Ya Eşitli İttifak, Ya da Hain Bir Tuzak!.
Mustafa Nevruz SINACI
Orta Doğu, Arap ve Afrika Müslümanları dâhil, hiçbir İslâm ülkesinin, hür-hükümran, adil ve özgür olmadığı; Bu devletlerde insan hakkı, eşitlik, adalet, hukuk ve demokrasiden bir eser kalmadığı; Günümüzde çok net olarak anlaşılmış ve apaçık ortaya çıkmıştır.
Gerçek şu ki; Tıpkı 1937’de Venizelos’un Atatürk’e itiraf ve belgeleriyle ispat ettiği gibi: Bir takım soy bozukları, Âl-î Osman’a isyan ettirilerek kurulan sözde devletlerin, İngiliz milletler topluluğunun gizli üyesi, müstemlekesi yapıldıkları idİ! Kaddafi bu iğrenç tasallut ve sömürüye baş kaldırdı, Saddam, itaat ve sadakatte kusur etti, ipleri çekildi. Sıra Esed’te..
Mesele şu: Ortada, bilumum Yahudi mahfillerini yanına alıp, Amerika’yı av köpeği gibi kullanan dessas İngiltere güdümünde vahşi batı, vampir, kalleş eşkıya Avrupa var. O AB ki, Kristof Kolomb ile dört koldan başlattığı dünyayı yağmalama, nitelikli dolandırıcılık, din tüccarlığı, evrensel soygun-vurgun faaliyetini; Başta Orta Doğu İslâm ülke ve halkları olmak üzere, en amansız ve acımasız bir kalleşlik ve vahşetle sürdürmektedir.
İngilizler, kuruluşunda büyük ortak oldukları İsrail olayında kendilerini unutturmayı başarmış ve ortalıkta görünmeden hareket ederken; ABD yılardır İsrail’in tek hamisi bilindi. İsrail’in arkasındaki tek destek gücü gibi görülmesi, Irak ve Afganistan harekâtlarının İsrail’i büyütmek için ABD’li Yahudiler tarafından yapıldığının düşünülmesi sonucu İslam âlemi ile arasını açmış, Müslümanlar tarafından nefretle, düşman olarak görülmesine sebep olmuştur…
Bu nedenle İslam âlemi ve Müslüman halklar bundan sonra Rusya ve özellikle Çin’le işbirliği yapmaya, ABD ile bağları koparıp saf değiştirmeye yönelmişlerdir. Böyle bir eğilim ABD için “bitişin” başlangıcıdır. Artık, İsrail ile bölgeyi kontrol altında tutmanın da imkânı kalmamıştır. Çünkü İsrail den nefret etmeyen bir ülke, artık yok gibidir. Kaldı ki, yöneticileri Yahudi olan ülkeler bile, halkın baskısı altında İsrail’e mesafe koymak zorunda kalmışlardır.
İşte bu yüzden ABD ile perde arkasında saklı duran İngiltere, nam ve hesapları adına kendi yerlerine bakacak; Bölgeden uygun bir kâhya aramış, lâkin bu işi, tam güdümlü olarak ve fakat kendi politikası gibi usulünce yürütebilecek Türkiye dışında başka payanda bulmaları mümkün olamamıştır. Yani, Türk Milleti yönünden tam bir utanç, (sözde) eş başkan söylemi bu hain ve menfur pazarlığın sonucu edinilmiştir… Esası ihanet, gerisi iğrenç bir yalandır.
Lâkin Türk halkı, İsrail dostlarını mahkemelere çekip içeri atmış; Ancak, arkalarında duran geri zekâlı, şımarık güçlere güvenip şirretleşen İsrail yönetimi ise Türk yardım gemisini vurup, Türk vatandaşlarını alçakça katlederek.; Hükümete gözdağı ve ABD ye de “bu bölgede biz tek başımıza kâhyalığa devam ederiz” mesajını vermek isteyip; Alçak koltuk dangalaklığı ile politika yapmayı gemiye saldıracak kadar ileri götürünce hem Türkiye’yi kaybetmiş. Hem de, kendi eliyle ABD’nin İran ve bölge politikalarının çökmesine sebep olmuştur.
Bu durum, ABD derin devletindeki siyonistlerin bir kısmını ürkütmüş, ABD halkını İsrail’e karşı kızdırmış ve Neo Conlar denilen şahinlerin tasfiyesine sebep olmuştur. İkame ekip de; Dünyanın en önemli bölgelerinden biri olan “Orta Doğu ve İslâm âlemini” temelli kaybetmemek için, “öfke soğuyana kadar” bölgeden çekilmeyi uygun bulmuştur.
Bazı Akp’lilerin dilinden düşmeyen “Yeni Osmanlı” söylemi; Türkiye’yi kullanarak Orta Doğu ve İslâm âlemini uzaktan kumanda ile yönetme kalkışmasının adıdır. Ordu içinde, ABD ve İsrail’e Türkiye’den daha sadık görüntüsü verilip 28 Şubat’ın mimarı oldukları iddia edilen askerlerin tasfiye edilme sürecinin sebebi budur. Aslında tezgâh, kalleş “Amerika (ve şer ortaklarının) bölgede güvenebileceği en sağlam müttefik Türkiye” üzerine kurumlu olup; Vitrine, “Rusya ile dostluk ve Şanghay beşlisi (ŞİÖ) diyalog ortaklığı” sürülmüştür.
Oysa Türkiye’nin hala NATO’ya ihtiyacı var. ABD bölgede rezil-kepaze olduğundan, alanı Rusya ve Çine kaptırmamak için Türkiye’ye bağımlı durumda. Bu, adeta kaderin cilvesi olarak “eşitler arası ittifak” sonucunu doğurmuştur. Duruma uyanan Merkel, mutat tavrını bir yana atıp, kalabalık iş adamlarıyla gelerek: ‘Bizi devre dışı bırakmayın, size sanayi desteğine hazırız’ diye mesaj vermek zorunda kalmıştır. Şimdi çok akıllı ve dikkatli olmak zamanıdır!..
Bir yanıt yazın