Türkiye’de yaşanmakta olan “Barış Sürecinde” neredeyse “karşı tavrı” nedeniyle üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonali “hayretler içinde bırakarak” “nasıl olur da bir sosyaldemokrat parti barışa muhalefet eder?” diye sordurtan CHP, Almanya’nın lüks otellerini sevmiş olmalı.
Çok sayıda CHP’li milletvekili neredeyse her hafta sonu Almanya kentlerinin otel salonlarında biraraya geldikleri “CHP’ye sempati duyan ve genelde Almanya politikası içinde örgütlenmemiş konumda insanlarımıza nutuk çekerek” durumu idare etmekteler.
Türkiye’de CHP Genel Merkezi de bu durumdan mutluki Almanya’daki eleştirilere kulağını tıkıyor.
Gerçek şu ki Alman sosyaldemokrat partisi SPD’de aktif konumda olan Türkiye kökenli politikacılar CHP’nin “köy dernekleri kurar” gibi örgütlenmesine sıcak bakmıyorlar. Türkiye kökenli “sivil toplum da” CHP’nin “amacının ne olduğunu” merak etmekte.
Almanya’da yeterince derdi olan ve 2002 yılından beri 2002 öncesine kıyasla ilk defa Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği hizmetlerden memnun olan Türkiye kökenli Almanyalılar haftasonları onları toplantılara davet edip “Ankara’yı şikayet etmek” ötesinde hiç bir şey sunmayan CHP Yurtdışı Örgütlenmesi’nin geçmiş onlarca yılda olduğu gibi bir kez daha kendilerini” istismar etmesinden” rahatsız.
Almanya’daki Alman sosyaldemokratlar ise kardeş partilerinin milletvekillerinin Türkiye’de herkesin “barış için koşturduğu” bir dönemde Türkiye yerine Almanya’da bol vakit bulabilmelerine şaşırıyorlar. Tersi durumda Alman sosyaldemokratları “barış için ülkelerinde” koştururyor olurlardı.
Ayrıca Almanya’da herkesin garipsediği bir konuda CHP’li miletvekillerinin Almanya toplantılarında “Türkiye’yi şikayet etmeyi ana konuşma malzemesi” yapmaları. Oysa Almanya dışına çıkan Alman milletvekilleri ister hükümet kanadından isterse muhalefetten olsunlar “yurtdışında ülkelerini savunur ve ülkelerinden şikayetçi” olmazlar.
Almanya’daki genel kanı “CHP’lilerin partileri içinde hakim olan “milliyetçi kesim” nedeniyle özellikle Kürt seçmenin yoğun olduğu seçim bölgelerine gidememeleri ve aslında “MHP’nin zaten muhatabı olduğu kesimler dışında” halk içine çıkamamaları nedeniyle Almanya’da gezecek bol vakit bulabilmeleri.
Aslında Almanya’da da durumları pek parlak değil.
Geçen hafta sonu Hamburgt’ta Gürsel Tekin’in de olduğu bir toplantıda Hamburg Eyalet Meclisi milletvekili olan Türkiye kökenli bir SPD’li arkadaşımız kendilerinin bu şekilde “istenmediklerini” söylediğinde sanırım çok geniş bir kesimin düşüncelerini dile getirdi.
Almanya’daki Türkler ve Kürtler, “gelip burada bizi örgütlemekte olduğunuz iddiasını söylediğinizde belki buna kendiniz inanmaya başlıyorsunuz ancak bizim sizin bizi örgütlemenize ihtiyacımız yok. İlla hayırlı bir iş yapmak istiyorsanız Türkiye’de barış sürecine destek olun” demekteler.
Türkiye’de “kemalizm ve sosyaldemokrasi arasında bocalayan” CHP Almanya’yı ve Almanya’da yaşamakta olan insanımızı da anlayamamakta. Avrupa’daki ve özellikle Türkiye’deki insanlarımızı örgütlemekle görevlendirdikleri milletvekilleri de aslında Almanya’daki insanımıza “yabancı”.
Almanya’da CHP’ye sempati duyan ve belki kendilerine sorulsa CHP’ye destek vemeye hazır onlarca SPD üyesi aktif politikacı değil Türkiye’den gelen milletvekilleri Almanya’daki Türkiye kökenlileri örgütlemekle görevli. Lüks otellerde yapılan toplantılarda CHP’li vekiller konuşuyor davet ettikleri Türkler dinliyor. Vekiller “kimin hangi teşkilatta ve hangi görevde ne yapacağını” belirliyor.
Hiç değilse Türkiye’de sunmadıkları ve uygulamadıkları parti için demokrasi kavramına dikkat edebilirlerdi. Çünkü Almanya’daki Türkiye kökenli insanlarımız bu detaylara çok dikkat etmekteler.
Almanya’da Alevilerin büyük bir kesimi CHP’ye sıcak bakmıyor.
Almanya’da Kürt kökenli insanlar için CHP’nin nerdeyse “MHP’den farkı yok”. CHP onlar için büyül bir hayal kırıklığı.
Geri kalan Türk Toplumu içinde de “CHP’ye sempati” duyanların sayısı çok değil. Bu nedenle Almanya’yı ziyaret ettiğinde Mustafa Sarıgül tek başına bu ülkeye gelen tüm CHP’lilerin toplayabildiğinden çok daha fazla insanı biraraya getirebilmekte.
“Almanya’da Atatürkçü Düşünce Dernekleri zaten var, öyleyse CHP’ye ne gerek var?” diyenlere katılıyorum.
Keşke CHP üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal’deki geleneksel sosyaldemokrat partiler kadar sosyaldemokrat olabilseydi ve Türkiye’de “geçmişle hesaplaşmanın ve barış çabalarının” öncüsü olabilseydi.
İşte o zaman CHP’li vekillerin Almanya’da “köy dernekleri” tarzı yapılanmalarına ihtiyaç kalmazdı. Çünkü o zaman çok sayıda Türkiye kökenli SPD’li ve Yeşil politikacı CHP ile sıkı bir işbirliğinde olurlardı.
Şimdi ise CHP’den uzak durmak için her türlü nedene sahipler ve haklılar!
Bir yanıt yazın