PKK’nın çekilme süreci ve bitmeyen istekler…

NECDET BULUZ

 

                                            Bugüne kadar çok söyledik, çok yazdık ama bir kez daha vurgulayalım: Barış mutlaka yapılmalıdır. Bunu herkes istiyor. Böyle bir barış sağlanırken de terör örgütünün önünde diz çökülmez, ödün verilmez, Türkiye’nin geleceği konusunda pazarlık yapılamaz. Bunları isteyenleri ve seslendirenleri hem Hükümet hem de atanan akil adamlar “Barışı istemeyenler var” diye suçluyor. “Süreci sabote ediyorlar” diye de korku veriyorlar. Eğer siz diz çökerek, boyun eğerek, korku içinde bu sürecin başarıya ulaşacağını sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz demektir.

                                              Ortada bir şey varsa, gelişen olaylar varsa bunu bu millet bilmek, görmek ve izlemek durumundadır. Millet, barış sürecinde neler oluyor, ne pazarlıklar yapılıyor hala bunu bilmiyor. Süreci başlatanlar açıklama yapmıyor. Yapılan açıklamalara karşı da PKK ve yandaşları tam tersi yanıt veriyor.

                                                  PKK SİLAH BIRAKMAMAKTA KARARLI

                                           Başbakan ne diyor:

                                               “ İlkemiz nedir? Bir defa silahları bırakmak suretiyle ülkemizi terk etmeleridir. Onların tarihi açıklaması filan, bu tür şeyler de yanlış. Nasıl, nereden girdiyseler oradan da çıkmasını bilirler.”

                                            Peki, buna karşı Kandil ne diyor:

                                               “ Biz silahlarımızı bırakmayacağız. İsteklerimiz kabul edilinceye kadar da silahlı kalacağız. Önder Apo serbest kalacak, tüm KCK ve PKK’lı tutuklular serbest kalacak. Bize hiç kimse hiçbir şekilde müdahale etmeyecek. Yeni Anayasada tüm isteklerimiz yerine gelecek. O zaman silah bırakmayı düşünebiliriz. Yoksa silahlı güçlerimiz daha güçlü biçimde silah gücü ile isteklerini yerine getirmek için savaşacaklardır.”

                                                      Bunları biz söylemiyoruz, uydurmuyoruz. Ortada çelişkiler var. PKK silah bırakmadığı sürece barış olabilir mi? Kaldı ki, bu şekilde çekilme, terör örgütünün dinlenmesi, toparlanması, daha da güçlenerek Türkiye için daha büyük tehdit oluşturması anlamına gelecektir. Başbakan Erdoğan, hadi gücünüz yetiyorsa, ilke olarak ortaya koyduğunuz silah bıraktırmayı gerçekleştirin de görelim. PKK, ilkelerinizi filan dinlemiyor.

                                            İSTEKLERİN SONU GELMİYOR

                                            Bitmedi, PKK’nın Meclis’teki uzantıları BDP milletvekilleri de başka telden çalıyorlar. Sınırdan yapılan her türlü kaçakçılığın önünün açık olması gerektiğini, buna kesinlikle güvenlik güçlerinin müdahale etmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Tehdit üstüne tehdit yağdırıyorlar. “Burada yaşayan insanların tek geçim kaynağı sınır kaçakçılığıdır. Bu önlenirse bu insanlar neyle geçinecek, ne yiyip, ne içecekler?” diyorlar.

                                                    Bir de bu çekilmenin hukuki yönü var. Cinayet işlemişler, vurmuşlar, kırmışlar, askeri, polisi, öğretmeni katletmişler, kan dökmüşler. Şimdi ise hiçbir şey olmamış gibi ellerini kollarını sallayarak,üstelik ir silahları ile çekilecekler. Böyle bir şey olabilir mi? Bunlara karşı gelinince de “Süreç sabote ediliyor” deniliyor. Kimsenin ses çıkarmasını istemiyorlar. Suskun bir toplum olunması isteniliyor. Şehit aileleri, akillere tepki gösteriyor, karşılarına “Barışı istemiyorlar” suçlaması ile çıkılıyor.

                                                   HERKES BARIŞ İSTİYOR AMA…

                                                       Yineliyoruz: Bu ülkede herkes barıştan yanadır. Hiç kimse kan dökülmesini istemiyor. Kardeşçe yaşanabilecek bir ortamın özlemini hepimiz çekiyoruz. Ama kirli pazarlıklarla, terör örgütünün önünde diz çökmekle, boyun eğmekle, meydanı bunlara bırakmakla bir çözümden yana da değiliz. Çünkü bunun sonunda Türkiye’nin üniter yapısının bozulması, bölünme ve insanların kamplara ayrılması yatıyor. Millet işte bunlara karşı çıkıyor.

                                             Kaldı ki, çekilme sürecinin sonunda neler olacak, bunu bile kimse bilmiyor. PKK’lılar çekilmeye başlamadan önce bir başka istekle yine karşımıza çıktılar. İHA’ların uçuş yapmamasını istediler. Yetmedi, yeni karakolların yapımının durdurulmasını, bölgede barajların yapımının bölgede provokatör hareketlere neden olabileceği gerekçesi durdurulmasını buyurdular. Çekilmenin de aylar alabileceğini, kendilerine KCK’lıların eşlik edeceğini de duyurdular.

                                                        Burada ortaya çıkan tablo, PKK’nın silahlı mücadelesi ile bir zafer kazandığıdır. PKK ve yandaşları bunu böyle okuyor. Bu nedenle de istek üzerine istekte bulunuyorlar. Savaşta zafer kazanmış bir ordu gibi hareket ediyorlar. İşte, Türk milletini kahreden ve içine sindiremediği de budur. Böylesine güvensiz ve böylesine kirli pazarlıklar sonunda bir barışın sağlanması mümkün olabilir mi?

e.mail: necdetes@mynet.com

 

 

 

NECDET BULUZ - 1437809520747