NECDET BULUZ
Geçenlerde İstanbul’da Suriye’nin Dostları Grubu toplantısı yapıldı. Bu toplantıya ABD Dışişleri Bakanı Kerry de katıldı. Ancak, müttefikimiz ABD’nin Dışişleri Bakanı’nın sadece bu toplantı için gelmediğini, Kerry’nin asıl programının başka konular içerdiğini hemen söyleyelim. Çünkü Amerika’nın Suriye ve Esad konusunda izlediği politikaları artık herkes biliyor. Suriye’nin Dostları Grubu toplantısı gölgesinde Türkiye’ye gelen ABD Dışişleri Bakanı’nın ilgililerle son derece önemli konularda görüşme yaptığı da biliniyor.
Suriye’deki iç çatışmalar oldukça şiddetlendi. Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerin Suriyeli muhalifleri doğrudan desteklediğini biliyoruz. Amerika ise, yardım ve desteği üçüncü ülkeler eliyle yapıyor. Örneğin Ürdün üzerinden muhaliflere silah sevkiyatı sürüyor. Bütün bu yardımlar, Suriye Devlet Başkanı Esad’ı koltuğundan edebilir mi? Bugüne kadar etmedi, bundan sonra da etmesinin zor olduğu görülüyor. Süreç uzuyor.
SURİYE’ DE İŞLER KARIŞIK
Burada şu noktalara dikkatleriniz çekelim:
1.- Suriye’de Esad’a karşı savaşan gruplar birbiri ile anlaşamıyor. Üstelik Amerika, İsrail ve Batı ülkeleri için tehlikeli olan aşırı İslamcı gruplar da var. Yapılan silah ve para yardımlarının aşırı İslamcı grupların eline geçmesinden endişe ediliyor. Özellikle Nusra Cephesi gibi grupların Amerika karşıtı olduğunu da söylemliyiz. Kaldı ki Nusra Cephesi ve benzeri gruplar, Özgür Suriye Ordusu ile de çatışıyor.
2.- Burada Esad sonrası iktidara hangi grupların geleceği tartışılıyor. Amerika ve Batı, İsrail de dahil Esad sonrası için iktidara laik ve demokrat yapıya sahip grupların gelmesi için çaba gösteriyor. Ancak, şu aşamada bu da mümkün görülmüyor. Bu nedenle Amerika’nın Suriye politikası şöyle özetlenebilir: Suriye’de iyi adamların üstünlüğü ele geçirmesi mümkün değil. Beklemekte yarar var. Uçuşa yasak bölge, muhaliflere ağır silah yardımı ve güvenlik koridoru gibi alternatifler de gündemimizde yok.
AMERİKA ACELE ETMİYOR
3.- Türkiye, Esad’ın devrilmesi için acele ediyor. Suriye batağına en fazla batan ülke olarak Türkiye kendisini görüyor. Esad, son günlerde muhaliflere karşı SCUD füzelerini de kullanmaya başladı. Ankara’da Kerry ile baş başa görüşen Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun SCUD füzelerini durdurma girişimi için Türkiye’de konuşlandırılan petriotları ya da insansız uçakları devreye sokmasını istediği, ABD’nin bunu da reddettiği söyleniyor.
4.- Burada ortaya çıkan tabloya baktığımızda ABD’nin Suriye’de bir savaşa girmeyeceği açık biçimde görülüyor. Suriye’de şimdilik işleri bu şekilde idare etmeye çalışıyor. Muhalifleri de ayakta durabilecek kadar destekliyor. Özetle, muhalifler ne düşüyor, ne de tam olarak ayağa kalkabiliyor. Bunun özeti de Suriye Devlet Başkanı Esad’ın daha birkaç yıl ülkesinin başında kalacağıdır. Çünkü Amerika şu aşamada devirip, göndermeye hazır görünmüyor.
TÜRKİYE BOĞAZINA KADAR BATAKTA
Şimdi gelelim bizim durumumuza:
Suriye’de iç çatışmalar başladığında Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun yanlış bir politika ile Suriye sorununa balıklama daldıklarını, bunun faturasının da bize ağır olacağını yazmıştık. Bizimkiler “Esad’ın günleri sayılı, hemen gidecek” diyorlardı. Aradan iki yıldan fazla zaman geçti, Esad’a bir şey olmadı.
200 bine yakın Suriyeli kaçarak Türkiye’ye sığındı. Bunun yükünü biz çekiyoruz. Gelenlerin barınması, yemesi, içmesi, giydirilmesi, okul ve sağlık konuları ekonomik yönden Türkiye’yi zorluyor. Zaman uzadıkça bu yükün ağırlığı daha da artıyor. Kaçakçılık ve işsizlik sorunları da artış gösteriyor. Kaldı ki, Suriye’de çatışmalar başladığında bizi bu işe bulaştıranlar şimdi hiçbir yardım ve katkıda bulunmuyor. Türkiye kaderi ile baş başa bırakıldı. Yetmedi, Suriye’nin Güneyi de PKK’nın Suriye kolu Kürtlerin kontrolüne geçti. PKK, silahlı gücüne güç kattı.
Suriye batağı bizi her geçen gün biraz daha içine çekiyor. Türkiye, aşırı İslamcı güçleri de destekleyerek imajını da zedelemiştir. Bölgede gelecekte bir mezhep çatışması yayılırsa, bu kargaşada Türkiye daha da sıkıntılı bir konuma düşecektir. Nitekim böyle bir tehlikenin varlığını Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun dışında herkes görebilmektedir.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın