Sayın Hüseyin Barak Obama’nın şahadetinde ve Sayın Benyamin Netanyahu ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasındaki hatta kimse yan çizmesin diye Sayın Erdoğan tarafından kayda alınan telefon görüşmelerinde verilen taahhütler ve tesis edilen uzlaşma zemini oldukça kaygan görünüyor.
Hatırlatmak gayesi ile söz konusu telefon görüşmelerinde İsrail Başbakanlık Ofisi web sitesi beyanatına dayanarak özür , tazminat ve karşılığında da İsrail askerleri aleyhinde açılan davaların düşürülmesi bunun akabinde de ilişkileri normalizasyonu taahhüt edilmişti.
Hatta 12 Nisan günü İsrail heyeti başlarından Yosi Ceihanower ve Yaacov Amidror Türk heyeti ile başında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sayın Feridun Sinirlioğlu buluşacaklar ve en başta tazminat konusunu görüşüp halledeceklerdi. İlk yapılan yayınlarda yeni Adalet Bakanı Bayan Tsipi Livni’nin bu heyetin başında olacağı ilan edilmişti.
UZLAŞMADA AÇIK OLMAYAN MADDELER
Dün İsrail Başbakanlığına gelen bir müracaat ile bu tarihin 22 Nisan’a tehir edilmesi talep edildi. Sebep olarak ise Başbakan ve Başbakan yardımcısının Kırgızistan’a bir ziyaret yapmaları olarak gösterildi. İlginçtir ki daha 15 gün önce bu gezi Türkiye Başbakanlığı’nca bilinmiyor olsun.
Umarım yanılıyorumdur, ancak burnuma gelen konu bir başka. Şöyle ki ilk günden gerek İsrail televizyonlarında gerekse CNN Türk ve bazı başka kanallarda bu uzlaşma anlaşmasında çok önemli ili muğlak açık ve sarih olmayan maddenin olduğunun altını çizmiştim.
BAŞBAKAN SÜREN BİR DAVAYI DURDURABİLİR Mİ
1- Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde yargı sistemi bağımsızdır ve Başbakan dahil kimse bir davanın iptal edileceği taahhüdünde bulunamaz. Özellikle ölüm içeren davalar ve şikayetler şikayeti edenin şikayeti ve davayı düşürmesi halinde bile dava kamu davası sayılacağından düşürülmesi adeta imkansızdır.
2- İkinci sorunlu madde ise; Gazze deniz ablukasının kaldırılacağı ifadeleri. Her ne kadar ilk başta talep edilen DENİZ ABLUKASI’nın kaldırılması olsa bile bu ifade yumuşatılarak GAZZE AMBARGOSU sözcüğü ile değiştirilmiş ve Sayın Erdoğan’ın İsrail’e karşı zaferiymiş gibi pazarlanmaya devam edilmektedir. İsrail Dış İşleri ve başbakanlık ofisi buna ses çıkarmıyor ve Türkiye Başbakanı’nın ne söyleyeceğine ve halkına neler anlatacağına biz karışamayız diyorlar.
GAZZE’YE UYGULANAN AMBARGONUN KALKMASI KOCA BİR PALAVRA
Gazze deniz ablukasının kalkması mümkündür. Çünkü İsrail Gazze’ye silah girişini serbest bırakmayacak. Gazze’ye olan ticari ambargonun kaldırılması ise dayanağı olmayan bir koca palavradır. Gazze’ye 3 ana ham madde dışında her türlü mal ve hizmet kesintisiz olarak girmeye devam etmektedir.
Detaylı olarak incelemek isteyenler için İsrail’den Gazze’ye giren mal ve hizmetleri karşı taraf ile mutabakat halinde teyit eden ve geçişi temin eden kurumun adı COGAT tır ve askeri bir birimdir. Web sitesinde gerekli bilgiler detaylı olarak mevcuttur.
Sadece 24-30 Mart 2013 tarihleri arasında 332 Kamyon mal geçişi gerçekleşmiştir.
