NECDET BULUZ
Suriye’deki iç çatışmaların daha uzun süre devam edeceği görülüyor. Amerika, Suriye konusunda son noktayı koydu ve Türkiye bölgede tek başına kaldı. Reyhanlı saldırısı da, Türkiye’nin bölgede en riskli bölge konumunda olduğunu bir kez daha gösterdi. Esad rejimine karşı muhalifleri destekleyen ve tarafsız olmaktan çıkan Türkiye’nin kendisine çeki düzen vermesi ve yeni, tarafsız politikalar üretmesi gerektiğini düşünüyoruz. Geç de olsa, Türkiye bunu başarabilecek güçtedir.
Uluslar arası Kriz Grubu’nun Türkiye Proje Direktörü Hugy Pope, konu ile ilgili bir analiz yaptı. Türkiye’nin dengeli bir pozisyona çekilebileceğini söyledi. Pope, açıklamalarında “Türkiye, Suriye’de Sünni kampın tarafını tutarak ne kadar partizan bir Sünni aktör olarak algılandığının farkında değil, hem de Sünni kampın içindeki bir gruba destek vererek” diyor. Burada Başbakan’ın ve dışişleri Bakanı’nın resmen mezhepçilik yaptığını anlatmaya çalışıyor.
BÖLGESEL SORUN YAŞIYORUZ
Körü körüne Suriye batağına girdik, şimdi çırpınıyoruz ve bu işi başlatanlar tarafından da yalnız bırakıldık. Başbakan Erdoğan da Dışişleri Bakanı Davutoğlu da yaptıkları açıklamalarda, hiçbir devletin Suriye konusunda elini taşın altına koymadıklarından yakınıyorlar. Biz, Cumhuriyet tarihimizde en kötü ve hatalarla dolu dış politika uygulamasının Suriye’de gerçekleştirildiğini söylüyoruz.
Bir de Türkiye’nin desteklediği grupların Suriye’de uyguladıkları vahşet görüntülerin dünya medyasında ve sosyal paylaşım sitelerindeki yayınlanması, Suriye batağında Türkiye’nin konumunu ve geldiği noktayı da gözler önüne seriyor.
Şu anda bölgesel bir sorun yaşıyoruz. Bu sorunu, kendi başımıza kendimiz sardık, Başbakan da, Dışişleri Bakanı da hala bunu kabullenmiyorlar. Erdoğan, konuşmalarında Birleşmiş Milletlere sitem ediyor, Güvenlik Konseyi’nin görevini yerine getiremediğinden yakınıyor. Bunları bir kenara bırakın, siz bölgesel sorunun içinden tarafsızlığınız koruyarak çıkmanın hesaplarını yapın, doğru olan bu olacaktır.
BÖLGE ÜLKELERİNDE GÖRÜŞ AYRILIĞI
Şimdi de, bölgeyi daha da ısıtacak gelişmelerin ayak seslerini duyar gibiyiz. Suriyeli muhalifleri destekleyen bölge ülkeleri arasında görüş ayrılıkların ortaya çıkması ile Türkiye daha da zor duruma düşebilir. Müslüman Kardeşler’in, Suriye’de yönetimi ele geçirmesine karşı çıkan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün “Kesinlikle buna izin vermeyeceğiz” diyorlar. Mısır ve Tunus’taki Müslüman Kardeşleri destekleyen Türkiye ve Katar şimdi karşı cephede kaldı.
Geçenlerde İngiltere’nin saygın gazetelerinden Guardian’ın başyazısında da bu konu gündeme taşındı. Bölgenin daha da karışacağına, Türkiye’nin bu ateş çemberinden kurtulmasının imkânsız hale geleceğine dikkat çekilen başyazıda şu noktalara da vurgu yapılıyor:
“Doha ve Türkiye’deki Suriyeli gruplar arasında bölünmeler var. Müslüman Kardeşler’in Suriye’de kontrolü ele geçirmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün ile, Mısır ve Tunus’taki Müslüman Kardeşler’in hakimiyetindeki rejimleri destekleyen Türkiye ve Katar arasındaki çatlak büyüyor. Kuseyr’de Sünni El Kaide, Şii Hizbullah’a karşı savaşıyorsa, Körfez’deki Sünni rejimler birbirlerinin dış politikalarını da batırıyor demektir.”
TARAFSIZLIK POLİTİKALARI
Bizim baştan bu yana endişe ettiğimiz mezhep çatışmalarının böylece daha da genişleyeceği görülüyor. Aslına bakılacak olursa bölgedeki mezhep çatışmaları Amerika, İsrail ve Batı’nın işine geliyor. “Müslümanlar birbirini boğazlasınlar. Biz de tek kurşun atmadan bunu izleyelim” politikası uyguluyorlar. Başbakan Erdoğan’ın Amerika gezisinde Başkan Obama ile görüşmesinden sonra bu konu daha da açığa çıkmıştır.
Suriye’deki iç çatışmalarda hiçbir ülke elini taşın altına koymuyor, Türkiye’nin izlediği politikaları desteklemiyorsa, buraya bir nokta koymak gerekiyor. Türkiye, artık bölgede tarafsız olmak, kendisine çeki-düzen vermek ve çatışmaların boyutunun daha da genişlemesinin önüne geçecek politikalar üretmek durumundadır. Dikkat edilecek olursa, Suriye krizinde en fazla zarar gören ülke durumundayız. Şimdi de bölge ülkeleri arasında patlak veren görüş ayrılıkları Türkiye’yi daha da zora sokacak bir gelişmedir.
e.mail: [email protected]