Çarşamba, 13 Mart 2013 11:56
Doğu Perinçek
ROTA – Aydınlık, 13 Mart 2013
Yukarıdaki resme iyi bakınız.Cenaze evinde çekilmemiştir. BDP Heyetinin Murat Karayılan ile görüşmesinden sonraki manzarasıdır.
Sürecin galipleri değil
mağdur ve mağlupları
O resmi anlamadınız! O resimde İmralı sürecinin “mağdur” ve mağluplarının bir kesimi var.
AKP yöneticileri maskelerle poz vermeyi öğrendiler. Asında onların iç manzarası da aynıdır. Onlar da bu sürecin “mağdur” ve mağlubudur.
Bu süreç, PKK için de, AKP için de çıkmazdadır.
İmralı Açılımı çıkmazda
BDP, İmralı Tutanaklarını sızdıranları açıklıyor. Açıklamalar, durumu kurtarmıyor.
Sonuç olarak PKK/BDP, iki kağıt parçasını bile saklayamıyor ve çeşitli güçler en mahrem yerlerine kadar BDP’nin içindedir.
Sızdıranlar, acaba hangi örgütten, Kandil örgütü mü, F Örgütü mü, Hakan Fidan’ın örgütü mü, CIA’mı, hangi örgüt?
Sakine Cansızları öldüren örgüt olmasın?
Olay, BDP’nin örgüt disiplininin çok ötesindedir. Bu süreç, bu tür örgütlerde disiplin bırakmaz.
İmralı Açılımı, çıkmazdadır.
Çünkü ABD’nin İkinci İsrail Planı çıkmazda
Resimdekiler o nedenle kolektif olarak somurtuyorlar, hepsinin başı önlerine eğik.
Peki o resmi kimler anlamadı?
İmralı sürecini, AKP ile Öcalan arasında bir “pazarlık süreci” olarak görenler anlamadı.
Çünkü ortada bir “müzakere”, “pazarlık” falan yoktu.
Abdullah Öcalan, Hakan Fidan’ın denetimindeydi, elinden teslim mektupları alınmıştı.
Hakan Fidan da, ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı’nın önüne koyduğu projeyi uyguluyordu.
“Pazarlık” denen şeyler, projenin Türk milletine nasıl kabul ettirileceğine ilişkin hileler ve tertipler üzerineydi.
Kimler o resmi anlayamıyor
Başta MHP yönetimi olmak üzere, Milliyetçiliği Kürt karşıtlığı olarak tanımlayan çevreler, eğer bugünkü konumlarını düzeltmezlerse, önümüzdeki süreçteki resimleri de anlayamayacaklardır.
Çünkü cephelerini ABD emperyalizmine dönemiyorlar. Oysa büyük resmi görebilmek için, Atlantik’e bakacaksınız.
İkinci olarak, o resmi PKK/BDP’nin etkisi altındaki yurttaşlarımız ve onların kuyruğundaki Sol da anlayamaz.
Çünkü onlar da büyük resimdeki ABD’yi göremiyorlar.
Holding medyası, topluma at gözlükleri taktı.
O gözlüklerle baktığınız zaman, ya AKP’nin PKK’ya teslim olduğunu görüyorsunuz veya PKK’nın AKP’ye teslim olduğunu.
Ama her ikisinin de ABD emperyalizmine teslim olduğunu göremiyorsunuz.
Bu nedenle Sözcü gazetesi gibi vatansever çevreler, hatta açıklamalarından çıkardığımıza göre bazı İşçi Partisi yöneticileri de, “Anayasayı Öcalan’ın yazdığını” tekrar edip duruyorlar. Oysa Öcalan, ancak Hakan Fidan’a hizmet ve bağlılık mektupları yazabiliyor.
Aydınlık ve Ulusal Kanal da, sık sık holding medyasının oluşturduğu resme bakarak haber yazıyorlar.
O nedenle tıpkı Sözcü gibi PKK ve BDP yöneticilerini neşeli gösteren yanlış resimler yayınlıyorlar.
Erbil’de cenaze evindeki resim
Asıl resmin yarısı, Erbil’de cenaze evinde çekilmiş olan resimdir.
