Milliyet’ten Pınar Ersoy’un haberine göre; Ermenilerin Türkiye Cumhuriyeti, Ziraat Bankası ve Merkez Bankası’nı dedelerinin mallarına el koymakla suçladığı davada, mahkeme iddiaların siyasi boyutu nedeniyle karar yetkisinin olmadığına karar verdi. Mahkeme kararında, davanın görülebilmesi için davacıların soykırım iddialarını kanıtlaması gerektiği, bunun da mahkemenin yetki alanının dışında olduğu kaydedildi. Yargıç Dolly Gee böyle bir girişimin federal hükümetin dış ilişkileri yürütme yetkisine ciddi bir müdahale olacağına, dolayısıyla mahkemenin yetkisiz olduğuna ve davanın düşmesi gerektiğine hükmetti.
“MAHKEME DERİN BİR SİYASİ SORUNU ÇÖZEMEZ”
California’da 2010 yılında Garbis Davoyan tarafından açılan ve daha sonra benzer talepleri olan Bakaryan davası ile birleştirilen dosyada, Türkiye Cumhuriyeti, Ziraat Bankası ve Merkez Bankası’nın 1915’te el konan, satışı yapılan mallar nedeniyle haksız zenginlik elde ettiği, mal sahiplerinin ise zarara uğradığı iddia ediliyordu. Dava dilekçelerinde iki bankanın Türkiye’nin eylemlerine aracılık yaptığı savunuluyor ve soykırımın tanınması isteniyordu. Ancak mahkeme teknik olarak bu iddiaları inceleme hakkının olmadığına karar verdi. Yargıç Gee karar metninde “Mahkeme bu kadar derin bir siyasi sorunu çözemez. Anayasa bu yetkiyi yönetimin diğer iki gücüne vermiştir. Dolayısıyla bu dava düşmelidir” dedi.
ERMENİLER TÜRK BANKALARINA DAVA AÇTI
Amerikan yasalarında yabancı bir ülkenin yargılanmasına izin verilmiyor. Fakat ilgili kanunda (FSIA-1976) bir takım istisnalar sayılıyor. Davacılar mahkemede ticari faaliyet istisnası ve insanlığa karşı suçlar işlenmesi istisnasını gerekçe göstererek Türkiye’nin ve kamu bankalarının yargılanabileceğini iddia etti. Ticari faaliyet istisnası, davalı kamu kuruluşlarının ABD toprakları içinde faaliyet göstermesi halinde davanın görülebileceğini söylüyor. Ancak Yargıç Dolly Gee, bu iki bankanın ABD’deki faaliyetlerinin dava konusu olayla ilgisi olmadığını söyleyerek bu iddiayı geçersiz ilan etti. İnsanlığa karşı suçlarla ilgili istisna konusunda ise karar verme yetkisi olmadığını, dolayısıyla davayı göremeyeceğini ilan etti. Böylece davacıların diğer iddiaları ya da davanın içeriği ile ilgili karar almadan usulen davayı düşürdü.
Yazıları posta kutunda oku