Bu işin arkasında kimler var?…

 

NECDET BULUZ

 

                                                     Reyhanlı’da meydana gelen ve Cumhuriyet tarihimizin en büyük ve kanlı bombalı saldırısının yankıları sürüyor. Her olayda olduğu gibi bu olayda da her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes birbirini suçluyor. Burada sözü fazla uzatmaya gerek görmüyoruz. İki sorunun yanıtının verilmesi gerektiği görüşündeyiz:

                                                    1.- Saldırıyı kim veya kimler yaptı, daha da önemlisi bunu yaptıranlar kimler? Saldırının arkasındaki ağa babaları önemlidir.

                                                     2.- Hatay ve dolayısı ile Reyhanlı MİT ajanı kaynıyor. Polis ve jandarma da görev başında. Bu kadar kontrol altında tutulan bu yerlerde bomba yüklü araçlar geziyor, patlatılma yapılıyor bunun istihbaratı yok mu?

                                                           ÖRGÜTLERİ KULLANIYORLAR

                                                   Hiç kuşkusuz saldırı çok yönlü ele alınabilir. Saldırı sonrası medyaya uygulanan ambargo her kesimden tepki alırken, çelişkili açıklamalar da kamuoyunu tatmin etmemiştir. Dikkat edilecek olursa Hükümet kanadı, Esad’ı devirmek için kullanılan Özgür Suriye Ordusu’na toz kondurmuyor. Yine, Suriye’yi ve el Muhaberat’ı suçluyor. THKP-C örgütünün bu işi gerçekleştirdiği açıklanıyor. Böyle bir örgüt varsa istihbarat uyuyor mu? Kaldı ki, bu örgütün gücünün böyle bir organizasyona ve patlatmalara gücü yeter mi?

                                                     Dünyanın her yerinde illegal örgütler vardır. Bu örgütler de çoğu zaman bazı devletler ve istihbarat örgütlerince kullanılır. Reyhanlı’da yapılan saldırıyı kimin yaptığı, hangi örgütün üstlendiği önemlidir ama daha da önemlisi bunları kimlerin kullandığıdır. Hükümet olanların bunun üstüne gitmesi, asıl ağa babalarını ortaya çıkarması gerekiyor.

                                                       TERÖR BATAĞINA SAPLANMAK

                                                           Gerçek olan şu ki, Suriye sınırımız yol geçen hanına dönmüş, taşeron örgütlerin eylem yapma sahası haline gelmiştir. Bunun sorumlusu bugünkü AKP Hükümeti’dir. Eğer Hatay’a gidip, Cilvegözü, Reyhanlı, Gaziantep gibi yerlerde yaşayanlarla buluşursanız, dinlediğiniz şikayetler içinde bulunduğumuz gerçekleri sizlere daha iyi yansıtacaktır. Halk rahatsızdır, huzur içinde değildir, Suriye’den gelen sığınmacılardan, aralarına karışan örgütlerden korkmaktadır. Güven içinde bir yaşam sürdüremediklerini söyleyenlerin sayısı az değildir.

                                                 Baştan bu yana Suriye politikalarında yanlış yapan, çuvallayan, Esad’a birkaç ay ömür biçen Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu olmadı mı? Suriye’de Esad’a karşı savaşa sürülen Çeçenistan’dan, Libya’dan, Afganistan’dan getirilen eli silahlı militanları bu ülkeye sokanlar kim? Bunlara destek verip Özgür Suriye Ordusu adı altında terör ithal edenler, bugün bu enkazın altında kalmaya başladılar.

                                                          MEZHEP ÇATIŞMALARINA DOĞRU

                                                              Reyhanlı’da bir katliam olmuştur. Bu katliamın açıklanması yerine, konuyu başka yerlere çekip, başkalarını suçlayarak olaydan sıyrılmak kolay olmayacak. Bu bombalama işi, PKK’nın çekilmesi ile barış süreci ile de ilgili değildir. Türkiye üzerinden bir kanlı oyun oynanıyor. Bizi, Suriye batağına daha da sokuyorlar. Daha açık bir ifade ile Suriye sınırımız, terör bölgesi haline dönüşüyor.

                                                           Daha geniş düşünelim: Esad devrilse bile, sınırımızdaki bataklığın kurutulması kolay olmayacaktır. Bugün, dikkat edilecek olursa, Esad’a karşı mücadele eden muhalifler değil, ithal edilen, aşırı dinci gruplardır. Bunların sicilleri de bellidir. Biz, aylardır yazıyoruz, uyarıyoruz. Bölgede bir Sünni/ Şii çatışmasının temelleri atıldı, Esad sonrası bu çatışmalar Türkiye’yi de içine alacak şekilde genişleyecektir. Zaten dış güçlerin de hedefi budur. İran ile olan hesaplaşmanın yolunun bölgede mezhep çatışmalarından geçeceğinin hesaplarının yapılmış olduğunu herkes bilmelidir.

                                                 Suriye’de yaşanan iç çatışmalar, şimdi boyut değiştirdi ve kardeş kavgasına, mezhep çatışmasına doğru gidiyor. Bu ateş, Türkiye’ye de sıçrayacak gibi görünüyor. Hatay’da Arap asıllı Alevi yurttaşlar ile sığınmacılar arasındaki gerginlik, kavga ve tartışmalar zaten bunun ayak sesleridir. Hükümet olanlar nedense bu konuyu bugüne kadar ciddi biçimde ele alıp değerlendirmedi.

                                                           Özetleyecek olursak, Hükümet bu korkunç olayın boyutlarını ortaya çıkarmak durumundadır. Bombaları patlatanların bir kısmının yakalanmış olması sorunu çözmez. Planlayıcıların bulunup, ortaya çıkarılması gerekiyor. Bakanların “Yakaladık” dedikleri sadece kullanılan maşalardır. Reyhanlı olayının üstü kapatılmasın.

e.mail: [email protected]

 

 

 

 

 

NECDET BULUZ - necdet buluz