NECDET BULUZ
Başbakan Erdoğan, bir televizyon kanalında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, PKK konusunda değinmiş “PKK’lılar silahlarını bırakıp, bulundukları yeri terk etmelidirler. Silahlarını nereye bırakırlarsa bıraksınlar, hangi ülkeye giderlerse gitsinler biz karışmayız” demişti.
Hükümet kanadından gelen sesler de, PKK’lıların silahlarını bırakmaları yönündedir. Ancak, bırakın PKK’lıların silahlarını bırakmayı, silahsız olarak bulundukları yerden bile ayrılmak istemedikleri görülüyor. Nitekim son yapılan açıklamalarda da bunu görüyoruz. Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarından sonra PKK, kendisine yakın internet sitelerinde sesini duyurup, Başbakan Erdoğan’a da adeta tehdit savurmuş “Verdiğin sözlerin arkasında dur, olumlu adımları at, yoksa çekilme olmaz” demiştir.
HÜKÜMETİN YOL HARİTASI VAR MI?
Şimdi bakıyoruz, süreç çıkmaza giriyor. PKK’lılar silah bırakmamakta kararlı görünüyor. Başbakan’ın açıklamaları PKK’nın siyasi uzantısı BDP’liler tarafından da eleştiriliyor. BDP milletvekilleri “Bu da nereden çıktı?”diyorlar. Ortaya her gün yeni bir söylem ve buna bağlı bir gelişmenin çıkması kafaları da karıştırıyor. Kamuoyu “Hala ne oluyor,ne bitiyor bilemiyoruz” diyor.
Bu noktada şu gerçeği görüyoruz:
Hükümetin, süreç ile ilgili tam olarak bir yol haritası bulunmuyor. Çünkü böyle bir şey olsa, bunun açıklanması gerekirdi. Ortaya çıkan çelişkiler de böyle bir yol haritasının olmadığını gösteriyor.
İkinci nokta ise, Başbakan tarafından PKK tarafına verilmiş bazı vaatlerin olmasıdır. PKK tarafından yapılan açıklamada “Söz konusu olumlu adımları atın ki, biz de çekilme sürecine girelim” denmesi, bunu gösteriyor.
PKK, SİLAH BIRAKMAMAKTA KARARLI
Bir başka konu ise, çekilme konusunda PKK’lılar yasal düzenleme istiyor. Başbakan “Böyle bir yasal düzenleme olmayacak.”diye ısrar ediyor. Dikkat edilecek olursa, TBMM’nin araya girmesini, yasal düzenlemeyi İmralı canisi Öcalan da, PKK’nın siyasi uzantısı BDP’liler de istiyor.
Daha da önemlisi, bu süreçte ön planda hangi tarafın olduğudur. Başbakan, süreci kendilerinin yönettiğini söylüyor, PKK ise, süreçte ön plandan düşmek istemiyor. Ortada bir de bunun meydan savaşını izliyoruz. İki taraf da “İpler elimizde olsun gündemi biz oluşturalım” görüşünde.
Bazı gerçekleri görmek durumundayız. PKK’lılar, baştan bu yana silah bırakmamakta direniyorlar. Çekilme konusunda da silahları ile birlikte bunu gerçekleştireceklerini açıklıyorlar. Başbakan Erdoğan’ın sözlerine de şu şekilde yanıt veriliyor:
“Erdoğan’ın iddia ettiği tarzda bir geri çekilme durumu hareketimizin gündeminde değildir. Devlet tarafından gerekli adımların atılması, bu temelde yasal ve olumlu bir zeminin yaratılması sonucunda güçlerimizin geri çekilme durumunun gündeme gelmesi mümkün olacaktır.”
Şimdi hala ortaya çıkıp “Öcalan böyle istemişti, bunun yerine getirilmesi gerekir” diye düşünülüyorsa, ortaya şu gerçek çıkıyor: Demek ki, dağdaki eli silahlı gruplar Öcalan’ı da dinlemiyorlar. Kendileri için garanti istiyorlar. Bazı grupların ise silahlı mücadeleden yana oldukları da sıkça dile getiriliyor.
PKK”TELEVİZYON BİR LÜTUF DEĞİL”
Hatta Başbakan Erdoğan’ın, İmralı canisi için televizyon verilmesi emrinin kendisi tarafından verildiğini söylemesi üzerine PKK’lılar buna da yanıt verdi. PKK’ya yakın internet sitesinde bu konudaki açıklama şöyle:
“Önderliğimizin bu haklardan on dört yıl gecikmeli olarak yararlanmasını Erdoğan’ın sanki Önderliğimizden bir şeyler alma karşılığında izah etmesi ve bunu bir lütuf olarak yansıtması belirtmek durumundayız ki, ne sürecin ruhuna denk düşmekte, ne de politik ahlakla bağdaşmaktadır. Bir başbakanın aslında son derece insani ve doğal bir hak olan televizyon izleme vb. bazı durumları suiistimale açık bir zihniyetle yorumlayıp tepki yaratacak algılara neden olması ne başbakan olma konumuyla ne de bu hassas ve kritik sürecin ruhuyla örtüşmemektedir.”
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın