Dağlık Karabağ sorunu oldu-bittiye getirilmemeli…

 

 

NECDET BULUZ

 

                                                 Ermeniler, Rusya’nın da desteği ile 1992’de Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesini ve 7 civar bölge dahil topraklarının %20’sini işgal etmişlerdi. Aradan geçen 20 yılda, işgal edilen toprakların Azerbaycan’a geri verilmemesi ve Ermenilerin bu topraklarda tam yerleşime geçme çalışmalarına başlamaları bölgedeki gerilimi de artırıyor. Ermeni yetkilileri, bir oldu-bittiye giderek, işgal ettikleri toprakları kendi topraklarına katmaya çalışıyorlar. Barışa yanaşmıyorlar. Azerbaycan toprakları üzerinde hak iddia ediyorlar. İşgal ettikleri topraklar için de “Bu hak yerine geldi” iddiasındalar.

                                                 Suriye’deki iç karışıklıklardan bu yana, son bir yıl içinde Suriye’den göç eden Ermenilerin, Dağlık Karabağ topraklarına yerleştirilmeye başlanması, ayrıca Hocalı Hava Alanı’nın da hizmete açılmaya çalışılması Ermenilerin gerçek niyetlerinin ne olduğunu da gözler önüne sermektedir. Ermenistan, bütün uyarı ve baskılara rağmen bu uygulamadan geri adım atmıyor. İşin ilginç tarafı, Türkiye de bu göce adeta ev sahipliği yapıyor.

                                               BÖLGEYE BARIŞ NASIL GELİR?

                                               Geçenlerde Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Mammadyarov, bu konulara dikkat çeken bir açıklama yaptı. AGİT Mevcut Dönem Başkanı’nın Özel Temsilcisi Andrey Deshitsa’ nın başkanlığındaki bir heyeti kabulünde yaptığı açıklamada, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki sorunların çözümünün gecikmesinin bölgedeki barış ve istikrarı tehdit ettiğini vurguladı.

                                                 Bölgeye barış ve istikrar nasıl gelir? Hiç kuşkusuz Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarından çekilmesi ile sağlanır. Ancak, yapılan tüm uyarılara, tepkilere rağmen Ermenilerin işgal atındaki toprakları kendi toprakları gibi görmesi ve özellikle de Rusya, Amerika ve AB üyesi ülkelerin desteğini alması sorunu daha da çıkmaza sokmaktadır.  Dikkat edilecek olursa Ermenistan yetkililerinin müzakere sürecinde yapıcı bir duruş sergilememeleri de sorunların çözümünü engelliyor. Burada AGİT Minsk Grubu’nun çözüm sürecine ilişkin çabalarında zayıf kalması da tartışılmalıdır.

                                                  İŞGAL EDİLEN TÜRK TOPRAKLARIDIR

                                                     Ermenler, işgal ettikleri topraklarda hak iddia ediyor. Suriye’deki karışıklıklardan kaçan Ermenileri bu topraklara yerleştiriyorlar. Bununla da yetinmeyip, Hocalı Hava Alanı’nı hizmete açmaya çalışıyorlar. Bütün dünyanın gözleri önünde hukuku, insan haklarını ihlal edip, meydan okumayı sürdürüyorlar. Ermenistan’ın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Dağlık Karabağ ve civar bölgelerin serbest bırakılmasına ilişkin belirlediği 4 ayrı kararı da bugüne kadar yerine getirmemekle bir hukuk ve insanlık sucu işlemektedir.

                                          Biz, işgal altındaki bu toprakları Türk toprakları olarak görüyoruz. Ermenistan ise sinsi biçimde bu toprakları oldu-bittiye getirip, kendi topraklarına katmaya hazırlanıyor. Buna fırsat verilmemelidir. Türkiye’nin de bum konuda daha aktif bir siyaset uygulaması gerektiği görüşündeyiz. Bugün, Filistin davasına nasıl sahip çıkılıyor, bu konuda nasıl bir tutum sergileniyorsa, işgal altındaki Dağlık Karabağ için de aynısı yapılmalıdır. Ermenistan ile olan ilişkilerimiz sonu nereye dayanırsa dayansın yeniden gözden geçirilmelidir.

                                                         TÜRKİYE SESSİZ KALMAMALI

                                                 Bu da yetmez. Ermenistan-Azerbaycan arasındaki sorunların çözümünde kilit rol Rusya’nın elindedir. Türkiye’nin bugüne kadar yanlış politikalarla tüm komşuları ile sorunlu hale gelmesi de Türkiye-Rusya ilişkilerini germiştir. Türkiye, bu sorunların çözümünde Rusya ile masaya oturup, bu komşu ilkeyi ikna edecek konumdan uzaktır. Türkiye’nin Suriye’de uyguladığı politikalarda da Rusya’yı da karşısına almıştır. Başbakan da Dışişleri Bakanı da “Türkiye bölgesel güç olmuştur” diyorlar ama bu güç ortaya konulmadıkça bu ne işe yarayacaktır.

                                                           Ancak, yine de atılacak adımlar da vardır. Ermenistan Türk topraklarını işgal altında tutarken, Türkiye’nin Ermenistan’a her türlü desteği vermesi, sınır kapısını açmaya hazırlanması, Sarkisyan’ı kırmızı halılarla karşılaması bu yanlış politikaların bir başka parçasıdır. Bakın, Suriye’den kaçan Ermeniler Türkiye’ye geliyor, Türkiye bunları sınır kapısından geçiriyor, Ermenistan’da bu göçmenleri işgal altındaki Dağlık Karabağ topraklarına yerleştiriyor. Türkiye, hiçbir şey yapamasa dahi bunları engelleyemez mi?

                                                       Bugüne kadar sözde soykırım iddiaları ile Ermenistan Türkiye’yi bile suçluyor. Birçok ülkede bu soykırımın tanınmasını bile sağladılar. Eğer meydan Ermenilere bırakılırsa, bu çete devlet hem işgal ettiği toprakları terk etmeyecek, hem de çok daha tehlikeli adımları atmaktan kaçınmayacaktır. Biz, bu nedenle Ermeni-Azerbaycan sorununda Türkiye’nin daha sağlam adımları atması ve aktif rol oynaması gerektiği görüşündeyiz.

e.mail: necdetes@mynet.com

 

 

 

NECDET BULUZ - hocali soykirim aniti jodyali

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir