Akıl hocaları bu kırk kişi olmasaydı…
Türkiye’de toplam beş bin asker ve kırk istihbaratçı var.
Gerçi beş bin asker olarak verilenlerin, ne kadarı daha istihbaratçı bilmiyoruz.
İstihbaratçı sayısı neden diğerlerinden daha önemli?
Bir istihbaratçının düz veya teknik bir askerden çok daha fazla iş yaptığı muhakkak.
Çünkü yaşananlardan biliniyor ki, CIA’nın elemanlarının her biri hem iyi bir komanda, hem iyi bir psikolog, hem iyi bir tarihçi, hem de iyi bir suikastçıdırlar.
Velhasıl insan öldürme ve enterne etme uzmanları…
Bu istihbaratçıların varlığını Aydınlık Dergisi 16 Mart 2008 yılında, 35 CIA elemanının Meclisin bez yüz metre ötesindeki bir otelde, konuşlandığını aşağıdaki haberi ile vermişti.
ABD’den Tayyip’e Ergenekon emri; “Devlet ve Orduyu temizle.”
Fehmi Koru ise, 28 Ocak 2008 tarihinde, Kanal 7’de yaptığı söyleşide, Operasyonun 5 Kasım 2007 tarihinde Oval Ofiste kararlaştırıldığını bildirmişti.
Dün Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından, istihbaratçı sayılarının açıklanması, yaşadıklarımızın kimler tarafından bize yaşatıldığını göstermektedir.
Bu açıklamalar yapılmasa da, sürdürülen operasyonların metotları ve biçimlerinden, her şey kendisini belli ediyordu.
Beli ediyordu, çünkü benzeri operasyonları Endonezya’da da orduya karşı aynısı yapılmıştı.(Doğu Timor’un ayrılması)
Bu istihbaratçıların gelmesinden sonra, Ergenekon ve Balyoz tutuklamaları başladı.
Arkasından, bunların denetim ve yönetiminde, yasalar ve yönetmelikler çıktı.(İkiz İhanet Yasaları, Kalkınma Ajansları Yasası v.s.)
Her adımın kontrolü ve sonuçları bu istihbaratçılar tarafından değerlendirilip, ayda bir gelen Amerikalı Bakan, senatör ve bunun gibilere ulaştırıldı.
Önceleri hiç kimse, yabancı bir istihbarat gücünün Türkiye içinde, Türk ordusuna operasyon yapabileceği düşünemezdi.
İçerideki işbirlikçiler ile birleşince, bu kırk istihbaratçı sanki on bin kişilik ordu gibi etkinlik sağladı.
Türk ordusunun komuta kademesini kıskıvrak bağladı. Derdest edip, Hastal ve Silivri esir kapına götürdü.
İşte, Balyoz, Ergenekon, patriotlar, Suriye’ye terörist ihracı, İran ile aramızın iyice bozulması, Rusya ile aramızın limonileşmesi hep CIA’nın başının altından çıktı.
Şimdi içinde yaşadığımız bölünme süreci bu süreçtir.
Elbette Türk halkının bu kuşatmaya karşı yapacağı çok şey var.
Ama her şeyden önce milli kuvvetlerin bu kuşatmayı yarması gerekir.
Bir yanıt yazın