From: Hakki Keskin
Prof. Dr. Hakki Keskin Berlin, 28.3.2013
Almanya Türk Toplumu Onursal Başkanı
Irkçı Terör Çetesi (NSU) mahkemesinde, 10 cinayet kurbanından 8 i Türk olduğu halde, Türkiye Büyükelçiliği ve Türk basınına yer yok.
Bravo Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi!
Bu durum, Dünya`da benzeri olamayan bir uygulamadır. Yeterince yer olmaması ve formel nedenler gerekçe olarak gösteriliyor. Sanki yüzlerce yerden ikisi Türkiye Büyükelçiliğine ve üçü de Türk basınına ayrılamazdı!
Bu bir duyarsızlık olayı değildir. Alman Toplumunun, Siyasilerin ve Yargının belli kesimlerinde, bizim öteden beri izlediğimiz ve yaşadığımız, Almanya`lı Türklere ve Türkiye`ye karşı uygulanan dışlama ve ayırımcılık politikasıdır.
20.4.2007 tarihinde Almanya Parlamentosu Milletvekili olarak „Türk ve Yunan kökenli esnaflara karşı işlenen ve açıklık kazanmayan cinayetler“ konusunda Federal Hükümete bir soru önergesi verdim.
Benim sonderece somut sekiz soruma verilen yanıt, bugün karşılaştığımız durumu bana aynen hatırlatmaktadır. Federal Hükümet yanıtında:
„Türk ve Yunan kökenli esnaflara karşı işlenen ve açıklık kazanmayan cinayetler konusunda Bayern, Hamburg, Mecklenburg-Vorpommern, Hessen ve Kuzeyren-Westfalya eyalet savcılıkları tarafından soruşturma yürütülmektedir. Bu soruşturmalar hakkında Federal Hükümet açıklama yapmaz.“ diyordu.
Bu cinayetleri araştırmak sanki ilgili federal kurumların ve Federal Hükümetin de görevi değildi. Burada da yine formel gerekçelere dayanılarak yanıt verilmekteydi. Bu politikanın ve yaklaşımın nedenli yanlış olduğu bugün herkesce bilinmektedir. Hükümetin yanıtı sadece yasal ve formel gerekçelerden kaynaklanmıyordu. Burada da sorumsuzca izlenen bir politika ve cinayete kurbanı olan insanlara karşı gösterilen adamsendeci yaklaşım kendini gösteriyordu.
Almanya gelişmiş bir demokratik hukuk devletidir. Çok kültürlü bir toplum olan Almanya`nın bu ülkede yaşayan Kültürel Azınlıklarla ilişkilerinde, yeni bir diyalog kültürüne gereksinimi vardır.
Hakkı Keskin
Almanya Türk Toplumu Onursal Başkanı