NECDET BULUZ
Son günlerde dikkatlerden kaçan bir olay yaşıyoruz. Yoğun gündem nedeni ile kamuoyu da bununla pek ilgilenmiyor, ya da kamuoyundan kaçırılıyor. PKK ile başlatılan “barış süreci” ile birlikte iyice şımaran PKK’nın siyasi uzantıları BDP’den yükselen sesler var. BDP’liler, “Kürt sorunu kadar, Ermeni sorunu da önemlidir. Ermeniler de Kürtler kadar baskı gördü, zulüm gördü” diyorlar. Hatta bazıları Türkiye’nin federasyonlara bölünmesini, bu eyaletlerden birinin de Ermeni Eyaleti olması gerektiğini bile söylüyorlar.
Kürtler ile Ermeniler arasındaki işbirliği, dayanışma ve ittifak yeni değildir. Geçmişe baktığımızda bunun birçok örneğini görürüz. Taşnak-Hoybon ittifakı bunun en çarpıcı örneği olarak karşımızda duruyor. Bağımsız Ermenistan için çalışmak için 1889 yılında kurulan Taşnak, yine Bağımsız Kürdistan için 1927 yılında kurulan Hoybon Osmanlı’nın parçalanması döneminde bir araya gelerek anlaşma imzalamışlardır. Türkiye düşmanları dikkat edilecek olursa, en zayıf düşülen noktalarda harekete geçmişlerdir.
BDP, ERMENİLER’İ SAVUNUYOR
Taşnak ve Hoybon’un anlaşması, Osmanlı’nın parçalanması durumunda hangi toprakların Kürtlere, hangi toprakların Ermenilere kalacağı anlaşması olarak biliniyor. Zaten, tarihler boyunca Osmanlı’nın en zayıf düştüğü noktalarda Kürt-Ermeni ittifakı da karşımıza çıkmıştır. Bugün, eğer Türkiye de zayıf düşmeye başlarsa böyle bir ittifak ile yeniden karşılaşmamız da sürpriz olarak görülmemelidir.
Gelelim BDP’lilerin durumuna:
“Barış süreci” ile PKK’nın siyasi uzantıları BDP’liler öylesine şımardı ki, bugünkü iktidar bile süreç zarar görmesin diye BDP’den gelen her şeyi kabul ediyorlar. Meydanı boş bulan BDP’liler ise adeta at oynatıyor. Şimdi de TBMM’ye bir önerge verdiler ve bu önergede “Ermeni soykırımının araştırılmasını” istediler. BDP’liler, 1915 Ermeni tehcirini kabul ediyor ve Ermeniler’in soykırıma uğradığını iddia ediyorlar ve bu konuda Ermeniler’in yanında yer alıyorlar. Verdikleri önerge ile bu daha da su yüzüne çıktı.
“ERMENİ SOYKIRIMI ARAŞTIRILSIN”
Meclis’te Ermeni tehcirinin araştırılması amacı ile bir komisyon kurulmasını isteyen BDP’lilerin dayandıkları noktayı da sizlerle paylaşalım:
“ 1.Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllarda meydana gelen tehcir ve sonrasının tartışmaları sürmektedir. Türkiye, bu yaşananları araştırmak için gerekli adımları uzun süre atmamış, mutabakat sağlanamamıştır. Taraflar, gerçekleri açığa çıkartmak yerine acıları kendi politik söylemlerinde malzeme olarak kullanmıştır. Tarihsel yüzleşme olmadıkça bu acıları kullanmak devam edecektir.”
Ancak bir Türk ve Türkiye düşmanının yapabileceğini bugün BDP’liler yapmaya kalkışıyor. İşin ilginç tarafı Başbakan Erdoğan’ın da kurmaylarının da buna sessiz kalmasıdır. Kalkıp, bu konuda bir şey söylemiyorlar. İttifak halinde hareket ettikleri BDP’lileri kırmaktan, incitmekten mi çekiniyorlar? Her tarafa, her kesime laf yetiştiren Başbakan bu konuda neden suskunları oynuyor? Bu konu Türkiye ve Türk Dünyası için son derece önemli ve hassas bir konu değil mi? Kendi haklılığımız ve çıkarlarımızı neden savunamıyoruz?
DÜŞMANLARIMIZ BOŞ DURMUYOR
Bu konu, gelecekte pişirilip pişirilip önümüze konulacaktır. Konu gelmişken, hemen belirtelim, İsrail de konu ile ilgili parlamentoda bir tartışma başlattı. İsrail muhalefeti de Ermeni soykırımının araştırılmasını istiyor. Dikkat ediniz, düşmanlarımız boş durmuyor. Zayıfladığımız noktada yumruğu indirecekler. Bu konuya özellikle sizlerle paylaşmak istedik.
Hatta BDP’liler öylesine şımardılar, öylesine meydanı boş buldular ki, sadece Kürt ve Ermeniler için değil, diğer azınlıklar için de hakların verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Türkiye’nin eyaletlere bölünmesini, her azınlığın bu eyaletlerde yer alması gerektiğini bile söyleyecek kadar ileri gitmeye başladılar. Bu söylenenlere ve önerilere bile Başbakan da, tayfası da sessiz kalıyor.
Bu konu iyiden iyiye oluşturulduğunda hiç şüpheniz olmasın, Ermenilere destek veren Amerika, Rusya ve Batı da Türkiye’yi baskı altına alacak ve Ermeniler’den soykırım nedeni ile özür diletilip, toprak talepleri önümüze konulacaktır. Sorunun sadece Kürt’lerle sınırlı kalmayacağını şimdiden görmemiz gerekiyor.
e.mail: [email protected]