Bir Pazar günü yazısında, Roma’yı yakan Roma İmparatorunu güncellemek, bu günümüze bazı ışıklar tutar diye düşündüm.
Neron sekiz gün süreyle Roma’yı yakar. İsyanlar çıkar ama Neron entrikalar ile muhalefeti katleder.
Maksadı, imparatorluğa yakışan, yeni bir Roma kurmaktır.
İmparatorluğun tüm kaynaklarını harcar.
Sonunda tüm mali kaynaklar biter, Hıristiyan tapınağındaki altınlarını da harcar. Gene de Roma’yı yenilemek için paraya ihtiyaç vardır.
Uzatmayalım.
Yeni bir Roma kurulur ama İmparatorluğun da tüm kaynakları tükenir.
İmparatorluğun dağılması da o gün başlamış olur.
Amerika’nın son günleri Neron’un son günlerine çok benzemektedir.
Amerikan emperyalizmi de, tam da kendine göre bir dünya kuruyordu ki, hazine tükendi.
Kendine muhalefet eden her unsuru imha etme peşinde koşan, yenidünyanın Neronları da işin sonuna gelmişlerdir.
Neron’un son günlerinde olduğu gibi, Neron’un hala kuvvetli olduğunu sananlar vardır. Oysa kasa boş, halkta birlik yok ve Neron son günlerini yaşamaktadır.
Anlayacağınız, Neron’nun “sesini özleyenler” hala vardır.
Gericilik, kendine ve halkına güvensizlik, genellikle, yönetimleri güçlü olandan yana tavır alamaya zorlar.
Ülkemizde gericilerin Amerikan emperyalizmi ile bütünleşmesinin arkasında temel iki neden vardır.
Birincisi maddi temel; yönetimin halktan yana değil de, büyük zenginlerden yana olması, bu büyük zenginlerse, kendilerinden daha büyük zenginlerle, yani dış tekellere tapıyor olmasıdır.
Gericiliğin, ekonomik temelleri, baştan kendisini taşeron kabul etmesidir.
Fikri arka planı ise; aydınlanma ile geleneğin çatışmasında, yani bilimle dinciliğin çatışmasında, her zaman aydınlanmanın ağır basmasıdır.
Gericiliğin temel korkusu, bilimdir.
Bilim ve aklın yerine dini esasların hâkim kılmaya çalışması bundandır.
Bilim ve aydınlanma korkusu, kendisinden daha kuvvetli, başka bir gericiye bağlı kılar.
Eş başkan onun için hep kuvvetli olanın desteğinin yanında olmasını ister.
Sesini duymak ister.
Sesini özlemesi bundandır.
Yoksa Erdoğan Obama’nın sesini neye özlesin.
Köle ağa duygusal ilişkisi de böyledir.
Köle ağa adına her türlü kanunsuzluğu yapamaya hazırdır. Yeter ki efendisi ona güvenmeye devam etsin.
Efendisine, Türkiye’yi eyaletlere bölmeye söz vermiş bir köle, efendisinin desteğine muhtaçtır.
Peki, emperyalizm neden en büyük gericiliktir?
Milyonlarca insanı ( Hiroşima, Irak, Yugoslavya, Vietnam, Afganistan, v.s.) hiç düşünmeden kendi çıkarı için öldüren bir düşünce, çok ilerici teknolojiye de sahip olsa gericidir.
Amerika’nın ülkemizde, gericiliğin hâkim olmasını istemesi, Kemalizm’i tasfiye etmeye çalışması hep bundandır.
Amerika’nı Türkiye’nin eyaletlere bölünmesini istemesi de bundandır. Eyaletlere müdahalesi, üniter devlete müdahalesinden kolaydır.
Amerikan gericiliği ile Türkiye gericiliğinin bütünleşmesinin böyle bir psikolojik ve maddi temelleri vardır.
Bir yanıt yazın