Yılbaşından 30 Mart 2013 gününe kadar geçişi temin edilen kamyon sayısı ise 13 bin 700 olup 408 bin 575 ton mal demektir. Yasak olduğu ifade edilen Çimento ise UNWRA izni ile sokulabilmektedir.
İSRAİL AMBARGOYU NE ZAMAN KALDIRDI
1- Çimento askeri koruganların yapılmasını önlemek maksadı ile.
2- Çelik Borular , Füze üretimini engellemek amacı ile.
3- Bazı kimyasallar (Nitrat içerenler özellikle) patlayıcı imalini önlemek için.
Durum budur ve İsrail tarafı Gazze’nin ihtiyacı olan her türlü malların girişini yaklaşık üç seneden beri temin etmekte ve aralıksız geçişine izin vermektedir.
Başka bir deyiş ile İsrail Türkiye Başbakanının talebi ile Gazze kapısını aralamış değildir ve Sayın Erdoğan’ın Gazze lehine oluşan bu gelişmede herhangi bir etkisi mevcut değildir. Hatta Mavi Marmara tiyatrosunun da bir etkisi olmamıştır. Sadece olumsuz etkisi olmuştur.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN SÖZLERİ GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Durum böyle olunca da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın elinde satacak mal kalmıyor. Yani Türk halkına bakın biz bastırdık hem özür dilettik hem de Gazze’deki ambargoyu kaldırttık demesi çok havada kalacak ve gerçek olmadığı en azından COGAT kayıtları ile ortaya çıkabilecektir. Deniz ablukasının kalkmayacağını sanırım kendisi de biliyordur.
Sonuç olarak buluşmaya 4 gün kala bu ani Kırgızistan gezisi ve tehir bana sanki Türk tarafı istediğini elde etmiş özür dilenmiştir nasıl olsa tazminat konusu muhtemelen İsrail tarafının talepleri doğrultusunda davaların düşürülmesi ile ilişkilendirileceği ve mümkün olmayınca da uzlaşma umutları karaya oturabilecektir.
Umarım yanılıyorumdur ve kulağıma çalınanlalar çok doğru değildir. Halbuki bu mesele çok zor değil tazminat ödenecekse davaların düşmesi anlaşma yolu ile temin edilebilmelidir. Belki de Sayın Başbakan bunun temin edilmesi ve ailelerin ikna edilmelerini arzulamakta ve bunun içinde zamana ihtiyacı vardır ki olasıdır. Gazze ambargo durumu hakkında kendisinin en ince ayrıntıya kadar haberdar olduğundan eminim. Halka satacak malzeme gerekiyorsa İsrail tarafı bu konuda güçlük çıkartmaz bence. Ama yeter ki istensin ve niyet doğru olsun.
TÜRKİYE ARABULUCU OLAMAZ
Sayın Kerry de Türkiye’nin Filistin sorununun çözümünde taraf olmasını talep edecekmiş haberleri basında çıkmasına rağmen gerek İsrail Dışişleri gerekse İsrail Uluslararası İlişkiler Bakanı Ştaynitz bu konuda halen herhangi bir bilgi ve talep olmadığı gibi Türkiye’ye nasıl bir rol verilmesi düşünüldüğü konusunda ABD’den bir izahat verilmiş olmadığını, hatta böylesi bir talebin olmadığını belirtti.
İsrail ile Filistin arasındaki meselelerin sadece ve sadece iki taraf arasında karşılıklı görüşmeler ile halledilebileceği tartışma gerektirmeyecek bir konudur denmiştir ve Filistin tarafı da bu görüşte mutabık olduğunu belirtmiştir. Yani şu hali ile Türkiye’ye bir ara buluculuk teklifi mevcut değildir.
Uzlaşma bu baharda mı gelecek göreceğiz. 22 Nisan çok uzak değil…
Rafael Sadi
Bir yanıt yazın