“Sesinizi özlemişim…”
“Oh İrdoğan…”
“Benim ben…”
“Hov ar yuuuu…”
“Sizi sormalı…”
“????????”
*
(Şu son ?’li satır, bizimki İngilizce anlamadığı için, kafasından geçenler…)
*
Ben hiç böyle diplomasi görmedim…
Bir devlet adamı, bir başka ülkenin devlet adamı (İsrail) ile konuşurken “Barack Obama oradaymış, ver bi de onu duyayım, sesini nasıl da özlemişim” derse…
Ancak elçilikte ambar memuru yaparlar adamı…
*
O ses mühim…
Mesela şu sırada kazara çavuşun tüfeği patlayıp da bir teröriste değse var ya… Çavuş “Analar ağlamasın”ı engellemekten gitti…
Çünkü devlet adamı bu kez terör örgütüne “güvenli çıkış” arıyor…
Yeryüzünde teröristinin güvenliğini düşünen ilk devlet…
Özlediği sesin söylediği bu çünkü…
*
Düne kadar askerlerin savaştığı teröristlerin yanlarına yakın koruma birer komando verilse yeridir…
Önde de general yürür…
Mayın varsa o uçsun…
Daha iki hafta önce “teröristleri yakalayıp teslim etmiyorsunuz bize” diye Batı ülkelerine kızan devlet adamı, teröristlerin selametle çıkışı için önlem alıyor…
Özlediği sesin talimatıdır…
*
Neler oluyor derseniz…
Hiçbirisi rastlantı değil, büyük projenin “sürecidir” olanlar:
2002’de sıfıra inmiş terörün sistemli ve düzenli tırmanışı…
Kuzey Irak’tan sonra Suriye’de de Kürt bölgesinin çizilmesi…
BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasından ve idamın tekrar gelmesinden söz eden Başbakan’ın bir anda çark ederek BDP ile kucaklaşması…
Arkasından…
“Terör örgütü ile pazarlık eden şerefsizdir” diyen ağızların, bu kez pazarlığa kızanlara “şerefiz” demeleri…
Eşzamanlı televizyonlarda beyin yıkama yayınları…
Bir anda terörden kurtulmanın yol haritasını terörist başından bekleyen bir Türkiye…
Nasıl olduysa teröristleri gördükleri yerde yaylım ateşi açan askere, teröristlerin can güvenliğini sağlama görevinin düşmesi…
Kürtlere devlet kuran “ses” artık ne derse…
*
Sesini özlemiş…
Sanki Zeki Müren bu?..
★★★
28 Mart 2013
Bekir COŞKUN