“Türkiye’de adalet sistemi siyasallaşmıştır…”

NECDET BULUZ

 

                                                 Gerek Başbakan Erdoğan, gerekse Hükümetin yetkilileri yaptıkları açıklarda “Türkiye, hızla ileri demokrasiye doğru yürüyor” diyorlar. Ancak, gerek içeride, gerekse dışarıda hazırlanan raporlar hiç de Hükümet yetkililerinin söylediklerini güçlendirmiyor. Aksine “Türkiye demokrasiden giderek uzaklaşıyor” deniliyor. Hukuk sistemimizin her yerde hem de çok ağır biçimde eleştirildiğini hem yaşıyoruz hem de görüyoruz. “İnsan Hakları” konusunda hazırlanan raporlarda da suçlandığımızı unutmamalıyız.

                                                  Dikkat edilecek olursa, Türkiye’de en fazla eleştirilen konu hukuk sitemimizdir. Sadece içeride değil, dışarıda da hukuk sitemimiz sürekli olarak eleştiriliyor. En son da Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye için hazırladığı raporda bu konu gündeme getirildi. Rapor, özetle “Hukukun olmadığı, tartışıldığı bir yerde demokrasiden söz etmek mümkün değildir” deniliyor.

                                                HUKUK SİSTEMİMİZ ELEŞTİRİLİYOR

                                                Bundan birkaç ay önce Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, gazetecilerle sohbette bir açıklama yapmış, hukuk sistemimizi eleştirmiş, keyfi tutuklamalar olduğunu, tutuklamalardaki yargılama sürecine dikkat çekmiş, gazetecilerin, akademisyenlerin, askerlerin tutukluluklarının sıkıntı verdiğini, yasa dışı dinlemelerin insan haklarına aykırı olduğunu, Türkiye’nin bunlara karşı önlem alması gerektiğinin altını çizmişti.

                                                Sonra ne oldu? Başta Hükümet yetkilileri olmak üzere, yandaş medya Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Ricciardone’yi yaylım ateşine tutmuş “Siz bizim içişlerimize nasıl karışırsınız?” demişlerdi. Hiç kuşkusuz biz de içişlerimize yabancıların karışmasının karşısındayız. Ama bazı eleştirileri de dikkate almak gerektiğini söylemeliyiz.

                                                 Şimdi, karşımıza, Amerikan Büyükelçisinin söylediklerinin daha ağırı ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından dile getirildi. Daha ağır bir suçlama ile karşı karşıya kaldık. Bu raporu iyi okuyup değerlendirdiğimizde, Amerika’nın bizi Dünyaya demokrasiden giderek uzaklaşan bir devlet olarak ilan etmiş olduğunu da görüyoruz.

                                                “ADELET SİYASALLAŞMIŞTIR”

                                                Raporda, davaların yeterince şeffaf olmadığına vurgu yapılıyor. En önemlisi de “Adalet siyasallaşmıştır” deniliyor. Keyfi tutuklamalara dikkat çekiliyor. Yasal göstericilerin bile haksız yere göz altılara alındığı, tutuklandığı, tutukluluk sürelerinin uzadığı belirtiliyor. Böcekle, telefonla yasal olmayan dinlemelerin çoğaldığı, aralarında gazeteci, akademisyen, milletvekili olmak üzere binden fazla kişinin siyasi mahkûm adı altında cezaevlerinde tutulduğu da aynı raporda dile getiriliyor. Oto sansürden de aynı raporda söz ediliyor.

                                                    Bunları içeride birileri söylemiş olsa Hükümet yetkilileri ve onların destekçisi medya kalemşorları kıyameti koparırlardı. Hadi şimdi bunu içeride birileri söylemiyor, dost ve müttefikimiz Amerika söylüyor, ne diyecekseniz deyin bakalım.

                                                 Burada verilen mesajı biz şöyle okuyoruz:

                                                Türkiye’de gazeteciler baskı altında tutuluyor, doğruları yazmaları engelleniyor. İnsanların konuşmaları, seslerini çıkarmaları korku ve endişeden mümkün olmuyor. Bir korku imparatorluğu olduğu izlenimini herkes taşıyor. Demokratik bir ülkede olmaması gerekenler, burada yaşatılmaya çalışılıyor.”

                                                 Bizim bu noktada söylemek istediğimiz şudur:

                                                 Birkaç ay önce bu konuda açıklama yapan Amerikan Büyükelçisi Ricciardone’yi yaylım ateşine tutan Hükümet yetkilileri, kalemşorları şimdi aynı tepkiyi Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın bu raporuna karşı gösterebilecekler mi? Amerika’yı bu rapor nedeni ile yaylım ateşine tutabilecekler mi? Ortaya çıkıp “Amerika kim oluyor da bizim içişlerimize karışıyor, kendi işlerine baksınlar” diyebilecekler mi?

                                                      İÇ İŞLERİMİZE KARIŞILMIYOR MU?

                                                          Amerika bu kadar iç işlerimize karışmasın karışmasına ama rapor iyice incelendiğinde Amerika Dışişleri Bakanlınca hazırlanan bun raporda doğruların var olduğu görülüyor mu görülmüyor mu? Hukuk sistemimizde bir de bu pencereden bakmakta yarar görmekteyiz.

                                                       Amerika gerçekten iç işlerimize bu kadar karışıyor mu? Hiç kuşkusuz karışıyor. Türkiye’yi su yolu yapan Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry, yaptığı açıklamada Gazze’ye gitmeye hazırlanan Başbakan Erdoğan’a “Biz bu geziyi ertelemesi gerekmesi gerektiği görüşündeyiz” demiştir. Bu uyarı iç işlerimize karışma demek değil midir? Hadi bakalım, Kerry’nin bu uyarısı sonrası Erdoğan Gazze’ye gitsin de görelim. Kerry’in çağrısı “Erdoğan’a Gazze vizesi verilmedi” şeklinde de okunabilir.

e.mail: necdetes@mynet.com

 

 

                                                     

                                                

 

 

NECDET BULUZ - Untitled

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir