze kadar geçen süre içinde Amerika, Avrupa ve dış basının açıklamaları ve yorumları çevremizde yeni bir “Haçlı seferi”nin başlatılmış olduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Her defasında “Türkiye’deki bu hareketler, dış destekli ve dış güçlerce provoke ediliyor “deniliyor. Bunu genellikle de Başbakan Erdoğan ve kurmayları söylüyor.

                                                Ortada Türkiye üzerinde oynanmak istenilen bir dış kaynaklı oyun varsa, bu oyunu bozacak olan da bizi yönetenlerdir. Konuya bu açıdan baktığımızda, Başbakan’ın sokağın nabzını tutması, eylemcileri dinlemesi, tehdit ve kışkırtıcı tutumundan vaz geçmesi gerekmektedir. Konuşmaları ile ortalığı daha germek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük olacaktır.

                                                 HERKESİM ŞİDDETE KARŞI

                                                 Dikkat ediniz, dışarıdan, nereden olursa olsun, her kesimden eylemcilere destek gelmiştir. Hükümetin dikkati çekilmiştir ve Türkiye’deki olayların tümünün gözlem altında tutulduğu vurgulanmıştır. Konu BM’ye, Avrupa Parlamentosu’na kadar uzanmıştır. Amerika, ard arda açıklamalar yapıyor ve “Türkiye’deki eylemcilere karşı orantısız güç kullanımından endişe duyuyoruz” diyor.

                                                  Dışarıyı küçümsemeyelim. Verilen mesajları iyi okuyalım. Başbakan Erdoğan, uluslar arası kamuoyu önünde bitiyor, prestiji kalmıyor. Bir süreç yaşanıyor. Daha önce bölgedeki sarsıntı geçiren ülkeler uygulanan taktik şimdi Türkiye’ye uygulanıyor. Bölgede tepetaklak olan tüm liderler, öncelikle yapılan aleyhteki açıklamalar ve yıpratıcı yazı ve makalelerle yıpratılmıştır. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için en uygun ortamın yaratılmaya çalışılması ve Başbakan’ın uzlaşmasız ve inatçı, tehditçi tutumu hiç kuşkusuz bizi daha da uçurumun kenarına taşımaktadır.

                                                      ERDOĞAN PRESTİJ KAYBEDİYOR

                                                      Biz, hem dinliyoruz, hem okuyarak takip ediyoruz. Dış basında çıkan yazıların, yapılan yorumların hiçbir olumlu tarafının olmadığını da görüyoruz. Gezi Parkı eylemlerini ve Erdoğan’ın tutumunu başyazısına taşıyan İndependent Gazetesi “Erdoğan sert ve yanlış oynuyor” yorumunu yapıyor ve yazıda şu görüşlere yer veriliyor:

                                                                    “Sert oynamak ve muhaliflere karşı insanların düşmanı olarak değerlendirmek kavgacı liderlerin standart savunma mekanizmalarıdır. Erdoğan’ın tutumu destekçileri arasında alkışlansa bile bu kısa sürecektir. Bu liderlerin geri tepme alışkanlıkları vardır. Başbakan protestoları ciddiye almakta gönülsüz ve bu ilerde pişman olacağı bir hata olabilir.”

                                                        Financıal Times, yazıları ve yorumları ile saygın bir gazetedir. David Gardner’in konu ile son yorumu da dikkat çeken yazılardan biri olarak karşımızda duruyor. Gardner, yorumunda “Erdoğan kendi partisini izlemeli, Taksim’i değil” diyor ve şu vurguyu yapıyor:

                                                                  “ Erdoğan kendisini Atatürk’le bir tutuyor. Atatürk muhteşem bir komutandı. Erdoğan ise, artık son savaşını veren bir komutana benziyor. Taraftarlarına, ‘büyük resmi görme’ çağrısı yapıyor, ama asıl kendisi hikâyenin ana fikrini kaçırmış durumda. Direnişçilerin oluşturduğu komünün yerleştiği alan dünkü müdahaleyle daraldı. Şimdi izlenmesi gereken iktidar partisi içindeki yerleşim”

                                                      YENİ BİR HAÇLI KUŞATMASI MI?

                                                      BBC’nin İstanbul muhabiri, Taksim Gezi olaylarını çok yakından takip eden yabancı basın mensuplarından birisidir. Mark Lowen, son yazısında “Dünya’nın en kilit Müslüman ülkelerinden biri olan Türkiye tehlikeli sularda yüzmeye başladı” diyor. Yazar “ Türkiye, derin bir krizin içinde. Gideceği yol konusunda kararsız. Nüfusun büyük bir bölümünü yabancılaştırdı ve bu kalabalığın biber gazı ile yıldıramayacağı belli oldu.”diye yazıyor.

                                                      Dışarıdan son derece sert tepkiler geliyor. Yerimizin darlığı nedeni bunların hepsini sizlerle paylaşamıyoruz. Dikkat çekici yazılar ve makaleler yayınlanıyor. Belli ki, yazımızın başında da değindiğimiz gibi bir Haçlı kuşatması ile karşı karşıyayız. Dikkatli olmak, sağduyulu hareket etmek, ortamı germemek ve birlik ve bütünlüğümüzü korumak durumundayız. Gerginlikler, şiddet, tehdit ve sindirme hem demokrasi anlayışımıza, hem Türkiye’nin ekonomisine, turizmine ve gelişmesine de indirilecek en büyük darbedir. Hükümet olanlar süreci kötü yönetiyor, aman dikkat…

e.mail: necdetes@mynet.com

 

                                                       

 

Mustafa Kemal Atatürk