Türkiye, Rusya’nın Mersin’de yapacağı nükleer santralin ardından Sinop’ta inşa edilecek ikinci nükleer santral için Japonya ile anlaşmıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Japon Başbakanı Şinzo Abe, 3 Mayıs’ta Sinop’a yapılacak olan ve 2023 yılında faaliyete geçmesi planlanan 22 milyar dolarlık bir nükleer enerji santrali kurulması protokolünü Ankara’da imzalamıştır.
4 üniteden oluşacak santralin kurulu gücü 4 bin 480 megavat olacaktır. Yıllık 40 milyar kilovat saat elektrik üretecek santralin ilk ünitesinin 2023 yılında, son ünitesinin ise 2028’de üretime geçmesi planlanmıştır. Santralin yaklaşık 7-8 milyar dolarlık bölümü Türk şirketleri tarafından yapılacaktır.
Türkiye’de nükleer çalışmalar, atom enerjisinin barışçı amaçlarla kullanılması konusunda düzenlenen 1’nci Cenevre Konferansı’ndan sonra 1955 yılında başlamış, 1961 yılında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi‘nde eğitim ve araştırma nitelikli 1 MW gücünde bir deney reaktörü kurulmuştur.
Elektrik üretimi için tasarlanan nükleer santralle ilgili ilk fizibilite etüdleri 1968 yılında başlatılmış, 1976 yılında nükleer santral ihalesi için girişimde bulunulmuştur. 2 Kasım 1983 tarihinde Nükleer Elektrik Santralleri Kurumu kararnamesi yayınlanmıştır.
Kenan Evren Türkiye’de üç ayrı tipte üç nükleer santralın kurulacağını açıklanmasına rağmen NELSAK kararnamesi uygulamaya geçirilememiş, 1988 yılında TEK Nükleer Santraller Dairesi de kapatılmıştır.
2010-2020 yılları arasında 5 bin megavatlık üç nükleer santral kurmayı amaçlayan Nükleer Enerji Yasası 17 Ocak 2007 tarihinde çıkarılmış olmasına rağmen dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, santralı kuracak şirketle ilgili olarak anayasaya aykırılıklar olduğu gerekçesiyle yasanın üç maddesini veto etmiştir.
Türkiye’de bazı kesimler nükleer enerjiye karşı çıkmaktadır. Ama, Türkiye’nin enerji açığı olan bir ülke olduğunu, elektrik enerjisi üretimi için her yıl dışarıya milyar dolar ödendiğini bilmemektedir.
2010 yılındaki 71.6 milyar dolarlık dış ticaret açığının 34 milyar dolarla yaklaşık yarısı, net enerji ithalatından kaynaklanmıştır. Ham petrol ve doğal gaz ile akaryakıt, sıvılaştırılmış petrol gazı ve kömür gibi enerji maddeleri ithalatına ödenen net fatura ise 40 milyar doları aşmıştır.
Türkiye’de 2012 sonu itibarıyla elektrik enerjisi kurulu gücü 57.072 MW`tır. 2012 yılı elektrik enerjisi üretimi ise 239,1 milyar kWh`tir. Elektrik enerjisi üretimi giderek doğal gaza kaymaktadır. Bu da dışa bağımlılığı artırmaktadır.
Aşağıdaki grafikten bu durum açık bir şekilde görülmektedir. 2012 yılında sistemin maksimum ani puantı 27 Temmuz`da 39.045 MW olarak gerçekleşmiştir.
27 Avrupa ülkesi ile seçilmiş 15 G-20 ülkesi arasında nükleer enerjiye sahip olmayan dört ülkeden biri Türkiye’dir. AB ülkelerinde elektrik enerjisi üretiminin yüzde 27.4’ü, ABD de yüzde 7.1’i, Rusya’da yüzde 16.5’i, Çin’de yüzde 1.9’u nükleer kaynaklıdır.