NECDET BULUZ
Terör örgütü PKK ile yapılan müzakereler sonunda, Türkiye içindeki PKK militanlarının gruplar halinde 8 Mayıs’tan sonra Kuzey Irak’a çekilmeye başlayacakları açıklandı. Kandil’de Murat Karayılan tarafından yapılan açıklamada, PKK’lıların silah bırakmayacakları, silahları ile birlikte geldikleri gibi sınır dışına çıkacakları söylendi.
Başbakan Erdoğan aylardır şu vurguyu yapıyordu:
“Bizim bütün amacımız, PKK’nın silah bırakmasıdır. Silahlarını bıraksınlar, nereye bırakırlarsa, gömeceklerse gömsünler, sonra da Türkiye’yi terk etsinler.”
Erdoğan’ın dışında Hükümet yetkililerinden de aylardır bu sözleri duymadık mı? Burada bütün hedef PKK’nın silahları bırakmasıydı, bugün bu gerçekleşmemiştir.
PKK SİLAH BIRAKMIYOR
Şimdi ise, söylenenleri tam tersi oluyor, PKK silah bırakmıyor. Zaten terör örgütünün yuvası Kuzey Irak’tır. Türkiye’ye de Kuzey Irak sınırından gelerek eylem yapıyorlar. Her türlü silah ve mühimmat da sınırdan sokuluyor. Şimdi, PKK militanlarının silahları ile geldikleri yere dönmeye başlayacak olması terörle mücadelede bir başarı mıdır?
Yapılanlar, Kandil’deki basın açıklamalarından yansıyanlar, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin terör örgütünü “aktivistler” olarak tanımlaması adeta PKK’yı ödüllendirmiştir. Ortada PKK’nın silahlı bir zafer elde ettiği görüntüsü vardır. Murat Karayılan’ın “Silahlarımızla çekilme olacak” demesi de bir yerde meydan okuma değil de nedir?
Karayılan’ın, çekilme sürecinden sonra ikinci ve üçüncü adımlardan söz etmesi de önemlidir. Terör örgütü Lideri, devletten ve hükümetten atılması gereken adımların olacağını, bunları görmeden çözümden söz edilemeyeceğinin de altını çizmiştir. Burada akıllara takılan “ Müzakerelerde PKK’ya verilen sözler mi var?” sorusu geliyor. Hükümet olanların bugüne kadar bunlara yanıt vermemesi de kafaları karıştırmaktadır.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İSTEKLERİ
Burada, PKK’nın beklentilerinin çok olduğu söylemeliyiz. Çünkü yapılan açıklamalarda, genel aftan söz ediliyor. Öcalan dahil, tüm KCK ve PKK’lı tutukluların serbest bırakılması gerektiği anımsatılıyor. Anayasa’daki değişikliklerin de istedikleri yönde belirlenmesine dikkat çekiliyor. Koruculuğun kaldırılması, getirilecek reformlar da bu değişiklik içinde yer alacak. Geçen süre içinde başka istekler de gündeme gelir mi bunu da göreceğiz. Tüm isteklerin yerine gelmesinden sonra silah bırakmanın gündeme gelebileceği de açık biçimde ifade ediliyor.
Çok açık ifade edelim:
Yapılanlar ve atılmak istenilen adımlar, terör örgütü PKK’nın toparlanması ve güçlenmesi demektir. AKP Hükümeti, terör örgütünü hem yasal hale getirmiş, hem kendisi bağlamış, hem de bu örgüte teslim olmuştur. Çözüm süreci, PKK’nın silahlı tehdidi altında olmayacaktır ama bu hiçbir zaman silahların susması anlamına da gelmemelidir. PKK, hükümet olanlardan isteklerini almadığında silahların yeniden devreye sokulacağı tehdidini de etmektedir. Müzakerelerin en zor döneminin PKK’lıların çekilmesinden sonra başlayacağı da açık biçimde görülüyor.
YAPILMASI GEREKENLER NE?
PKK’lıların silah bırakmamasının terör örgütünün toparlanma stratejisi olabileceğini, bunlar samimiyetine inanılmayacağını askeri makamlar da dile getiriyor. Burada önemli olan PKK’nın silahlı gücünü yitirmemiş olmasıdır. Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamada bu konuya değinmiş, duyulan kuşkuları dile getirmiş ve “Kuşkuya yer bırakmayacak şekilde söylemek lazımdır ki, PKK’lılar silahları ile birlikte güvenlik güçlerine teslim olmalı, arkasından da bağımsız yargı önünde döktükleri kanları hesabını vermelidirler” demiştir. Bu, bizce de doğru bir yaklaşımdır.
Başbakan Erdoğan “Terör örgütüne verilmiş bir sözümüz yoktur” diyor. Bu sözlere inanmak istiyoruz. Ancak, İmralı’dan, Kandil’den ve PKK’nın siyasi uzantıları BDP cephesinden gelen istekler, Başbakan’ın söylediklerini ters yüz ediyor. Özellikle Kandil’deki elebaşı Murat Karayılan’ın Hükümet ve devletten beklentilerin yerine getirilmesini beklediklerini söylemesi bu görüşü daha da güçlendiriyor. Çünkü kamuoyu, siyasi partiler, hatta hükümet içindeki milletvekilleri bile süreç ile ilgili atılacak adımların ne olduğunu bilmiyor. Başbakan Erdoğan da tüm ısrarlara rağmen yol haritasını açıklamıyor.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın