ÇUVALA KIBRIS DA GİRER Mİ?
HÜSEYİN MÜMTAZ
Sahne, Fellini’ye bile takla attıracak cinsten..
Yer Nicosia, tarih 28 Mart 2013.
2004’den beri AB üyesi olan ve o günden bu güne burnu çamurdan kurtulmayan Rumlar iflas etmiş, topu dikmiş, havlu atmış..
“Patron” Merkel burunlarına halka takmış süründürüyor.
Bir haftadır bankaları kapalı.. Lefkoşa’ya taşınıyorlar, bankamatiklerden “Euro” çekebilmek için.
Öğleden sonra bankalar açılacak, suratlar üç karış kuyrukta sıra bekliyorlar..
Derken…
Biri bayrak açıyor. Hem de Türk bayrağı..
Orada film kopuyor, adamı linç etmeye kalıp bayrağı alıyorlar ve…. yakıyorlar..
Biliyorsunuz “tarihdaşlığımızı” doya doya yaşadığımız “coğrafyadaşlarımız” arasında son yıllarda Türk bayrağını yakmak moda oldu..
Daha bitmedi, bayrak açan, “Ben bu bayrağı seviyorum” diyen ve linçten kurtarılan adam meğer Fransız’mış..
Buraya bir nokta koyup fotoğrafa yukarıdan bakalım.
Obama’nın son Ortadoğu seferiyle Rice/Ralph Peters projesi ete kemiğe büründü..
Nevruz ve Özür eş zamanlı olarak gündeme bomba gibi düştüler.
İran, İsrail, Suriye, Türkiye ve “Dört başkentli Kürdistan”ın masadaki konumları yeniden belirlendi.
Saflar belli oldu, sıklaştırıldı; “yığınak” şekillenmeye başladı.
Peki, önüne gelenin tezgâh açtığı bu “Perşembe Pazarı”ında, bölgenin en eski aktörü KIBRIS sahne almayacak mıydı?
Bu “torba anlaşma”ya, şekillendirmeye, bu dipsiz çuvala KIBRIS da sokulmayacak mı?
Hazırlıklara bakılırsa en azından niyet var..
Nicosia’da Anastasiadis, Lefkoşa’da Küçük seç(tir)ildi.
Anastasiadis seçimle, Küçük ise çeşitli kurultay-adliye-transfer-ikna koridorlarından geç(iril)erek ge(tiri)ldi.
Hadi anlaşın..
Hadi birleşin..
Anastasiadis zaten “evet”çiydi, kuzeyde ise toplum, zorla ve elbirliği ile bıkkınlık düzeyine getirilmişti.
Rumlar lehine iyileştirilecek bir Annan Planı’nın 2013 Moon versiyonu şak diye sandığa getirilir, pat diye onaylanabilir değil miydi?
İşte tam bu sırada Nicosia “battı”..
2004’den beri Kıbrıs Türkleri’ne örnek gösterilen, “kıprıslıtürklerin” ise üçüncü sınıf AB vatandaşı olabilmek uğrunda (örnek Batı Trakya, Adalar Türkleri) Rum kimliği-pasaportu almak için sıraya girdikleri “rüya ülkesi” resmen ve alenen battı..
“Birleşince” kuzeyde işten atılmayan memurlar maaşlarını Euro olarak alacak, şişi-şeftaliyi Euro ile yiyecek, humus çorbasını Euro ile içecekti.
Dükkânlarda pos cihazları Euro’ya dönecek, potinler Euro ile satılacaktı.
Dolmuşlarda bile, (Bodrum’daki gibi) Euro verecektik.
Ah o Merkel olmasaydı..
Buzukiyle “Rum tarafının krizi birleşmeyi kolaylaştırır” şarkıları, yâni Türkçeye çevirirsek…
…“refahta uyduramadık, bari sefalette birleşin” rembetikosu çalınmaya başlandı….
Rüya bitti, soğuk bir Mart sabahı, soğuk bir Nicosia çarşısına uyanıverdi Nicosia’lı ve “kıprslılefkoşalılar”..
Dâvutoğlu bile “İki ayrı devleti konuşuruz” demeye başladı..
Tam bu sırada da Dünya Bankası’nın KKTC Raporu basına yansıyor..
Dünya Bankası;
“(i) Kamuda maaşların nominal olarak dondurulması; (ii) Geçici personelin %20 oranında azaltılması; (iii) Kamu görevinin %5 oranında azaltılması; (iv) Ek mesai ödemelerinin kademeli kaldırılması;(v) 13. maaşın (kamu ve özel dahil) kaldırılması;(vi) Kamu özel emeklilik iştiraklerinin eşitlenmesi; (vii) Emekli ikramiyelerinin yıllara yayılması;(viii) Asgari emeklilik maaşının ortalama maaşın %20’si kadar olması” nı öneriyor KKTC’ye…
Güneydeki seçimden (ve batmadan) önce TROYKA da Hristofiyas’a hemen hemen aynı şartlardan başka eşel-mobil sisteminin kaldırılmasını ve herşeyin özelleştirilmesini, doğal gaz ve petrol rezervlerinden gelecek gelire bile borca karşılık el konulmasını istemiyor muydu?
Hadi “birleşin”..
Burnu moktan kurtulmazken bile Nicosia’da Türk bayrağı yakan Rumlar mı kuzeyle “birleşecek”?
Davul bile dengi dengine vurur..
Ama siz yine de meşhur çuvala harala gürele KIBRIS’ın sokulma ihtimaline karşı uyanık olun..
Yahut..
Sakın gürültüye getirip KKTC’nin başına da Chuwall geçirilmesin!
Maazallah…
29 Mart 2013
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