NECDET BULUZ
Önce bir uyarı yapalım:
Nevruz kutlamalarına dikkat ediniz. Adeta PKK ve Öcalan propagandası haline getirildi. Bir Türk geleneği olan Nevruz, “Ben Türk’üm, elimde bayrağım ve göğsümü gere gere bu bayramı kutlarım” diyenlere adeta set çekiliyor. PKK ve yandaşlarının PKK bayrakları, Öcalan posterlerine ses çıkarılmıyor, elinde Türk bayrağı ile şölene gelenlere engel çıkarılıyor. Bu, bir ayırımcılıktır, kitleleri karşı karşıya getirmedir, bölünmeyi hızlandırmadır. Eğer, bugünkü anlayış devam eder, meydan terör örgütü ve destekçilerine bırakılırsa, çok geçmeden hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği olayların meydana gelebileceğini görür gibiyiz.
KAMUOYUNDAKİ RAHATSIZLIK ARTIYOR
Zaten kamuoyu, 40 bin kişinin katili ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış bir hükümlü ile barış adına masaya oturulmasına, müzakere edilmesine karşı çıkıyor. Muhalefet partilerinin yanı sıra, sivil toplum kuruluşları, bazı yandaş medya köşe yazarları bile İmralı canisinin fazlaca öne çıkarılmasının sakıncalarını dile getiriyor. Hatta Amerika’nın ve Avrupa’nın saygın bazı gazetelerindeki köşe yazıları bile, İmralı canisinin anayasada belirleyici rol üstlenmesinin sakıncalarını köşelerine taşıyorlar.
Son günlerde geç de olsa, hükümet kanadından da Öcalan’ın siyasi figür gibi gösterilmesinin, şehit yakınlarının ve Türk milletinin vicdanlarını sızlattığı açıklamaları gelmeye başladı. Buna, AKP İzmir Milletvekili Kültür ve Turizm Eski Bakanı Ertuğrul Günay da katıldı. Belki denilecektir ki “Bugüne kadar nerelerdeydiniz?” Buna rağmen, bugün bazı gerçeklerin geç de olsa görülmeye başlamasını da olumlu bulduğumuzu belirtelim. Günay, konu ile ilgili bakınız neler diyor:
“BDP’LİLER POSTACI KONUMUNDALAR”
“BDP yeteri kadar özenli davranmıyor. AK Parti kitlesi çok sakin. Ama sorgulayıcı aslında. Derinde bir yerde hepimiz, 14 yıldan beri içeride olan terör hükümlüsü birisinin, şuanda bir siyasi figür gibi, müzakere sürecine dahil olmasından ve söz sahibi konumuna geçmiş olması vicdanımızda bir yerlerde bir sızı yaratıyor. Mesela ben barış sürecine çok inanan birisiyim. Daha demokratik açılım yokken, ‘Bu çocuklar dağa kurşun atmak için değil, kayak yapmak için çıksınlar.’ demiştim. Buna çok inanıyorum. Ama bunun doğrudan doğruya kendi yurttaşlarımızla, ya da BDP’yi muhatap alarak yapılmasını tercih ederdim. O figür(Öcalan), hiç bu işe dahil olmadan, parlamentodaki siyasi temsilcilerle yapılmasını tercih ederdim. Parlamentodaki siyasi temsilciler şimdi ‘postacı konumundalar. O konumdan daha yukarıda bir yerde olmalılardı.”
Ertuğrul Günay’ın açıklamaları bu kadarla da sınırlı değil, devam ediyor, kendisini dinleyelim:
“Öcalan, fazla etkili hale geldi. Bunu bizler yaptık. 14 yıl öncesini hepimiz hatırlıyoruz, uçaktaki durumunu, mahkemedeki durumunu, sorgudaki durumunu. Devlete her türlü hizmeti yapmaya hazırdı, zaten istihbarat kökenli. O noktadan bugün geldiği nokta süreci yürütmekte bir sıkıntı olduğunu gösteriyor. Elbette görüşülür ama bu kadar işin merkezine koyulması doğru değil. BDP’liler müthiş gösterilerle gidiyorlar. Medyanın ilgisi müthiş. Giden heyet imza istiyor. Bakar mısınız ciddiyetsizliğe? Terörden hükümlü kılınan bir insandan parlamento üyeleri gidiyor imza istiyor, o size hadislerden söz ediyor. Hadi canım sen de!”
HER İŞİN İÇİNDE ÖCALAN VAR
Bakan Günay AKP kitlesinin çok sakin olduğunu, ama sorgulayıcı bir konumda bulunduğunu da dile getiriyor. Bu açıklama, bir noktada toplumun AKP’li seçmen de dahil Öcalan konusunda son derece rahatsız olduğunu ortaya koyması açısından önemsenmelidir.
Öyle bir hale geldik ki, Öcalan ile yatıp, Öcalan ile kalkıyoruz. Her tarafta bu katilin propagandası yapılıyor. Her tarafta bu katil “Barış güvercini” olarak gösterilmeye çalışılıyor. Meydan PKK ve yandaşlarına bırakıldı. Her türlü tehdidi bile yapmaktan geri kalmıyorlar. Bu nedenle gözlemlerimiz milletimizin rahatsızlığının giderek artış gösterdiği yolundadır.
Ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış 40 bin kişinin öldürülmesinden sorumlu bir caninin terörün sona erdirilmesi adına tek muhatap kabul edilmesi, parlamento ve anayasa konusunda talimatlar yağdırması hiçbir şekilde kabul edilemez bir durumdur. Neredeyse terör örgütü PKK’yı Meclis yolu ile siyasallaşmaya doğru götürecekler. Böyle bir rezalete bu Meclis izin verir mi? Namus ve şeref üzerine yemin eden milletvekilleri artık ellerini vicdanlarına koymalıdırlar.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın