Dün Fazıl Say davasının sonucu ile ilgili iktidar partisi yöneticilerinin görüşlerini dinledim. Çok farklı bir görüş yoktu. Hakaret eden Fazıl Say da olsa cezasını çekmeli idi. Ne kadar da doğru!
Muhalefet ise her zamanki çaresizliği içinde; Fazıl Say’ı desteklese dinsiz diyecekler, desteklemese iktidarın yaptıklarını onaylıyor pozisyonuna girecek. Bir de işin felsefesini halkın anlayabileceği dilde söyleyebilmenin zorluğu eklenince…
Hakaret eden Fazıl Say da olsa cezasını çekmeli idi. Burada hemfikiriz. Esas Sorun hakaret edilende. Allahçıya yavşak diyene gösterilen hassasiyeti, Etilerli’ye yumuşak diyene gösteriyor mu AKP, veya temsil ettiği kesim? Azınlık olana “Gavur” diyerek hakaret kastı taşıyan çoğunluğa karşı bir şey yapıyor mu AKP? Aslında yapmak zorunda değil, çünkü ben Müslüman bir partiyim diyor AKP; Sadece Müslümanların hakkını koruyacağım diyebilir, Lakin hükümet her bir vatandaşının hakkını korumak zorunda.
İşte burada yasama, yürütme, yargı, kuvvetler ayrılığı, parlamento ve benzeri kavramları her birey tekrar sorgulamalı. Aksi takdirde demokrasinin bir zaafiyeti ortaya çıkıyor. Bulursun ünlü birini, toplumun yüzde doksandokuzuna hakaret ettirir, sonra da bak sana hakaret edenin dersini nasıl verdim diye sergilersin. Gelsin Oylar!
İşte bu yüzden Fazıl Say’a gizli AKP üyesi diyorum.
Taner Ertunç
Bir yanıt yazın