Kuşkusuz süreci anlayanlar da var.
Örneğin Mehmet Bori ve Emin Gürses, bu sürecin PKK için umutlu sonuçlar getirmeyeceğini yazdılar.
Aynı saptama AKP için de geçerlidir.
Çünkü süreç, Türk milletini karşısına almıştır ve ABD’nin İkinci İsrail planı, Suriye, Irak ve İran kayasına dayanmıştır.
ABD emperyalizminin bu planı dayatacak gücü kalmamıştır.
Önümüzdeki sürecin resmi budur.
AKP ve PKK yöneticileri, o nedenle bu süreçte hep çıkmazda olduklarını görecekler, karşılıklı birbirlerini suçlayacaklar ve çırpınacaklardır.
Süreci anlamak için
doğru yanıtlanması gereken soru
Bu süreci anlamak için şu soruya gerçekçi bir yanıt vermemiz gerekiyor:
– Türkiye’yi kim bölüyor?
– Türkiye’yi PKK bölemez. Türkiye’yi ABD emperyalizmi bölüyor.
BOP Eşbaşkanlığı yönetimini ve PKK yöneticilerini enstrüman olarak kullanan sürecin asıl patronunu saptarsak, milleti birleştirebiliriz.
O zaman hem AKP’nin tabanındaki büyük yurtsever kitleyi omuzlarından tutup sarsmış olacağız, hem de PKK/BDP’nin etkisinde kalan Kürtlerimizi rüyalarından uyandıracağız.
“Birbirimizden” ne koparırız değil
Kanlı planı birleşerek nasıl bozarız
Önümüzdeki sürece Türk ve Kürdün “birbirinden” ne koparabileceği açısından değil, bütün Türkiye halkını içine itildiği emperyalist plana karşı nasıl birleştirebiliriz ufkundan bakmak zorundayız.
“Başka çözüm yok” diyenler, büyük çözümü karartmak isteyenlerdir.
İşte çözüm:
– Suriye’ye terör ihracına son veriyoruz ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü hep birlikte sağlıyoruz.
– Irak’ı bölme planları içinde yer almıyoruz. Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Irak petrolleri, bütün Irak halkınındır.
– İran’a ambargo falan tanımıyoruz.
– Türkiye-Suriye-Irak-İran-Azerbaycan-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bölgemizde güvenlik dahil her alanda işbirliğine gidiyor, terörü bölgeden temizliyor, Mezopotamya ve Doğu Akdeniz’e barış ve güvenlik getiriyoruz. Bölgede ekonomik kalkınma için el ele veriyoruz.
– ABD dahil bütün dünya ülkelerinin bölgeden piyasa koşullarında petrol ve doğal gaz satın alabilmeleri için enerji yollarını güvenliğe kavuşturuyoruz. Bölge ülkeleri ile dünya devletleri arasındaki ilişkileri, toprak bütünlüğüne, egemenliğe ve bağımsızlığa karşılıklı saygı, karşılıklı yarar ve işbirliği temeline oturtuyoruz.
Bu programı uyguladığımız anda, herkese barışçı bir çıkış yolu göstereceğiz, Kandil mandil kalmaz, yaralar sarılır ve bölgeye barış gelir, gelecektir.
Kürdü, her ülkede eşit haklar temelinde insanca yaşama kavuşturacak olan da bu programdır.
Terör kalmaz barış ve güvenlik gelir
Sakın olmaz demeyin, göreceksiniz, Türkiye bölünmemek için Millî Hükümetini kuracak ve İşçi Partisi’nin bu çözümünü uygulayacak.
– ABD, bu plana ne yapabilir?
– Hiçbir şey! Bölge ülkelerinin birliği karşısında ABD’nin nükleer silahları dışında hiçbir şeyi yoktur. O da işe yaramaz.
– Bu programın önündeki engel kimdir?
– Türkiye’yi Tayyibistan yapmaya kalkan AKP iktidarı, başka deyişle Sıcak Para Diktatörlüğü!
O da yıkılacaktır.
Bir yanıt yazın