NECDET BULUZ
AKP Hükümeti’nin, PKK’ya silah bıraktırma amacı ile İmralı ile başlattığı süreç devam ediyor. Ancak, bu süreç içinde ne pazarlıklar yapılıyor, İmralı canisi Öcalan’a neler vaat ediliyor kimse bir şey bilmiyor. Hükümet cephesinden konu ile ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor. Daha önceki yazılarımızda da dile getirdiğimiz gibi, konu ile ilgili haber ve bilgi kirliliği yaşanıyor. Milletin kafası da bu nedenle oldukça karışık. Herkes beklemede ve sonucun nereye dayanacağı görülmeye çalışılıyor.
Bazı çevrelerden şu seslenişler yankılanıyor:
“ Hükümet olanlar, kan dökücü teröristlerle pazarlık masası kurdular. Barış süreci adı altında ülkemiz bölünmeye gidiyor. Hiç kimsenin sesi de çıkmıyor. Kimse tepki vermiyor. Milletteki bu suskunluğa bir anlam veremiyoruz. Ülke bölünüp, Türk kimliği yok edildikten sonra mı bu insanların aklı başına gelecek? “
“AKP’YE TÜRK MİLLETİNİN TOKATI YAKIN”
Doğrudur, toplumsal bir suskunluk içindeyiz. Aslında PKK’nın silahları bırakmasını, barış ortamının gelmesini hepimiz istiyoruz. Bu nedenle de beklemedeyiz. Ancak, sızan bilgiler ışığından yola çıkacak olursak, terör örgütü ile yapılan görüşmelerin ve müzakerelerin ülkemizin, Türk kimliğinin, bayrağımızın yok edilmeye doğru gittiği endişesine kapılıyoruz. Bu konularda da kamuoyunu tatmin edici bilgiler verilmediği için, millette bu endişenin giderek büyüdüğünü görüyoruz.
Çeşitli çevreler, yapılan görüşmelerin, verilen vaatlerin neler olduğunun kamuoyu ile paylaşılmasını istiyor. Muhalefet partileri, konunun Meclis’te kendilerine bilgi verilmesini istiyor. Hükümet kanadı ise “Adımlar atıldıkça herkes her şeyi öğrenecek” diyor. Her kafadan bir ses çıkıyor ve hiç kimse ne oluyor,ne bitiyor bilmiyor.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın son açıklamaları, milletimizde bir suskunluğun olmasının yanlış anlaşılmamsı gerektiği yönünde oldu. Büyükataman “ Türk milleti şu anda beklemektedir. AKP’nin ihtiyacı olan Türk tokadını AKP’nin suratına indirmek için en yakın zamanda bu yumruğu kullanacaktır. Kesinlikle Türk milletinin suskunluğu yanlış anlaşılmasın. Milletimiz, gücü kendisinden gören AKP iktidarına gücünü gösterecektir.“demiştir.
TÜRK DÜŞMANLIĞI YAYILIYOR
Son günlerde hiç dikkat ediyor musunuz, PKK’nın siyasi uzantıları BDP’liler adeta bayram ediyor, meydanı boş bulup atıp tutuyorlar. Bunları da şımartan hiç kuşkusuz Başbakan Erdoğan’ın tutumudur. Başkanlık sistemi uğruna BDP’lilerle kol kola giren Erdoğan, adeta olup bitenleri izlemekle yetiniyor. Daha düne kadar “BDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldıracağız” diyen Başbakan’ın birden bire yön değiştirmesi de kamuoyundaki kuşkuları artırmaktadır.
Ortada bir Türk düşmanlığı yayılmaya çalışılıyor. BDP’li Sırrı Sakık’ın Hürriyet Gazetesi’nindeki “Türkiye Türklerindir” yazan Türk bayrağı logosunun değiştirilmesi için Gazetenin sahibi Aydın Doğan’a çağrıda bulunması da Türk milleti ve bayrağına hakaretten başka bir amaç taşımıyor. Ne acıdır ki, bugünkü hükümetin tavrı, PKK’nın siyasi uzantılarını bugün bu noktaya getirmiştir.
Türklük inkâr edilmeye başlandı. Türk milliyetçiliği de “kafatasçı” olarak algılanıyor. Bölücülük ise “demokratik hak” olarak görülüyor. Terörist başı önemli bir aktör ve şahsiyet olarak baş tacı ediliyor. Bugünkü hükümet yetkilileri şehitlere “kelle” ,vatanseverlere “provokatör” diyor. Artık neredeyse ”Türküm” demek suç haline gelecek. Türklüğü savunmak neredeyse imkânsız duruma sokulacak. Böyle bir süreçten geçiyoruz.
AKP’DEN KURTULMANIN YOLU
Milletin beklentisinin demokratik yoldan sorunu çözmesinde düğümleniyor. Son iki ayda çeşitli kamuoyu kuruluşlarınca yapılan araştırmalarda, milletin yüzde 75’inin teröristlerle müzakere masasına oturulmasının karşısında olduğu görülüyor. Toprak bütünlüğümüz, Türklüğümüz, bayrağımız ve Anayasa’dan Türk adının silinmemesi gerektiği savunanların, hükümet olanlarla ilgili tercihlerini seçim sandığına yansıtma eğiliminde olduklarının da altını çizelim.
Özetleyecek olursak, AKP Hükümeti’nden kurtulmanın tek çıkar yolu demokratik yoldan seçim sandığından geçecek. Bu nedenle milleti buna hazırlamak, bugünkü hükümetten kurtulmak için böyle bir yol haritası çizmek gerekiyor. Bunu yapacak olan da muhalif siyasi partilerdir. Birçok yerde gösteri, yürüyüş, bayrak açma ve panellerle bu tepkiler gösteriliyor. Birçokları da seçim sandığını hedeflediği için şimdilik suskun kalmayı tercih ediyor. İşte, biz de bu nedenle diyoruz ki “Milletteki bu suskunluk yanlış anlaşılması.”
e.mail: necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın